24 Eylül 2024 Salı

2. Ortadoğu Barış Konferansı'nın ilk günü sona erdi

KESK'in düzenlediği 2. Ortadoğu'da Barış Konferansı'nda konuşan Yazar Yüksel Genç, "Bugün Kürt sorununu tartışırken cezaevlerinde devam eden açlık grevine değinilmese, bunu tartışmak pek hakkaniyetli olmaz" dedi.
KESK'in düzenlediği 2. Ortadoğu Barış Konferansı'nın 3. oturumu "Kürt Sorunu ve Barış" başlığı altında devam etti.
 
Oturumun moderatörlüğünü İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan yaptı. Oturumda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, çözüm sürecine ve sürecin bitirilmesine değinerek Türkiye'de barışı mutlaka ama mutlaka getireceklerini söyledi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Prof. Dr. Mithat Sancar, Kürt sorununda barışın Ortadoğu için önemli bir faktör olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin bir çözüm süreci tecrübesi yaşadığını dile getirdi. Mithat, "Bu süreç son derece önemlidir. Türkiye'de toplumsal hafızasına ve devlet hafızasına çözüm ve mücadele süreci eklenmiştir. Bunu oradan çıkarmak zordur. Hatta neredeyse hafızaya kayıt edilen bir dosyanın tamamıyla silinmesi zordur. Bu süreç aynı zamanda olumlu ve olumsuz ders alınması gereken bir süreç. Tüm yanlarıyla derli toplu şekilde değerlendirilmesi tartışılması gerekiyor. Şüphesiz uzun süre silahlı mücadelenin sonlanası için müzakere yapılması gerekiyor. Fakat bu tek başına sorunu çözmeye götürmez. Sorunları doğuran sorunları ortadan kaldırmak gerekiyor. Yani pozitif barışı sağlamak gerekiyor" dedi.
 
'ÇÖZÜMDE TEMEL AKTÖR ABDULLAH ÖCALAN'DIR'
 
Ardından konuşan Yazar Ferda Koç, Türkiye'de Kürt sorunu ve barışı konuştuklarını dile getirerek Ortadoğu'da Kürt sorununun farklı mecralarda tartışıldığını belirtti. Kürt sorunun Türkiye'de çatışmayla kendisini gösterdiğini vurgulayan Ferda, şöyle devam etti: "Kürt sorunun çözümünü neden istiyoruz? Silahların bir daha patlamaması için mi? Kürt sorunun gerçekten çözmek için mi? Öncelikle şunu ortaya koymamız lazım. Türkiye'de Kürt sorunu kendisini savaş biçiminde ortaya koyduğu için barışı tartışıyoruz. Bir ulusal sorun kendisini savaş biçiminde ortaya koyduğu zaman sorun kendisini farklı şekillerde gösteriyor. Türkiye'de Kürt sorunu her tartışılmaya başlandığında PKK ve Abdullah Öcalan ortaya konuluyor. Kürt sorunun çözümü ortaya konulduğunda ortaya PKK ve Öcalan'ın neden konulduğunu anlamayanlar oluyor. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Bu sorunu bu aktörlerin çözmesi dışında çözebilecek kimse yok."
 
'KÜRT SORUNU ORTADOĞU'DA BARIŞIN KİLİDİ HALİNE GELMİŞTİR'
 
Leyla Güven ve hapishanelerde devam eden açlık grevi eylemcilerini selamlayarak sözlerine başlayan Yazar Yüksel Genç de "Bugün Kürt sorununu tartışırken cezaevinde devam eden açlık grevine değinilmese bunu tartışmak pek hakkaniyetli olmaz. Yaklaşık iki yüzyıldır isyan, inkar ve bastırma şeklinde kendini gösteren Kürt sorunu bu güne kadar gelmiştir. Kürt sorunu Ortadoğu'da barışın kilit noktası haline gelmiştir. Kürt sorunu Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de büyük bir sorun haline geldi. Kürt sorunu aynı zamanda var olduğu ülkelerde o ülkelerin sorunu haline gelmiştir. Bu gün ise Ortadoğu'da ortaya çıkan bölgesel ölçekli, Ortadoğu'nun bütününü etkilemektedir. Kürt sorunu yerel olduğu kadar bölgeseldir. Çözümde yerel olduğu kadar bölgesel olarak etkili olacaktır" diye konuştu.
 
'KOBANÊ DÜŞMEYİNCE MASAYI DEVİRDİ'
 
Gazeteci Yusuf Karataş ise Kürt sorunun ulusal bir sorun olduğunu söyleyerek Kürtlerin kendi geleceklerini belirleme noktasında önemli bir sorun yaşadığının altını çizdi. Suriye'de Kürt sorununa değinen Yusuf, "Rojava ve Kobanê süreci Türkiye'deki çözüm sürecinin akıbeti bakımından belirleyici bir rol oynadı. Hatırlarsanız Erdoğan 'Kobanê düştü düşecek' dedi. Kobanê düşmedi, masayı devirdi. O noktaya gitti sürecin kendisi" ifadelerini kullandı.