Ziya Ulusoy yazdı | Gezi ve örgütlü güç birikimi
Gezi kitlesini ardışık veya iç içe çok sayıda antifaşist ve antikapitalist mücadele konularında seferber edemedi. Bu öylesine bilinç çoraklığının devamına yol açtı ki, Gezi'nin geniş kitlesi, kimi zaman burjuva muhalefetin seçim oyunlarının arkasına takıldı, kimi zaman antiemperyalizm adına milliyetçi akımın zehirleyici etkisiyle mücadelesizlik donukluğunu yaşadı, daha geri kimi kesimleri ise savaş şovenizminin etki alanına girdi.
Gezi/Haziran ayaklanması üzerine saflaşma bugün de sürüyor. Faşist şef Erdoğan yine Gezi ayaklanmasına katılanlara saldırdı.
Faşizmi inşa etmede intikamcı saldırısında isabetli. Çünkü Gezi ayaklanması, Batı'da geniş kitlelerin mücadele saflarına giriş kapısı oldu.
Erdoğan, faşizmi inşa ederken, birinci olarak Kürt özgürlük hareketine ve Kürt halkının devrimciliğine saldırıyorsa, ikinci olarak da Türkiye cephesindeki direnişlere ve devrimci harekete saldırıyor.
Gezi, birleşik devrimi hazırlamanın Batı'daki boyutu olarak devrimci ve antifaşist hareketin kitleselleşme imkanının kapısını açtığı için Erdoğan bu denli saldırıyor. Gezi katılımcılarına ağır cezalar verilememesini sindirmeyerek yeniden cezalar kesiyor.
Destek kitlesini faşist yönde pekiştirmede ideolojik düşman hedef olarak kodluyor. Özellikle İslami ve muhafazakar etkinin Erdoğan şefliği etrafında toplanması için hedef olarak seçiyor.
Daha önemlisi de yeni başkaldırılara esin kaynağı olmaması için çirkefçe saldırılıyor.
Bizim cepheye gelince.
Erdoğan faşizmine karşı mücadelede Gezi'nin etkisini belirli sınırlarda da olsa değerlendirebildik.
Rojava devrimine ve dayanışmasına koşma, seçimler alanında demokratik cepheye destek bunlardan bazılarını yansıtıyor.
Erdoğan faşizminin Gezi katılımcılarına saldırganlığıyla mücadele de kısmen verilebildi.
Fakat bu mücadeleye geniş kitlelerin katılımı sağlanamadı. Gerekse devrimci ve enternasyonalist emekçi sol hareket, güç alma, taraftar ve kadro akışını sağlamada çok zayıf kaldı.
Aynı zamanda Gezi kitlesini ardışık veya iç içe çok sayıda antifaşist ve antikapitalist mücadele konularında seferber edemedi. Bu öylesine bilinç çoraklığının devamına yol açtı ki, Gezi'nin geniş kitlesi, kimi zaman burjuva muhalefetin seçim oyunlarının arkasına takıldı, kimi zaman antiemperyalizm adına milliyetçi akımın zehirleyici etkisiyle mücadelesizlik donukluğunu yaşadı, daha geri kimi kesimleri ise savaş şovenizminin etki alanına girdi.
Şimdi ise bu kitlenin muhtemelen geniş kesimi burjuva muhalefetin seçim hareketiyle Erdoğan faşizminin yenilebileceği eğilimi içinde.
Bu zaaflarına rağmen Gezi ayaklanmasının yaratıcısı olan kitle, kitleselliği bakımından tarihsel antifaşist bir örnek yarattı. Türkiye'de genç kuşaklar bu örnekten her zaman esinlenecek. Faşizme karşı direnilebileceği bilincini o örnekten de alacaklar. "Eyleme geçebiliriz" bilincini de...
Erdoğan faşizminin saldırganlığının hedefi de bu bilinçtir.
Gezi ayaklanması, önceleyen Arap halklarının ve Güney Avrupa ülkeleri emekçilerinin ayaklanmalarıyla benzer sonuca yol açtı. Güçlü örgütlü birikim yaratamadı. Oysa eylem ve mücadele süreçlerinin, örgütlülüğü geliştirmesi, eylem süreçlerinin sonucudur.
Yakın bir örnek, 95-96 sürecinde Gazi ayaklanması ve yükselen 1 Mayıslar devrimci hareketin örgütlülüğünü geliştirmişti.
Nedenleri üzerine başlı başına düşünmek, tartışmak ve görevler çıkarmak devrimci hareketin görevi.
Fakat her koşulda, mücadele ve örgütlenme sürecinin değişik dönemlerinde, tekil, yaygın, genel, bölgesel, değişik taleplerle eylemlerden, kitleleri eylemlere hazırlama ve eylem sürecinden, ajitasyon-propaganda çalışmasından, ideolojik etkiyi güçlendirmekten vb. örgütlü güç biriktirmeyi başarmak şarttır.
Komünist ve devrimci partilerin, faşizmi yıkma ve uzun vadeli hedeflerine göre stratejileri vardır. Mücadele saflarına seferber ettikleri kitlelerin ve kendilerinin örgütlülüğünü yükselttikleri ve büyüttükleri ölçüde, sözkonusu devrimci stratejileri uygulama imkanı doğar. Ve doğal olarak biriken örgütlü güçler, yeni kitle kesimlerini de etkileyip mücadeleye çekerek faşizmi yıkmanın ve devrimci iktidar hedefini gerçekleştirmenin ufuklu yolunda kitlelere önderlik edebilirler.
Gezi ve diğer bazı halk ayaklanmalarına katılan kitleler, eğer burjuva muhalefetin, bazı ülkelerde islamcı hareketlerin arkasına takıldılarsa, seçim ya da iktidar destekçisi akımlara kapıldılarsa, örgütlü devrimci güç birikimi sağlamadaki başarısızlığın bunda payı elbette temel bir nedendir.
Mücadele, Gezi ayaklanması kitleleri elbette eğitti, eğitir. Ama örgütlü güç birikimi mücadelenin sürekliliğini sağlar ve katılan kitlelerin bilinç ve kararlılığını güçlendirir.