20 Eylül 2024 Cuma

Yolu yok mahşere kalmayacak Sivas

25 yıl önceydi bugün. Halkların ozanları yakıldı. Sazı yakıldı, sözü yakıldı, sesi yakıldı. Canlar semaha durdu ateşte, canımız yakıldı, vicdanlar kanatıldı, 25 yıl önceydi bugün. Yüreği yangın yeri bir şehir, yürekleri yangın yerinde bir halk. Unutulmaz elbet, unutturulamaz hiçbir zaman. "Her sabahın bir sahibi var, sorarlar birgün, sorarlar..."
"Gün tutuşur canım, gece tutuşur, Sivas ellerinde Canlar tutuşur"
 
2 Temmuz ve 1993.
2 Temmuz ve sesini yitiren bir şehir.
2 Temmuz ve sesini yakan bir şehir.
2 Temmuz ve sesi yakılan bir şehir.
2 Temmuz ve sesine sahip çıkmayan bir şehir.
2 Temmuz ve yanan bir şehir.
2 Temmuz ve çığlığı duyulmayan bir şehir.
2 Temmuz ve bir ülkenin aydın birikiminin, aydınlanma hareketinin, aydın yüzünün yakıldığı bir şehir.
2 Temmuz ve "bir olalım, diri olalım, can olalım" diyenlerin diri diri yakıldığı bir şehir.
2 Temmuz ve bir inancın yakıldığı bir şehir.
2 Temmuz ve Çiller, 2 Temmuz ve Demirel, 2 Temmuz ve Erdal İnönü, 2 Temmuz ve Doğan Güreş, 2 Temmuz ve mahkeme kararı ve zaman aşımı. Ve, ve, ve...
 
2 Temmuz'da ölenlerin ardından şiirler yazıldı. Ölenlerin ardından türküler söylendi. Ölenlerin ardından ağıtlar yakıldı. Türkülerle gömüldü ölenler.
 
Külleri göğe savruldu ölenlerin. Rüzgar aldı küllerini.
 
2 Temmuz ve bir insanlığın yakıldığı şehir.
 
2 Temmuz ve türküsü, şiiri, öyküsü, fotoğrafı, kalemi, semahı, yakıldı memlekette.
 
Sen yandın, ben yandım, biz yandık, ama hala aydınlanmadı bu karanlık dünya, dağılmadı bu memleketin üstündeki kara bulut, bu kara duman bu şehrin üstünden gitmedi.
 
2 Temmuz dünde değil, aynı zamanda bu günde.
 
2 Temmuz Dersim'den geldi, Maraş'tan geldi, Çorum'dan geldi. 2 Temmuz Gazi'de, Gezi'de ve Roboski'de ve daha daha, daha nerelerde...
 
2 Temmuz dün olduğu kadar bu gün.
 
Ama yolu yok, başka amanı yok, yangın yeri iken yüreklerimiz, bu dava mahşere kalmayacak.
 
Unutmak yok, unutturmakta.
 
2 Temmuz bir kara gün bu dünyada her dilde, takvimlerin her birinde.
 
2 Temmuz bir yüzleşme ve hesaplaşma günü her dönüp geldiğinde tarihin.
 
25 yıl önceydi bugün. Bir kent sesini yitirdi. Bir kent ateşten semah kurdu. Bir kent susturuldu. Bir inanç ateşe verildi. Aydınlar yakıldı, aydınlanmaydı yakılan. Halkların ışığı karanlıklarla kapatıldı.
 
25 yıl önceydi bugün. Halkların ozanları yakıldı. Sazı yakıldı, sözü yakıldı, sesi yakıldı. Canlar semaha durdu ateşte, canımız yakıldı, vicdanlar kanatıldı, 25 yıl önceydi bugün. Yüreği yangın yeri bir şehir, yürekleri yangın yerinde bir halk. Unutulmaz elbet, unutturulamaz hiçbir zaman. "Her sabahın bir sahibi var, sorarlar birgün, sorarlar..."