24 Kasım 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | HDP ve demokrasi ölçüsü

CHP, İYİP seçimlerde HDP'lilerin oyunu almak için HDP'ye meşruluk bahşediyorlar. Bu bakımdan asgari burjuva demokrasisi savunusu açısından bile sınıfta kalıyorlar. Geniş demokratik kitlesel güçler, bu burjuva muhalefetin seçimi yoluyla faşizmden kurtulacakları beklentisi/kolaycılığı içindeyse, burjuva muhalefete HDP'ye ilişkin tavırlarında asgari demokratiklik ölçütü dayatmalarını teşvik etmek de devrimci hareketin işi olsun!

CHP lideri "muhatap HDP"dir, İYİP yöneticisi "HDP meşrudur" demeçleri verdiler.

Erdoğan-Bahçeli-Perinçek faşist çetesinin HDP'ye saldırısı karşısında ilk bakışta kötünün iyisi bir tavır görünüyor.

Kürt özgürlük mücadelesinin barışçı bir çözümle karşılanması ve kimlerin muhatap alınması gerektiği siyasi yaşamımızın daha da önemli konusu.

Haklı ve kahramanca mücadelenin karşısında kirli ve işgalci savaşlar yaşanan bu mücadelede, tartışılan yan başka bir yazı konusu olsun. HDP üzerine yapılan tartışmayı ele alalım.

Baştan vurgulayalım HDP'ye yaklaşım demokratiklik ölçütüdür!

HDP, Kürt halkı ile Türk halkından ve ulusal topluluklardan demokratik güçlerin cephesel birliğidir.
HDP, halklarımızın ve ezilenlerin demokratik halkçı egemenliğini amaçladı.

Erdoğan ve çetesi faşist şeflik rejimini inşa ederken, demokratik alanda başta HDP'yi ve mücadeleci demokratik güçleri hedefledi.

CHP de, İYİP de, önerdikleri "Güçlendirilmiş parlamenter rejim"in asgari bir burjuva demokrasisi olup olamayacağının ilk sınavını, HDP'ye diktatörün saldırısı karşısındaki tavırlarıyla verdiler/verecekler.

Verdikleri sınav, diktatör Erdoğan'ın saldırılarına sessiz kalarak, vekillerin tutsak edilmelerine yardımcı olmak, öldürülen HDP'li için üzüntü belirtmekle yetinerek diktatörle uzlaşmak oldu. Bununla "güçlendirilmiş parlamenter rejim" programının, burjuva demokrasisinin çok altında gerici, faşizan baskıcı rejimi olacağını gösterdiler.

Şimdi programatik rejimlerinin demokratik olacağını yine iddia ediyorlarsa, alanlara çıkıp halklarımıza Erdoğan faşizminin HDP'ye saldırılarını yüksek sesle protesto etmeli, salt bu nedenle bile diktatör Erdoğan'ın gayrimeşruluğunu halklarımıza ilan etmelidirler.

Erdoğan, faşist çetelerini binlerce kez HDP binaları ve HDP'lilere saldırttı. Vekillerini, belediye başkanlarını, eş genel başkanlarını ve binlerce HDP'liyi zindanda tutuyor ve ağır cezalar veriyor.

Erdoğan faşizmi şimdi "Kobanê davası"nda HDP'lileri yargılayarak gerçeklerle alay ediyor.

Kobanê'ye IŞİD vahşetinin yöneticisi ve birinci suçlusu da diktatör Erdoğan'dır. Kobanê vahşetini protesto eden 40'tan fazla Kürt gencini, polisi ve Hizbulkontra'yı saldırtarak, katleden de faşist şef Erdoğan'dır.

HDP'ye AYM'de kapatma davası açan da Erdoğan'dır.

CHP ve İYİP, verdikleri demeçlerde samimi ve burjuva anlamda da olsa demokrasi savunucusu iseler, tüm HDP'lilerin ve siyasi tutsakların özgürlüğe kavuşmalarını halklarımız önünde savunmalı, bunun mücadelesini vermeliler.

AYM'deki HDP'yi kapatma davasının faşist saldırı olduğunu ilan ederek düşmesini istemeliler.

"Mahkemelerimizin bağımsız davranacağına güveniyoruz" martavalını ya da diktatöre yüklenmek yerine "cesur bir savcı, yargıç yok mu" kaçak dövüşünü bir kenara bırakmalı. Diktatörün demokrasi düşmanı suçları nedeniyle yargılanacağını, bu suça ortaklık eden diktatörün yargıçlarının da yargılanacağını ilan etmelidirler.

Fakat parlamentarist alanla sınırlı kalsa bile bu yönde mücadele yerine, CHP, İYİP seçimlerde HDP'lilerin oyunu almak için HDP'ye meşruluk bahşediyorlar. Bu bakımdan asgari burjuva demokrasisi savunusu açısından bile sınıfta kalıyorlar.

Üstelik CHP Kürt özgürlük mücadelesine çekinerek barışçı çözüm önerirken, mücadelenin önderi sayın Öcalan'ı ve Kandil'i dışlamak için hile taktiği olarak olarak bu "meşruluk" lütfunu bahşediyor. Dahası Kandil ve Medya Savunma Alanlarına kimyasal kullanarak Erdoğan ve çetesinin yoğunlaştırdığı kirli savaşta demokratik güçleri sessiz tutmak için de bu hileye başvuruyor.

Erdoğan, "Kürt sorunu yoktur biz çözdük" faşist meydan okumasıyla, kirli savaşa da, demokratik güçlere saldırıya da devam edeceğini, CHP ve İYİP'e cevaben höykürdü.

Seçimlerde büyük çaplı hilelere veya savaş OHAL'iyle faşist saldırıya başvurursa, buna yalnızca sahte ve korkak demokrasi gösterisini demokrasi kahramanlığı diye yutturan CHP-İYİP şaşırabilir.

Fakat geniş demokratik kitlesel güçler, bu burjuva muhalefetin seçimi yoluyla faşizmden kurtulacakları beklentisi/kolaycılığı içindeyse, burjuva muhalefete HDP'ye ilişkin tavırlarında asgari demokratiklik ölçütü dayatmalarını teşvik etmek de devrimci hareketin işi olsun!