Zafer Aydın kentlerde anıldı
Devrim şehidi Zafer Aydın İstanbul'da anıldı. "İlk ben olmalıyım" bilinciyle hareket eden Zafer Aydın'ın ideallerini gerçekleştirme sözü verilen anmada, "Bu kavgayı bu davayı büyüteceğimizi, onun bayrağını hem Ortadoğu'da hem de dünyanın neresinde devrim varsa Che gibi orada olma iddiası, sadeliği ve sıradanlığıyla orada olacağız" denildi. Dİyarbakır ve Antep'te de Zafer Aydın için anmalar düzenlendi.
Ölümsüzleşen Zafer Aydın (Dilşêr Rênas) İstanbul, Diyarbakır ve Antep'te anıldı. Ağustos 2023 tarihinde DAİŞ'le mücadelede şehit düşen Aydın için Ölümsüzlerin ve Tutsakların Sesi Platformu (ÖTSP) tarafından İstanbul Kadıköy'de düzenlenen anmaya çok sayıda kişi katıldı.
Faşist Türk devleti ve çetelerine karşı mücadelede ölümsüzleşen devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan anmada, Adnan Yücel'in "Biz Kazanacağız" şiiri hep bir ağızdan okundu.
'SURUÇ'TA YARALANDI'
Suruç katliamında yaralanan Zafer Aydın'ın Til Temir cephesinde DAİŞ'e karşı mücadelede ölümsüzleştiği hatırlatılan açılış konuşmasında, devrim şehitlerinin sıradan insanlar olduğu, hatalar yaptığı ancak hatalarından çıkardıkları derslerle sıçrayışlar gerçekleştirdiği kaydedildi. Zafer Aydın'ın, Osman Nuri Ocaklı'nın intikamını almak için çetelere karşı savaşta ölümsüzleştiği hatırlatılan konuşmada, "Onlardan öğrendiğimiz, bir kuşaktan kalanların diğer bir kuşağın zeminini oluşturduğu. Osman Nuri'den Zafer yoldaşa; zincirin halkasını oluşturan şey de bu eylemdir" denildi.
'EN ÖNE ATILDI'
ÖTSP adına yapılan konuşmada, "Zafer yoldaş Karadeniz'de doğdu büyüdü. Devrimci fikirlerle burada tanıştı. Ancak onun devrimci olması, devrimci şekillenmesi pratik içerisinde gelişmiştir. Devrimciliği benimsemeye Suruç'a giderken başladı; yolda okuduğu kitaplardan teoriyi öğrendi. Ancak Suruç katliamı ve daha sonra tanık olduğu Ankara katliamı; yoldaşlarının ölümsüzleşmesi ve özellikle Suruç katliamından sonra yüzünü özgür dağlara, ardından Rojava'ya döndü. Rojava'daki pratiği, orada devrimi savunmak ve o devrimin bir neferi olarak bulunmaktı. Bunun için elinden geleni yaptı. Orada Osman Nuri Ocaklı'nın intikamını almak ateşiyle en öne atıldı" ifadeleri kullanıldı.
'ONLARI ANMAK İDEALLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR'
Zafer Aydın'ın "ilk ben olmalıyım" bilinciyle hareket ettiğinin altı çizilen ÖTSP adına yapılan konuşmada, "Serkan yoldaştan Zafer yoldaşa kadar tüm devrim şehitlerini bir kez daha anıyoruz. Anılarını mücadelemizde yaşatacağız. Onları anma sadece anmalarda ya da mezar başlarında değil onların yürüdüğü yola sahip çıkmak, onların ideallerine sahip çıkmaktır" sözü verildi.
