24 Kasım 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Savaşta birleşenler ne getirir?

Çubuk lincini ve Asena Meral'e saldırı tehdidini yapan Erdoğan-Akar ikilisi değil miydi? Ne çabuk unuttunuz!

Erdoğan-Bahçeli faşizmi, 27 Ekim'de Irak ve Suriye'de işgali genişletme savaşı için 2 yıllık tezkeresini parlamentodan geçirdi.

İşgalci savaşı genişletme saldırganlığı, Kürt özgürlük hareketini imha, Rojava devrimini ezme, ilhakçılık; daha çokta faşizmin gerileyen kitle desteğini şovenizmle yeniden giderme, savaş sıkıyönetimiyle diktatörlüğü sürdürmeyi amaçlıyor.

Bölgedeki emperyalist güçler; Rusya ve ABD, bu kez Erdoğan faşizminin yeni işgallerine geçmişteki kadar müsamaha etmeyebilirler.

Ancak emperyalistlerin çıkarı, Rojava devrimi ve Kürt özgürlük hareketine karşı, hırsı gücünü aşmış Erdoğan ve Türk burjuvazisinin yanında olmayı tercih eder. Bir yere kadar yeni işgallere izin verebilirler.

Erdoğan-Bahçeli'nin savaş tezkeresini, burjuva muhalefet yeniden destekledi, fakat bir fire verdi: CHP.

Önce vurgulayalım: İYİP, Davutoğlu, Babacan ve İnce tezkereyi küstahça desteklediler. Böylece olası burjuva iktidar değişiminde işgallere ve kirli savaşa devam edeceklerini gösterdiler.

Onlar da Erdoğan gibi saltanatlarını Kürt halkının kanı üzerine kuracaklar, tahtlarının harcını savaşla karacaklar! Kimyasal Erdoğan kervanını Erdoğansız sürdürmeyi deneyecekler!

Fakat unuttukları şu ki, ne Erdoğan kimyasal kullandığı savaşlarıyla Kürt ulusal özgürlük mücadelesini yok edebildi, ne de kirli-işgalci savaş sürdüğü müddetçe Türk halkına demokrasi gelebildi! Üstelik Erdoğan, burjuva muhalefete kirli-işgalci savaş atmosferinde baskı kurabildi.

CHP bu kez ret oyu verirken iki şeyi gözetti: 2 yıl savaş izni alan Erdoğan, iktidarını vermeme saldırganlığını bu sayede meşru kılacak.

Hile, HDP'yi kapatma, faşist saldırganlığı azdırma, burjuva muhalefete baskı yöntemleriyle saltanatının "beka"sını sağlamayı deneyecek. Bu nedenle Kılıçdaroğlu "savaşa TÜGVA'cıları gönder, komutanı da Bilal olsun" ajitasyonuyla reddi gerekçelendirdi.

İkincisi, tezkerede geçen, savaş amacıyla "yabancı askeri Türkiye'de bulundurma"ya karşı olduklarını açıkladı. "Yabancı asker" elbette yabancı islamcı ve Türkçü çeteler: Nusra (HTŞ), ÖSO/SMO ve diğer savaş suçluları!

5 savaş generalinin istifasının açıklanmayan gerekçesi de bu. Anlaşılan CHP, esasen de bu nedenle ve HDP'nin seçim desteğini almak için bu kez savaş kışkırtıcıları birliğinden fire verdi.

Kirli-işgalci savaşa, açıktan ve net biçimde karşı çıkmayan, çıkamayan Kılıçdaroğlu, olası koalisyonlu iktidar günlerinde de barışçı yolla sorunu çözmeyi söz olmaktan çıkaracağına dair güven veremez.

Bu güvensizliği, Yozgat konuşmasındaki savaşçı ajitasyonuyla sergilemekten geri durmadı: "Kandil'i yerle bir etmezsem bana Kılıçdaroğlu demesinler"!

TSK'nın her genelkurmayı, her başbakan ve en son da en acımasız savaşçı ikilisi Erdoğan-Akar, "Kandil'i yerle bir etmeyi", "tek kişi kalmayıncaya değin savaş"ı acımasızlaştırmayı denediler. Sonuç, ilhakçı, kimyasal savaş ve tabii faşist rejimi azdırarak sürdürmek oldu.

Faşizm ve savaşı, on yıllardır işçi sınıfı ve halklarımıza reva gören burjuvazi ve sivil-askeri şefleri, bu sayede halkın yoksulluğu üzerine sermayelerini büyüttüler.

Savaşa heves eden muhalefet şefleri, Erdoğan-Akar ikilisi sizden daha acımasızca, kimyasalla "Kandil'i yok etme"ye çalışıyor ve bu kirli rekabette yarışırsanız, saltanatının "beka"sı için, sizi de de hapsetmesinin yolunu kendiniz döşemiş olursunuz.

Çubuk lincini ve Asena Meral'e saldırı tehdidini yapan Erdoğan-Akar ikilisi değil miydi? Ne çabuk unuttunuz!

Burjuva muhalefet eğer saldırılardan nasibini henüz almadıysa, Kandil'in kahramanlığının, Erdoğan-Akar-Bahçeli-Perinçek faşist kliğinin zaferine, kimyasal ve hava tekniğini kullanan canavarlığının o kapkara zaferine geçit vermemesi sayesindedir. 

Kandil'in, Rojava'nın kahramanlığı, Erdoğan faşizminin de çözülmesine yol açıyor.

Bundan ötürü, savaşçılıkta Erdoğan ile birleşen burjuva muhalefetin bu kez de parlamenter faşizm ve savaşçılıktan yararlanarak saltanat kurmasın diye, bütün demokrasi güçleri, işçi sınıfı ve ezilenler, Kürtlerle kol kola halkçı ve özgürlüğün güvencesi bir iktidarı kurmak için harekete geçmeli.

Tezkereyle yola çıkan savaşa, işgale, kimyasal öldürmeye karşı halkların barış mücadelesini yükseltmeli.