22 Eylül 2024 Pazar

21 Şubat Dünya Anadili Günü: Dilimiz kimliğimizdir

Rojava devrimininden önce halkların kendi dilini konuşamadıklarını, BAAS rejiminin hiç kimsenin kültürüne, diline, kıyafetine sahip çıkmasına izin vermediğini kaydeden Wîdat Mihemed ve Ekîn Îsyan 21 Şubat Dünya Anadili Günü'ne ilişkin ETHA'ya değerlendirmelerde bulundu. Devrimden önce Arapça'nın dayatıldığı Rojava'da devrim sonrasında Süryânîce, Arapça, Kürtçe konuşulduğu kaydedilirken, "Herkesin diline sahip çıkması gerek. Özellikle de biz Kürtler. Kimliğimizi elde edebilmek için bir devrim gerçekleştirdik. Kimliğimizin bir unsuru da dilimiz" denildi.

21 Şubat Dünya Anadili Günü Bengal halkının anadilde eğitim hakkı mücadelesiyle birlikte tüm dünyaya armağan ettiği bir gün. 1999'den bu yana 21 Şubat anadilde eğitim için bir mücadele günü haline geldi. Tıpkı Bengal halkının yaptığı gibi Rojava'daki ezilen halklar da yürüttükleri mücadele sonucunda 19 Temmuz 2012'den bu yana anadilde eğitim hakkını elde etti.

BAAS rejiminin uygulamaları, tek ulusçu politikaları sonucunda dilinden mahrum kalan Kürt, Süryânî, Ermeni ulusu ve diğer birçok ezilen ulus ve ulusal topluluk Rojava devrimiyle birlikte bu haklarını elde etti. Çok dilli bir renge sahip olan Rojava devrimi Toplumsal Sözleşmenin 6. ve 7. maddeleriyle birlikte bu kazanımlarını güvenceledi.

BAAS rejimi döneminde Arapça öğretmenliği yapan Kürt bir kadın olan Wîdat Mihemed ve devrimle birlikte kendi dilini kamusal alanda kullanabilme hakkına sahip olan genç bir kadın olan Ekîn Îsyan ETHA'ya değerlendimelerde bulundu. Wîdat Mihemed BAAS rejimi döneminde Kürt halkına ve Kürtçeye yönelik baskıları, Ekîn Îsyan ise devrimin ardından elde edilen ulusal kazanımların toplumsal gelişmeye katkısını anlattı.

'DİLİMİZİ KONUŞAMIYORDUK'
Uzun yıllar Arapça öğretmenliği yaptığını ifade eden Wîdat Mihemed, Suriye'nin tamamında Kürtçe'nin yasak olduğunu kaydetti. Kürtçe şarkı dinlemek için kimsenin olmadığı bir yere geçmek zorunda kaldıklarını belirten Wîdat Mihemed, "Çok baskı ve zulüm gördük. Dilimizi konuşamıyorduk. Okullarımız yoktu" dedi.

'KÜRTÇE BİZİM VARLIĞIMIZDIR'
Dört parça Kürdistan'ın tamamında her parçasını sömüren devletler tarafından Kürtçeye yönelik baskılar uygulandığını vurgulayan Wîdat Mihemed, şu ifadeleri kullandı: "Kürtçe bizim kültürümüzdür, varlığımızdır. İnsanın Kürt, Süryânî, Arap, Çerkes olduları nasıl anlaşılıyor? Kendi dilini konuştuğu zaman anlaşılıyor." Çocuklarının ismini nüfusa kaydettirmeye gittiğinde sorun yaşadığını söyleyen Wîdat Mihemed şunları aktardı: "Mesela ben kızımın adını 'Kürdistan' yapmak istediğimde kendileri başka isim yazıyorlardı. Nüfus Müdürlüğü'ndeki kişi kendi kafasından onu 'Bistan' yapıyordu. 'Kürdistan olmaz, yasak' diyordu. Çocuklar iki isimle yaşıyordu. Mesela evdeki ismi Kürdistan okula gittiğinde ismi Bistan oluyordu. Çok zorluk çektik."

WÎDAT MİHEMED: BAAS DÖNEMİNDE KÜRTÇE YASAKTI
BAAS rejimi döneminde Kürtçe alfabenin hiçbir yerde kullanılmadığını ifade eden Wîdat Mihemed, "Mesela biri arabasına Kürtçe bir söz bile yazsa yasaktı, para cezası yazılırdı. Kürtçe yazım olmazdı. Kimliğimizde Arap-Suriye yazıyor. Hayır ama ben Kürdüm. Evet Suriyeliyim ama Kürdüm. Neden kimliğimize yazmamışlar. Dilimiz kimliğimizdir" dedi.

Dünyada birçok halkın ezildiğini kaydeden Wîdat Mihemed şunları söyledi: "Birçok halk bizim gibi eziliyor. Bütün dünyada eziliyor. Dilleri, kültürleri kaybolmuş. Türkiye, Irak, İran, Suriye rejimi gibi faşist devletler üzerlerinde baskı kuruyor, katlediyor. Diğer halklar da, Ermeni, Çerkes, Süryânî halkları da burada bizimle birlikte yaşıyor. Ama onlarda dillerini unutmuşlar. Bu onlar üzerinde bir baskıydı. Okullarını, kurumlarını açamazlardı. Çocuklarına gizlice öğretirlerdi. Günlük evde konuşulacak kadar öğretirlerdi. Fakat dışarı çıkıp konuşamazlardı."

