23 Kasım 2024 Cumartesi

15-16 Haziran direnişi 54. yılında: İşçiler birleşmeden kazanamaz

DİSK'in kapatılmasını engellemek için başlayan 15-16 Haziran direnişinin DİSK'i aştığını kaydeden Ercan Atmaca, ETHA'nın sorularına verdiği yanıtta, DİSK'in yetkinliğe ulaşmadığını kaydetti. Sendikanın iş yerinde direnin kararına uymayan işçilerin sokağa döküldüğünü hatırlatan Atmaca, 15-16 Haziran'ın öğrettiklerinden ders alarak mücadele etmek gerektiğini vurguladı.

Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük, en görkemli direnişlerinden olan 15-16 Haziran direnişinin 54. yılındayız. DİSK'in kapatılmak istenmesine karşı DİSK'i de aşan bu direniş işçi ve emekçilere ne söylüyor, neyi salık veriyor? Yürüyüşe katılan, süreci örgütleyenlerden Ercan Atmaca ETHA'ya anlattı.

Atmaca'nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

İŞÇİLER VE ÖNCÜLER İŞ YERİNDE DİRENME KARARINA UYMAYARAK SOKAĞA ÇIKTI

Tarihi 15-16 Haziran direnişinin 54. yılı. Bu direniş hala işçi ve emekçilere, ezilenlere yol gösteriyor. Direnişte yer alan bir isim olarak, okurlarımıza süreci aktarabilir misiniz?
3 yıl gibi kısa bir sürede hızla gelişen ve üye sayısını artıran DİSK'in önünü kapatmak için iktidar tarafından hazırlanan yasanın engellenmesi amacıyla DİSK harekete geçti. İş yerlerinde yasanın DİSK'i kapatmak için hazırlandığı anlatılarak 14 Haziran'da temsilciler toplantıya çağrıldı ve yapılan toplantıda iş yerlerinde direnme kararı alındı. Ama İstanbul'da bazı iş yerlerindeki işçi öncüleri ve temsilcileri bu karara uymayarak sokağa çıktılar. İstanbul yakasında; Silahtar, Kağıthane ve Topkapı'da iş yerlerinden çıkan işçiler yürüyüşe geçti. Anadolu yakasında ise Çayırova Arçelik'ten başlayarak E 5'i işgal ederek Kadıköy'e kadar ürüdü. İktidar Galata Köprüsü'nü kaldırarak iki işçi kolunun birleşmesini engelledi. Anadolu yakası ile İstanbul yakası arasındaki bütün deniz ulaşım araçlarına el koydu. Böylece Anadolu yakasındaki işçilerin İstanbul'daki işçiler ile birleşmesini engellemiş oldu.

İzmit'te ise Köşeköy Çelik Halat'tan yürüyüşle yaklaşık yirmi bin kişilik kortej oluşturdular. Yine E 5'i işgal ederek yürüdü.

16 Haziran'da Çayırova Arçelik'ten başlayarak Kadıköy'e yürüyen işçilerin önü Kartal'da tanklarla kesildi. Ama aşıldı... Yaklaşık otuz bin işçinin önü Kurbağalıdere'de polis tarafından kesildi ve üzerimize ateş açıldı. Yaşar Yıldırım, Mustafa Bayram ve Mehmet Gıdak açılan ateş sonucu öldü. Çatışma çıktı. Ellerimizde bir tek pankart ve sopalarımız vardı. Barikatı aştık. Asker kesti önümüzü, onları da aştık ve kaymakamlığı işgal ettik. Kaymakam, emniyet müdürü terk etmişlerdi yerlerini. Karşıya geçecek vasıta bulamadık. O öfke ile dolapları devirdik, dosyaları yaktık. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Radyodan Kemal Türkler'in "Arkadaşlar eyleme son verin" çağrısı üzerine eyleme son verdik.

İŞÇİLER GELECEKLERİ VE ÇIKARLARI İÇİN BİR ARAYA GELEBİLİR

15-16 Haziran direnişinin öğrettikleri ve gösterdiği yol nedir?
İşçeler ne için eylem yaptıklarını, dövüştüklerini bilirler ve inanırlarsa her engeli aşar. İşçiler hangi görüşte, inanışta olursa olsun gelecekleri ve çıkarları için bir araya gelebilirler. 15-16 Haziran eylemlerine katılan işçilerin 30-40 bini DİSK üyesi, 50 binden fazlası Türk-İş üyesi geri kalan ise sendikasız işçiydi. Eyleme katılan işçi sayısı ise 150 bindi.

