Eskişehir'de 'Kadın Devrimi' söyleşisi
Eskişehir'de yeni açılan ESP İl Temsilciliği'nde eş genel başkan Deniz Aktaş'ın katılımıyla 'Kadın Devrimi' üzerine söyleşi gerçekleştirildi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Eskişehir'de il temsilciliğinin açılışını gerçekleştirdi. Açılışın ardından, ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş'ın katılımıyla "Kadın Devrimi" üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi.
Kadının köleliğinin özel mülkiyetin ortaya çıkışıyla başladığını ve tarihsel bir serüveni olduğunu belirten Aktaş, "Kapitalizmde de erkek egemenliği önceki toplumsal düzenden devralınıyor ve sermaye düzeninin kurumlarıyla kaynaşıyor" ifadelerini kullandı. Bunun bir çelişkili birlik biçiminde geliştiğini kaydeden Aktaş, "Sonuçta üretim toplumsallaşıyor ama bir taraftan da mülkiyetin özel bir karakteri var" dedi. Kapitalizmin bir yandan kadınların toplumsal olarak üretime katılmasını şart koştuğunu, diğer yandan ev içerisinde çocuk, yaşlı bakımını dayattığını ifade eden Aktaş, "Çelişkinin bir ucu kadını kaçınılmaz olarak toplumsal yaşama iterken diğer ucu sömürü için ev içine itiyor" dedi.
Erkek egemenliğinin kadınların karşısına salt bir zihniyet sorunu olarak değil, bir iktidar sorunu olarak çıktığını ifade eden Aktaş, "Erkek egemenliğinin kurumsal bir yapısı, örgütlenmesi, somut, maddi bir varlığı var. Bu örgütlü yapının dağıtılması gereken ilk unsur olarak karşımıza çıktığını söylemek gerekiyor. Burada da devrimci bir programdan, yani kadın devrimi programından bahsedebiliriz" ifadelerini kullandı.
'ERKEK EGEMENLİĞİNİN MADDİ DAYANAKLARI TASFİYE ETMEK'
Erkek egemen kapitalist sistemin reformlarla, tekil hak mücadeleleriyle değil, maddi dayanaklarının yıkılmasıyla parçalanabileceğini kaydeden Aktaş, "Kadın cinsinin de toplumsal devrim içerisinde kendi devrimini hazırlaması gerekiyor" dedi. İnsanın insanı yönettiği koşullar ortadan kaldırılmadığı müddetçe kadının iktidarda eşit pay alması, kendini yönetebilmesi gerektiğinin altını çizen Aktaş, bu nedenle de kadınların özerk örgütlenmelere ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Kadınların örgütlenmesinin sadece kadın devrimi için değil toplumsal devrim için de önemine dikkat çeken Aktaş, kadınların çifte sömürüye maruz kaldığına işaret etti. "Kadın devrimimizin hedefi bu erkek egemenliğinin maddi dayanaklarını tasfiye etmek" diyen Aktaş, kadın devriminin müttefikinin ise bu erkek egemen kapitalist sistemin yıkılmasından çıkarı olan proleter erkekler olduğunu belirtti. "Burada bir cins uzlaşmasından değil, bir devrimci ittifaktan, mücadele ortaklığından bahsediyoruz. Bu ittifak içerisinde de bir mücadeleyi veriyoruz" ifadelerini kullanan Aktaş, kadın devrimine giden yolda başkaca taktik ittifaklar da yaptıklarına işaret etti.
'KENDİ KOLEKTİF VARLIĞIMIZI GÜVENCELEMELİYİZ'
"Kadınların kendi taleplerini ve gerçek mücadele potansiyelini açığa çıkartabilmesi için kendi kolektif varlığını güvencelemesi gerekiyor. Örgütsel olarak var olamadığımızda bunu gösteremeyebiliriz. Tekil kadın bireyler olarak bu mücadeleye katılmak bu potansiyeli açığa çıkarmaz" diyen Aktaş, kadınların özerk örgütlenmelerinin, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetin önemini vurguladı.
İktidarı sadece reform mücadelesiyle ele geçiremeyeceklerini kaydeden Aktaş, kadın devriminde zorun rolüne işaret etti. Özsavunmanın da önemini vurgulayan Aktaş, "Tek tek bu pratikler bu sistemi ortadan kaldırmıyor ama bunun sahiplenilmesi kadınları hayatta tutuyor" ifadelerini kullandı.
Söyleşi, katılımcıların soru ve katkılarıyla devam etti.