'ZAFER YOLDAŞ SIRADAN İNSANLARIN KAHRAMANLIĞIDIR'
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) adına yapılan konuşmada ise şu ifadeler yer aldı: "Samsun'un Ladik ilçesinin bir dağ köyünden. Zafer yoldaşı tanıyanlardanım, renkli gömleği ve gülen yüzüyle en olunmaz eylemlerde en önde bitmesiyle namlıydı. Karadeniz'in tüm hırçınlığını taşıyan aynı zamanda Ladik dağlarının da kendine has özgünlüğünü taşıyan bir insandı. Bu tür yoldaşlarla ve yoldaşların şehadetiyle karşılaştığımızda hep aynı kelimeler, aynı mektuptan parçalar gelir aklıma. O mektup ne derseniz; Suphi Nejat Ağırnaslı'nın yazdığı mektup. Sıradan insanın büyüleyici hikayesi, kahramanlığı diye tanımladığı bir şey bu. Sıradan insanın kahramanlığı özneleşmekte ve özgürleşmekte gösteriyor kendini. Sıradan ilişkilerden kopmakta, nereden nasıl yeniden kurduğunda gösteriyor. Bu çok ideolojik bir tutum. Bugün çağın içinde sürüklenen, yozlaşan bir zeminde bu akıntıya karşı gerçek bir set olan, kaya olan ideolojik duruşu ve aynı zamanda kopuşu gösteriyor. Çünkü gerçekten sıradan olanın dışına çıkmış; Karadeniz'in şovenist ve gerici coğrafyasından kopuyorsunuz ve devrimci sosyalist genç olarak Kürdistan'ın üç parçasında Bakur, Başûr ve Rojava'da Kürt özgürlük mücadelesiyle birlikte Kürdistan'ın marksist leninist komünist öncüsünün neferi olarak şehit düşüyorsunuz. Sıradanlığa karşı meydan okuma, yanıt olma çabası. Zafer yoldaş ideolojik bir değer olarak hepimize mesaj veriyor. Durduğu yer de devrimci özne kim, devrimci komünist özne kim, nasıl yaşıyor sorusunun arı bir cevabı. Gerçek bir ideolojik tahlili hak ediyor."
'İKİ ÜLKENİN BİRLEŞİK NEFERİ OLARAK ÖLÜMSÜZLEŞTİ'
Zafer Aydın'ın bir dava ve kavga insanı olduğu ve bunu örgütlü mücadele içinde anlamlandırdığı kaydedilen ESP adına yapılan konuşmada, "Bize hep soruyorlar neden Kürt özgürlük mücadelesiyle buradasınız, yan yanasınız diye. Demokratik Ortadoğu Federasyonu nedir sorusunun cevabıdır Zafer yoldaş. İki ülkenin birliği ve eşitliği mücadelesi için yeniden inşaya giderken Bakur'da Suruç'ta yaralandı, Başûrê Kürdistan'da sömürgeci IŞİD'e direnen, Kürdistan'ın özgürlüğü için başka bir savaşa, sömürgeci işgale karşı Til Temir cephesinde yine bir Karadenizli komutanın izinde, Osman Nuri yoldaşın izinde hesap sorma bilincinde şehadete ulaşan bir parti kadro gerçeği Zafer yoldaş. Bu iki ülke devrimci stratejik hedef. Biz bu davanın parçasıyız. Biz Kürdistanlıyız, Kürt özgürlük mücadelesinin marksist leninist öncüsüyüz. İki ülkenin birleşik devriminin neferi olarak oradaydı daha önceki yoldaşları gibi bu bayrağı şanına, partisine yaraşır şekilde orada hayata geçirdi. Belki buradan hem ideolojik, hem politik eksenden bize getirdiği görevler ve sorumluluklar var. Zafer yoldaşın huzurunda yeni sorular üretmek, bunların cevaplarının peşinden koşmak zamanı. İçinde bulunduğumuz kaçkınlığa, göçmenliğe, ayakları bükülmeye, gönlü bulanmaya karşı ideolojik olarak bu neferlere, bu fenerlere bakmak, saçtığı ışığın izinden gitmek" diye vurgulandı.
Emperyalist küreselleşme çağında savaşa, yoksulluğa, yıkıma karşı isyanın, yeni bir dünyanın kurulması mümkünlüğünün ve bunun kavgasının büyütülmesinin önemine işaret edilen konuşmada, "Bu kavgayı, bu davayı büyüteceğiz. Onun bayrağını hem Ortadoğu'da hem de dünyanın neresinde devrim varsa Che gibi oraya taşıyacak, onun sadeliği ve sıradanlığıyla orada olacağız. Her birimiz daha fazla sorumluluk alacağız. Onların bayrağını yeri düşürmeme kararlılığı ve inadını sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz. Bu bir sorumluluk, dava, kavga çağrısı. Bu bayrağı yükseltelim. Zafer Aydın yoldaşa sözümüz bu olacak. Türkiye Kürdistan birleşik devrimini sağlamak, bölge devriminden enternasyonal devrimi sağlayana kadar mücadeleyi sürdürmek, büyütmek hepimizin görevi" denildi.