1989 Bahar eylemlerinde, 15-16 Haziran eylemlerinden öğrendiğimizi uyguladık. Bir araya geldik. Sendika yönetimlerini aştık. 15-16 Haziran direnişinin gösterdiği yol ise; ancak tabandan iş yerlerinde örgütlenir ve bu örgütler arasında birlik sağlanırsa başarılı olunabilir.

EKONOMİK TALEPLİ EYLEMLER POLİTİK EYLEMLERE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

Bugün de işçi ve emekçiler sendikalı veya sendikasız direnişe geçiyor. Tarihle bağı açısından 15-16 Haziran direnişiyle nasıl ilişkilenmek gerekiyor?
İşçilerin her eylemi (ekonomik-politik) sınıfsaldır. Ekonomik nedenlerle yapılan eylemleri, politik eylemlere dönüştürmediğimiz sürece, yani karşı karşıya olduğunuz saldırıların (işsizlik, düşük ücretler, vergiler) iktidarların işçi sınıfına karşı yürüttüğü ve uyguladığı bir politika olduğunu kavrayamadığımız sürece eylemler yapılır, biter. Ama sömürü devam eder.

YETKİNLİĞE ULAŞAMAYANDAN YETKİNLİK BEKLENMEMELİDİR

DİSK'in 15-16 Haziran direnişinde takındığı tutumu ve bugün sınıf mücadelesi pratiğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu kesindir; 15-16 Haziran eylemleri DİSK'in kapatılmasını engellemiştir. 15-16 Haziran eylemi DİSK'i aşmıştır. Taban örgütlülüğünü tam geliştiremeyen DİSK, böylesi bir sınıf kalkışmasını nasıl yürütebilirdi? Yetkinliğe ulaşamayandan yetkinlik beklenmemelidir. Sorun, ders alıp gerekli yetkinliğe ulaşama için yapılması gerekenleri yapmaktır.

İŞÇİLER BİRLEŞİN, SÖMÜRÜYE SON VERİN

Son olarak neler söylersiniz?
Bahar eylemlerinin hazırlığı NETAŞ grevi ile başladı. Öncelikle İstanbul'daki işçi sendika şubelerinden (yönetici, işçi, temsilci) işçiler bir araya gelerek bir platform oluşturduk. Otomobil-İş'te toplantılar yaptık. 36 sendika şubesi bir araya geldi. Bahar eylemlerini sendika genel merkezlerini, Türk-İş'i aşarak başlattık. Komite oluşturarak İskenderun Demir-Çelik, Ereğli Demir-Çelik grevlerini ziyaret ederek dayanışmada bulunduk. Bakırköy Bahçelievler Zafer Sinemasında işçi kurultayı yaptık. Kamu çalışanları sendika şubeleri platformunun oluşması için destek verdik. İstanbul'da izin almadan birlikte eylemler yaptık.

1 Mayısların birlikte kutlanması için sendikalara baskı yaptık ve birlikte kutlamaya başladık. İşçi Sendika Şubeleri Platformu ve Kamu Çalışanları Sendika Şubeleri Platformu ortak (3'er kişilik) yürütme kararı aldık, yaşama geçiremedik.

Peki niye? Platformlarımız sendika genel merkezleri (Türk-İş, DİSK, KESK) ve ne yazık ki devrimci geçinen örgütler tarafından hedef alındı. Kamu Çalışanları Sendika Şubeleri arasındaki bağlar sıkıştırılmadan KESK oluşturuldu. Yönetim paylaşımları örgütsel çekişmeler yapıyı zayıflattı.

Son olarak şunu söylemek isterim. O dönemi gören bizler 80 yaşına geldik. Sınıfımın durumuna bakıp üzülüyorum. Ama umudumu kaybetmiyorum. İşçilerin ilk ve son sloganını söyleyerek bitireceğim: İşçiler birleşin, sömürüye son verin!