24 Kasım 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Perinçek ulusalcıları neden sattı?

Perinçek, geçmiş bütün laf cambazlıklarını teori diye yutturmuşken, asıl amacının Kürt özgürlük hareketi başta gelmek üzere devrimci ve demokratik hareketin ezilmesi olduğunu, yol arkadaşlarını satma pahasına kanıtladı.

Perinçek, geçmiş bütün laf cambazlıklarını teori diye yutturmuşken, asıl amacının Kürt özgürlük hareketi başta gelmek üzere devrimci ve demokratik hareketin ezilmesi olduğunu, yol arkadaşlarını satma pahasına kanıtladı.

Emekli amiraller Erdoğan diktatörlüğüyle yollarını ayırırken, Perinçek de, ulusalcı askerlerden yolunu ayırdı. Ulusalcıları sattı. Diktatör amiralleri zindan tehdidiyle gözaltına aldığı bir anda satmaktan kaçınmadı.

Perinçek 'vatan savaşı sırasında bu tavrı takınmak ABD'ciliktir' gibi saçmalığı gerekçe olarak yumurtlarken kendi gerçek amacını ifşa etti. Geçmiş bütün laf cambazlıklarını teori diye yutturmuşken, asıl amacının Kürt Özgürlük Hareketi (KÖH) başta gelmek üzere devrimci ve demokratik hareketin ezilmesi olduğunu, yol arkadaşlarını satma pahasına kanıtladı.

Perinçek'in demagojisi şöyleydi: "Baş düşman ABD'dir. ABD vatanımızı Kürtler eliyle bölmeye çalışıyor. Kürtleri ezmeye çalışan Erdoğan dolaylı olarak ABD'yle savaşıyor. O halde Erdoğan'ın acımasız savaşını desteklemek gerekir."

Şimdi Erdoğan ABD'ye bağlılığını yeniden ilan ederken, güven vermek için ABD'nin dümen suyunda birden çok politikayı izlemeye dönüş yapıyor.

S-400 sistemini hangara kaldırmayı teklif ederek ABD'ye güven veriyor.

Ukrayna ve Doğu Avrupa'daki NATO tatbikatının dönem komutanlığını Türkiye üstlenecek. ABD'nin Rusya'ya güç göstermesinin komutanlığını yapacak. İş savaşa varırsa ABD'nin Rusya'ya karşı savaşına TSK'yı seferber edecek.

Diktatör, nabız yoklatarak Montrö Sözleşmesi'ni tasfiye etmeye çalışıyor. Bu ve muhayyel Kanal İstanbul yoluyla ABD'ye savaş uçağı gemilerini Karadeniz'de sürekli konuşlandırma imkanı vermeye çalışıyor. ABD'nin Rusya'yı Güney'den de kuşatmasının işbirlikçiliğine girişiyor.

Erdoğan faşizmi Doğu Akdeniz'de ve Libya'da yayılmacılığı tırmandırırken Fransa'nın savaş uçaklarıyla karşılaşınca ve ABD'nin tehdit uyarıları karşısında yelkenleri indirdi. Macron'la "sevgili" hitabıyla muhabbeti koyulaştırıyor. Libya'da da muhtemelen ABD'nin "çözüm" önerisi doğrultusunda mevzilenerek petrol ve inşaat pastasından nemalanmaya bakacak.

Erdoğan, Suriye ve Rojava işgalini ilhaka dönüştürmeye çalışırken, ABD'yle İdlib işgali üzerinden işbirliğini derinleştirecek, Rojava devrimi topraklarındaki işgalinin kalıcılığını bu yolla sağlamaya çalışacak.

Erdoğan faşizmi işgalci yayılmacılığı da, diktatörlüğünü sürdürmeyi de ABD kanatları altına yerleşerek sağlamaya çalışıyor.

Bu nedenle de TSK'daki ulusalcı/Ergenekoncu askerleri tasfiye ederek, emekli ulusalcı amiralleri zindana atarak ABD'ye güven veriyor.

Ulusalcılar, Perinçek'in kendilerini desteklemesini, zindana atılmalarına ve tasfiye edilmelerine karşı çıkmasını, doğal olarak bekliyorlardı. Hayal kırıklığına uğradılar.

Perinçek, asıl amacı Erdoğan faşizminin Kürdistan devrimini ve demokratik güçleri olduğu için, ulusalcıların zindana atılmalarını ve TSK'dan tasfiyelerini bu amaç nedeniyle kabulleniyor. Sözcülüğünü yaptığı kliği satıyor.

Perinçek'in temel bir çizgisi de 'üçüncü dünya' burjuva devletlerinin çıkarını kollamak. Nesnel gerçeklikte bu burjuva devletler, çıkarları için kendi aralarında dalaşırlar ve yine çıkarları için büyük emperyalist güçlerden birine yaslanırlar. Bu gerçeklik Perinçek'i önüne katıp kendi burjuvazisinin devlet çıkarının çığırtkanlığını ve savaşçılığını, yalnızca devrime karşı değil, diğer devletlere kaşı da yapmasına yol açıyor. Suriye'de, Doğu Akdeniz'de olan budur.

Daha özgün olan gerçek ise şudur. Perinçek, Kürtlerin sömürgecisi devletlerin birliğini sağlayarak devrimci ve demokratik güçleri ezdirmeyi amacı olarak aldı, alıyor. 'Üçüncü dünya' devletlerinin birliği, bunun emperyalizme karşı mevzilenmesi üzerine laf cambazlıklarını bu hedefle yaptı. Sonuç elbette Rojava devrimi yurdunun bir bölümünün Perinçek'in 'üçüncü dünya' devletinin işgali altına alınması oldu. Bunun sevinciyle Suriye işgalinde de Erdoğan faşizmini desteklemekte beis görmüyor.

O çokça lafını ettiği Batı Asya birliği de Kürtlerin sömürgecilerinin Rusya-Çin ekseniyle işbirliğine geçmesiydi. Şimdi bu da berhava olduğu halde Perinçek yine de Erdoğan faşizminin palyaçoluğunu yapıyorsa, asıl amacının Kürdistan devriminin ve Türkiye demokratik güçlerinin ezilmesi olduğunu göstermiş oluyor.

Devletçi bağnazlığın sonucu hayal kırıklığı oldu. Demokratik halkçı mücadeleye omuz vermek, ulusalcıları desteklemiş emekçiler için tek ışıklı yoldur.