24 Kasım 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Diktatörün seçimde ajitasyonu

Faşizmin öne çıkan en karakteristik özelliği burjuvazinin açık terörist diktatörlüğü olmasıdır. Devrimci ve demokratik güçlere karşı terörist saldırganlığı gücü elverdiğince kural tanımaksızın tırmandırmaya çalışır.

Faşist şef Erdoğan, en çok Kürt düşmanlığı üzerine seçim ajitasyonunu yoğunlaştırıyor.

Komünist hareket güçlü olsaydı, elbette komünizm düşmanlığı üzerine ajitasyonunu yoğunlaştıracaktı.

Erdoğan ilk yüksek sesli ajitasyonunu parlamenter rakibi Millet İttifakı'na karşı "Gabar'a, Cudi'ye nasıl ki teröristleri gömdük, bunları da gömeceğiz" tehdidiyle yaptı.

Seçimde burjuva palavra yüksek olur. Tehdit de yüksek. Kürdistan devrimi gerillalarını Gabar'da, Cudi'de kimyasal ve yüksek tekniğe sahip ağır tahripli silahlarla yok etmeye benzeterek, Millet İttifakı partilerini kapatma tehdidi savuruyor. Fakat Erdoğan faşizmi şimdi güçsüz ve Kürt özgürlük hareketi ve devrimci hareketi bitiremediği için de burjuva muhalefete savurduğu tehdidi gerçekleştiremez.

Erdoğan seccade üzerine de fırtına kopardı. Bu elbette oy kaygısıyla büyüttüğü kaba teokratik bir vandalizm, bunu geçelim.

Erdoğan'ın Millet İttifakı'na ikinci önemli ajitatif saldırısı, Öcalan'ı ve Demirtaş'ı "serbest bırakacakları" üzerine.

Faşizmin öne çıkan en karakteristik özelliği burjuvazinin açık terörist diktatörlüğü olmasıdır. Devrimci ve demokratik güçlere karşı terörist saldırganlığı gücü elverdiğince kural tanımaksızın tırmandırmaya çalışır. Örneğin; Hitler faşizmi, Almanya Komünist Partisi lideri Thälmann'ı yenilgisi yaklaşırken hücresinden çıkararak kurşuna dizdi.

Kürt özgürlük mücadelesinin kitlesel gelişkinliği faşizmin Öcalan'ı idamını engelleyebildi. Elbette Kürt ulusal sorununun çözümü -devrimci veya reformcu olsun- mutlaka gerçekleşecek. Öcalan ise bunun önde gelen muhatabı olarak özgürlüğüne kavuşacak.

Erdoğan, parlamenter rakibine saldırırken, Öcalan'ı ve Demirtaş'ı kendisinin asla serbest bırakmayacağını zikretmiş, hatta bu faşist saldırganlıkla övünmüş oluyor. Taraftar kitlesini Kürt hareketine ve liderlerine karşı saldırganlığa hazırlıyor.

Mussolini'nin vekil Gramsci'yi hapisten bırakmak zorunda kalması tutumunu bile gösteremeyip, faşist keyfilikle Figen Yüksekdağ'ı, Selahattin Demirtaş'ı, sürekli hapiste tutmaya çalışıyor. Erdoğan, Mussolini'yi, Hitler'i, Hamaney'i örnek alıp faşist keyfilikte yarışıyor.

Fakat aynı zamanda kitle desteğini korumak için halklara ve işçi sınıfına vereceği vaadinin olmadığını da kanıtlamış oluyor. Halk kitlelerine yine halktan sağılan bütçeden ayırdığını son çare olarak biraz artırıyor. Ama deprem felaketini yaşattığı halka, ev ve işyeri yapmayı ise "iki yıldan sonra ödeme" gibi kırıntı bile sayılamayacak olan vaatle yetiniyor. Burjuvalara ise deprem rantını iştahla müjdeliyor.

Vurgulamak gerekir ki, Erdoğan, örnek aldığı söz konusu faşist liderler kadar güçlü değil. Dahası kitle desteği çözülürken, kaybedecek olanın "sonrası tufan olsun" ruh haliyle saldırılarını ve tehditlerini artırıyor.

Eylemsizlik kararı alan Kürdistan gerillaları karargahlarına kimyasallı bombardımanı, komünist ve Kürt özgürlükçüsü liderlere yoğunlaştırılmış suikastları sürdürüyor.

Burjuva muhalefet, diktatörün saldırgan ajitasyonuna cevap vermekten kaçıyor. Örneğin Kürt sorununa barışçı çözüm vaadini Erdoğan'a karşı net tavırla ileri süremiyor. Kılıçdaroğlu utangaç tarzda "demokratik yöntemle çözeceğiz"i zar zor ifade ediyor. Millet İttifakı'nın diğer liderleri ses çıkarmıyorlar bile. Açık ki demokratik çözümü ve çözümün muhatapları olarak Öcalan ve vekillerle elbette görüşeceklerini, onları elbette özgürlüğe kavuşturacaklarını dile getirmiyorlar.

Kılıçdaroğlu geçen aylarda bir kez kısık sesle yalnızca Demirtaş ve Kavala'nın hapiste olmamaları gerektiğini belirtmekle yetindi. Millet İttifakı'nın diğer liderleri kısık sesle de olsa bunu bile dile getirmekten bilinçlice kaçındılar.

Oysa faşizm ve gericilik, yalnızca işçi sınıfı ve ezilenlerin bağımsız ve özgüvenli mücadelesiyle püskürtülebilir, yenilgiye uğratılabilir.

Bizim cephe Erdoğan faşizminin saldırgan ajitasyonuna karşı, faşizmi yenme hedefini, halk iktidarı/demokrasisi ve sosyalizm programını kararlılıkla yükseltmeli. Kürt sorununda tutarlı demokratik çözümü, İmralı ve F tiplerini yıkacağını ve siyasi tutsaklara özgürlüğü gerçekleştireceğini yüksek sesle ajite etmeli ki ezilenlerin bağımsız ve özgüvenli hareketi yükselsin, işçi sınıfı ve ezilenlerin ırmağı coşkulu aksın.