'ENTERNASYONALİZMİN ÖZÜDÜR'
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) adına yapılan konuşmada ise, Karadenizli bir komünist genç komutan olan Zafer Aydın'ın pratiğine dikkat çekildi. Gençlerin mücadelesi bakımında Zafer Aydın'ın mücadelesinin birçok örnek sunduğu, ancak içlerinden ikisinin çok önemli olduğu kaydedildi. Konuşma şöyle devam etti: "Birincisi enternasyonalizm çizgisi. Karadenizli Türkiyeli bir devrimci olarak Kürdistan'ın özgürlüğü; Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin gerekliliği, kendi özgürlüğünün Kürdistan devrimine bağlılığını iyi kavramış genç bir devrimci olarak şehit düştü. Osman Nuri yoldaş, 'Che gibi enternasyolanist devrimci olmanın' üzerinde çok durmuştu. Osman Nuri yoldaşın intikamını almak için bir eylemde şehit düşüşü bu pratiği çok iyi gösteriyor. Onun izinden onu tariflemiştir. Enternasyonalizmin özü budur. Che nasıl yaptıysa, Osman Nuri yoldaş nasıl yaptıysa, Zafer yoldaş nasıl yaptıysa biz de enternasyonalist devrimciler olarak onlar gibi olmalıyız.
'BU CEVABI HERKESE ANLATMALIYIZ'
"İkinci nokta ise; tasfiyeciliğin, bozgunculuğun ve yılgınlığın olduğu bu dönemde 'artık bitti, böyle bir mücadele yok' denilen yerde bizlere çok önemli bir pratik gösteriyor. 21. yüzyılın ilk devrimlerinden Rojava devriminde komünist komutan olarak mücadelenin her biçiminde orada bulunması, hayatını ona göre şekillendirmesi bugün bakımından 'yapamazsınız' diyenlere tokat gibi bir cevaptır. Yoldaş, Rojava'da Kürtçe öğreniyor, Kürtçe öğrendikten sonra Arapça öğrenmeye çalışıyor. Bunlar sadece rastgele örnekler değil hayatının her anını, her eylemini devrimciliğe adamış bir devrimcinin pratiği. Bizim bunlardan öğrenmemiz, gençlere bunu anlatmamız ve yeni zaferler kazanmak ve yeni zaferler bulmamız gerek. Varlar, bizi bekliyorlar. Eğer bu pratiği, tüm ölümsüz neferlerimizi gençliğe anlatabilirsek kazanacağız. Bu cevabı herkese anlatmalıyız."
'TÜRKİYE DEVRİMCİ HAREKETİ YENİLGİYE VE ZAFERE AYNI MESAFEDEDİR'
"Zafer Aydın gibi saygıdeğer bir devrimciyle bizi tanıştırdığınız için sizlere teşekkür ediyoruz" denilerek başlayan Devrimci Parti adına yapılan konuşmada, birleşik mücadelenin önemine dikkat çekildi. Emperyalizmin, faşizmin karşı taarruzunu bu kadar arttırdığı bir dönemde devrimcilikte ısrar eden tüm yapılar ve devrimcilerin saygı duyulası eylemler yapıldığının altı çizilen konuşmada, "Karadeniz'de Zafer ve Muzaffer yoldaşın nasıl bir kader ortaklığı yaptığının bilincindeyiz. Türkiye devrimci hareketi yenilgiye ve zafere aynı mesafededir. Zaferin yolunu birlikte örgütleyeceğimizin bilincindeyiz. Zafer Aydın ölümsüzdür" denildi.
'KARADENİZ'DEN ROJAVA'YA YÜRÜYECEK YOLUMUZ VAR'
Komün Dergisi adına yapılan konuşmada ise, Karadenizli genç bir devrimcinin enternasyonalist olarak işçi sınıfıyla, ezilen halkların Kürt halkıyla mücadeleyi pekiştirmek için mücadeleyi kuşandığı kaydedildi. Türk devleti ve IŞİD çetelerine karşı mücadeleyi göğüslerken Zafer Aydın'ın enternasyonal dayanışmayı ve işçi sınıfıyla birleşik mücadelenin nasıl olması gerektiğini kavrattığı kaydedilen konuşmada, "Şehit olan yoldaşların izindedir. Biz de Zafer yoldaşın izinden bıraktığı mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Rojava'dan Karadeniz'e kadar uzun bir yürüyüşümüz var" denildi.
'SÖZÜMÜZ BU MÜCADELEYİ KAZANMAK'
Mücadele Birliği adına yapılan konuşmada da, şunlar söylendi: "Türkiye Kürdistan birleşik devriminin ölümsüzleşenlerine, bu devrimin köklerine birini daha kattık. Aramızdan fiziken ayrıldı ama mücadelemizi sürdürme ve kazanmanın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Onlara sözümüz bu mücadeleyi kazanmak olacak."
Konuşmaların ardından anma etkinliği müzik dinletisiyle devam etti.
Diyarbakır ve Antep'te de düzenlenen anmalarda Zafer Aydın'ın ideallerini gerçek kılma sözü verildi.