21 Eylül 2024 Cumartesi

Zap'ta ölümsüzleşen Şevin Söğüt: Sömürgecilerin ayak basmasına izin vermeyeceğiz

Zap'ta ölümsüzleşen MLKP/FESK gerillası Şevin Söğüt, savaş bölgesine yola çıkmadan önce verdiği mesaj: Buraya sömürgecilerin girmesine, ayak basmasına izin vermeyeceğiz MLKP/FESK gerillası Şevin Söğüt (Sarin Awaz), Türk ordusunun işgal girişimine karşı verilen savaşta 17 Ağustos'ta Zap'ta ölümsüzleşti.
 
Söğüt, Haziran ayının son günlerinde Zap'a yola çıkmadan önce açıklama yapmıştı.
 
"Buraya sömürgecilerin girmesine izin vermeyeceğiz" diyen Söğüt, Türk devletinin işgal saldırısına karşı yürütülen direnişte yer alacağı için mutlu ve heyecanlı olduğunu söyledi.
 
20 Temmuz katliamına işaret eden Söğüt, "20 Temmuz'da savaş siperlerinde olacağız, tüm katliamların hesabını soracağız" dedi.
 
 
 
MLKP/FESK gerillası Söğüt'ün açıklaması şöyle:
 
"Ben Sarin Awaz, MLKP savaşçısıyım.
 
Bugün cephelere doğru yola çıkıyoruz, Xakurke'ye. Sömürgeci Türk ordusunun işgal saldırıları karşısında, tıpkı Kobane'deki, Efrin'deki gibi, hem Kürdistan topraklarını hem partimizin bulunduğu her mevziyi savunma perspektifi doğrultusunda, bulunduğumuz Medya Savunma Alanları'nın her bir metre karesini, her bir toprağını savunmak için partimizin aldığı karar doğrultusunda cephelere doğru yola çıkıyoruz.
 
Siper yoldaşlarımızın yanına gideceğiz, heyecanlıyız. Ama muhakkak ki biliyoruz, partimizin bulunduğu her alan, bugün savaş siperleri haricinde, kentlerde tıpki Berçem ve Ekin yoldaşlar gibi, kentlerde üstlendiğimiz her mevziyi düşmana karşı bir siper haline getirmek bulunduğumuz bir savaş cephesine çevirmek, düşman saldırıları karşısında orayı savunmak biz devrimcilerin en temel görevleri arasında.
 
Bu özgür dağları binlerce şehit kanıyla, kendi canıyla savunarak aslında özgürleştirdi. Ve bugün de bizlere kalan ya da bu dağların bizlere kazandırdığı şey, şehitlerin özgürleştirdiği dağlar bugün bizleri özgürleştiriyor. Buradan yeni düzeyde savaşçılar, komutanlar yetiştiriyor ve bu dağların, bu özgür alanların bizlere kazandırdığı birçok şey var; yeni insanı yaratmada, özgür insanı yaratmada en yalın, en şeffaf alanlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu özgür alanlarımız  ne işgalciler tarafından ne de onların işbirlikçileri tarafından kirletilmesine ve buraya sömürgecilerin ayaklarını basmasına izin vermeyeceğiz. Burada partimizin neredeyse bütün şehitlerinin ayak izleri var. Özgür Renas burada şehit düştü, Roza Renas burada şehit düştü. Bizler yoldaşlarımızın, şehit yoldaşlarımızın, siper yoldaşlarımızın, tarihten bugüne Iraklı komünistlerin şehit düştüğü bu topraklarda aynı zamanda ve Güney Kürdistan devrimcilerinin, komünistlerinin şehit düştükleri bu toprakları ne işgalcilere, ne onların işbirlikçilerine, onların buraya girmesine izin vermeyeceğiz. 
 
Bugün tarihler haziran sonunu gösteriyor. 20 Temmuz'un yıl dönümü yaklaşıyor; 3. yılına giriyor 20 Temmuz ve biz 20 Temmuz'da savaş siperlerinde olacağız. Orada hem Suruç'un, hem Ankara katliamının hem Amed katliamının, hem Kobane'deki, Efrin'deki, hem tüm Rojava devrimine, kadın devrimine saldıran, burada çeteler ile işbirliği içinde olan sömürgeci türk ordusuna karşı savaşta olacağız, elimiz tetikte olacak. Ve orada bütün yaşadığımız katliamların, halklarımıza yaşatılan katliamların, katledilen kadınların aynı zamanda hem erkek egemen zihniyetin saldırılarıyla şiddete uğrayan kadınların, aynı zamanda parti üstlerinde direnerek şehit düşen siper yoldaşlarımızın, Berçem ve Ekin yoldaşların hesabını soracağız. 
 
Heyecanlıyız. Düşmanlar karşı karşıya gelmenin, düşman ile birebir savaş içinde olmanın, hem Kürdistan topraklarını savunuyor olmanın, hem de partimizin bulunduğu bir mevziyi, cepheyi savunuyor olmanın sorumluluğu ile mevzilerde yerimizi alacağız. Umuyorum ki, diğer siper yoldaşlarımız da partimizin attığı bu adıma bir yanıt olarak siperlerde yerlerini alırlar. Burada bulunan her bir güç savaş siperlerinde düşmana karşı çarpışmaya gelirler. Çağrımız budur, devrimcilerin komünistlerin görevi budur. Burayı savunmak için, yalnızca burada olmak gerekmiyor. Fakat burada oluşumuzun ayrı bir önemi vardır. Kürdistan ve Türkiye'de mücadele yürüten bir parti olarak, Kürdistan'a yönelik her bir saldırının karşısında tıpkı Nusaybin'de olduğu gibi, tıpkı Rojava'da olduğu gibi burada da yanıt olacağız. Bir kadın olarak, genç kadın olarak, Suruç'u yaşamış ve Roza Renas'ların çağrısıyla bu özgür alanlara gelmiş bir kadın olarak hem Suruç'un hem Roza yoldaşın düşlerini tamamlamaya bu kararlılık ve bu iradeyle, şehitlerimizden aldığımız güçle onların yarattığı feda ruhu çıtasını ve onların yükselttiği bayrağı daha da yükseklere çıkarma kararlılığıyla savaş siperlerine gidiyoruz. 
 
Partimizin aldığı bu karar bizler açısından muhakkak çok mutluluk vericiydi. Burada benim aynı zamanda kişi olarak tercih edilmem, doğrudan bir FESK gerillası olarak burada medya savunma alanlarında kendi özgür alanlarımızda düşmanla çarpışıyor olmak benim açımdan büyük bir mutluluk ve avantaj aynı zamanda. Yoldaşlarımı, partimi ve halkımı seviyorum. 
 
Yaşasın partimiz MLKP!
 
Yaşasın Komünist Kadın Örgütümüz!
 
Yaşasın Komünist Gençlik Örgütümüz!"