'BAAS REJİMİ TEK OLMAK İSTİYORDU'
BAAS rejiminin hiç kimsenin kültürüne, diline, kıyafetine sahip çıkmasına izin vermediğini vurgulayan Wîdat Mihemed, "Tek olmak istiyordu. Faşist, şovenist bir devletti. Sadece kendisini bilirdi. Dünyada sadece kendisi olsun istiyor" dedi. Rojava devriminden sonra bu konudaki gelişmeleri olumlu olarak değerlendiren Wîdat Mihemed, "Hangi mahalleye gitsem Kürtçe konuşmalar duyuyorum. Kürtçe tabelalar görüyorum. Süryânîce, Arapça görüyorum, bütün dillerde görebiliyorum. Çok güzel dönemlerden geçtik, inanıyorum ki büyük başarılar da göreceğiz. Rojava'da herkes kendi dilinde konuşabiliyor" dedi.

EKÎN ÎSYAN: DEVRİMLE BİRLİKTE ÇOK KAZANIM ELDE ETTİK
Ekîn Îsyan ise bütün ezilen ulusların Dünya Anadil Günü'nü kutlayarak sözlerine başladı. Rojava devriminin ardından Kürt ulusu olarak kazanımlar elde ettiklerini ifade eden Ekîn Îsyan, "Kürtçe konusunda ve kültürel anlamda hakların elde edilmesi önemli bir gelişme. Gerçekten de devrimin ardından birçok önemli kazanım elde ettik" dedi.

'AİLE BÜYÜKLERİMİZ KÜLTÜRLERİNE SAHİP ÇIKTIKLARI İÇİN İŞKENCEYE MARUZ KALMIŞ'
Bazen aile büyükleriyle sohbet ederken onlardan BAAS rejiminin Kürtler üzerindeki baskıları dinlediğini söyleyen Ekîn Îsyan, "Birçok sefer kültürlerine, geleneksel kıyafetlerine sahip çıktıkları için dayağa maruz kalmışlar. Zindanlarda kalıp işkenceye uğramışlar. Eğitim yasağıyla karşılaşmışlar" dedi.

'EZİLEN ULUSLAR KENDİ DİLİNDE EĞİTİM GÖREBİLİYOR'
Rojava devrimiyle birlikte kendi dillerinde eğitim görme fırsatına sahip olduklarını belirten Ekîn Îsyan, "Sadece Kürtçe için değil. Rojava devriminin ardından Rojava'daki ezilen ulusların hepsi kendi dilinde eğitim görebiliyor. Bize söylenilene göre önceden tek dil vardı. O da Arapçaydı. Ama şu an görüyoruz ki Süryânî halkı Süryânîce eğitim görüyor. Okullarda Kürtçe eğitim veriliyor" dedi. Okullarda Arapça eğitimlerin de verildiğini vurgulayan Ekîn Îsyan şunları söyledi: "'Sadece Kürtçe oku' diye zoraki bir durum yok. Bu devrimimizin en güzel yönlerinden birisi. Çünkü birçok genç devrimden önce Arapça eğitim gördü. Ama devrim onları Kürtçe okumaya mecbur bırakmadı. Bu noktada özellikle biz Kürtler dilimizi yaygınlaştırmalıyız. Çünkü bu bizim dilimiz. Bunun için savaşıyoruz. Devrim de bunun için gerçekleşti. Dilimize sahip çıkmanın oynayacağı rol farklı. Peki nasıl sahip çıkabiliriz? Mesela Kürtçe gazeteler okumak, yazı yazmak, Kürtçe şarkılar dinlemek, Kürtçe film izlemek bu noktada önemli."

'KÜRTÇEDE YAZINSAL BİRİKİMİMİZ ZAYIF'
Kürtçenin diğer dillere nazaran gelişiminin daha olduğunu ifade eden Ekîn Îsyan, "Diğer diller gelişim gösteriyordu ama biz Kürtler bu anlamda çok zorlandık. Eğitim görmemiz engellendi. Yazınsal tarih birikimimiz zayıf. Fakat şu anda bu kazanımlarımız var. Bunlara sahip çıkmalıyız, korumalıyız" dedi.

'UMUYORUM Kİ TÜM EZİLEN HALKLAR DİLİNE SAHİP ÇIKACAK'
Artık rahatça Kürtçe konuşabildiklerini söyleyen Ekîn Îsyan, "Ailemizle birlikte şevêrkler (Kürt toplumunda geceleri insanların toplanarak şarkılar söylediği, birbirlerine fıkra ve hikayelerin anlatıldığı köklü bir kültüre sahip olan sosyal etkinlik) yapabiliyoruz. Kürtçe yazabiliyoruz. Teyzelerimiz, akrabalarımız okulda hastalandıklarında 'ben hastayım' diyemedikleri için izin alamadıklarını anlatıyorlardı. Ama şu anda bütün isteklerimizi Kürtçe dile getirebiliyoruz" dedi. İnsanın dilinin kimliği olduğu kaydeden Ekîn Îsyan, "Herkesin diline sahip çıkması gerek. Özellikle de biz Kürtler. Kimliğimizi elde edebilmek için bir devrim gerçekleştirdik. Kimliğimizin bir unsuru da dilimiz. Biz söz var 'Dilin yoksa sen de yoksun' diyor. Gerçekten de böyle. Bu yüzden umuyorum ki bütün ezilen halklar diline sahip çıkacak. Dünya Anadil Günü tüm ezilen uluslara kutlu olsun" dedi.