23 Eylül 2024 Pazartesi

Yapıcı: Bir an önce imar barışından vazgeçilsin

Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, '99 depremini yaşamış ve 20-30 bin insanını kaybeden bir ülkenin kurumlar arası koordinasyonsuzluk, 2 saat sonra müdahale edilmesi, göçük altında kaç kişinin ve kimlerin olduğunun hala bilinmemesi gibi bir çok durum düşünüldüğünde İstanbul'u olası bir deprem durumunda korkunç bir senaryonun beklediğini söyledi.
İstanbul'un Kartal ilçesinde çöken binada çalışmalar sürüyor. Çöken binadan şu ana kadar 11 kişinin cansız bedeni çıkarıldı.
 
Arama kurtarma çalışmaları devam ederken kentsel dönüşüm, imar affı, yerel yönetimler politikası ve İstanbul'un depreme hazırlığı soruları gündeme geldi.
 
Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, tüm bu soruları ve yaşananları ETHA'ya değerlendirdi.
 
'99 DEPREMİNİ DE YAŞAMIŞ BİNA
 
Kartal'daki binada çökme meydana geldikten 2 saat sonra müdahale edilmesine değinen Yapıcı, "Kartal'da yaşanan durum oldukça acı verici. Bina yaşananların işaretlerini vermiş üstelik. 5 katlı binanın üstüne kaçak 3 kat yüklenmiş ve üstelik bu bina '99 depremini de yaşamış" diyerek yaşananların tesadüf olmadığını belirtti.
 
'99 DEPREMİNDEN HİÇ DERS ÇIKARILMAMIŞ
 
Yapıcı, '99 depremini yaşamış ve 20-30 bin insanını kaybeden bir ülkenin 20 yıl içinde sürekli afet yönetimi yasası çıkarmasına rağmen bir adım ileri gidemediğini vurgulayarak "Kurumlar arası koordinasyonsuzluk, 2 saat sonra müdahale edilmesi, göçük altında kaç kişinin ve kimlerin olduğunun hala bilinmemesi gibi bir çok durum düşünüldüğünde İstanbul'da olası bir deprem durumunda korkunç bir senoryo gözümüzün önüne geliyor" dedi.
 
99 depreminde tehlike bir birim ise şimdi tehlike 1000 birim diyerek gelinen noktayı özetleyen Yapıcı, "20 yıl boyunca özellikle 2005'ten sonra afetin, kentsel dönüşüm ve imar affı yasası ile ekonomik bir fırsat olarak görülmesi, afet toplanam alanlarının imara açılması, park, bahçe ve yeşil alanların altına otopark yapılması gibi çarpık yapılaşmanın ülkenin ekonomik kurtuluşu gibi sunulması ve bunun da afetlere hazırlık adı altında yapılması daha da korkunç" diye konuştu.
 
İMAR AFFININ KAPSAMI RİSKİ ARTIRIYOR
 
İmaar affının kapsamının genişliğine vurgu yapan Yapıcı, "İmar barışı kapsamına giren yapılar sadece kentte gördüğümüz yapılar değil. Bütün kıyı alanları, doğal sit ve orman alanlarında yapılan hukuksuz yapılaşma kayıt altına alınarak affediliyor ve buradan ekonomik gelir bekleniyor" diyerek sonuçlarının daha da yıkıcı olacağını söyledi.
 
Yaşananlardan kamu idari kurumlarının yanında herkesin ders alması gerektiğini de ekleyen Yapıcı, "Binalarımızın değeri artsın ve kentsel dönüşümden gelir elde etmek için imar affını artırmamak" gerektiğini ifade etti.
 
DENETİM ÖZELLEŞTİRİLİYOR
 
Meslek odalarının, bilimin ve tekniğin kamusal denetim dışına sokulmasının ve denetimin özelleştirilmesinin sonuçlarının da yıkıcı etkiyi artıracağını kaydeden Yapıcı, bir an önce imar barışından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
 
Mimarlar Odası olarak imar barışı ile ilgili yürütmeyi durdurma davası açtıklarını ancak geçen hafta red edildiğini hatırlatan Yapıcı, bununla yetinmeyip Bakanlıklara, yerel yönetimlere kampsamlı uyarı yazısı yazdıklarını söyleyen Yapıcı, sit alanları ile iligli UNESCO'nun da uyarı yaptığını belirtti. Tüm bunlara rağmen hükümetin imar barışının kapsamını genişletmeyi tercih ettiğini belirterek bunun politik ve ekonomik rant olduğunu dile getirdi.
 
AKP'NİN YEREL YÖNETİM POLİTİKASI ÖLÜM DEMEK
 
Bütün bu yaşananların AKP'nin yerel yönetim politikasının sonucu olduğunu kaydeden Yapıcı, "80'lerden itibaren var olan kent politikalarının asıl uygulayan, bu konudaki hukuku oluşturan ve meclisten geçiren AKP'dir. Ancak diğer sistem partilerinin ve yerel yönetimlerin de sorumluluğu vardır" dedi.
 
Bu konuda karşı çıkan herkesin "rantı engellemekle" suçlandığını belirten Yapıcı, İstanbul Fikirtepe'de kentsel dönüşüme karşı çıkan Mimarlar Odası'nın hain ilan edildiğini hatırlattı.
 
99 depremini yaşamış bir ülkenin bu yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini söyleyen Yapıcı, yaşananların artık son olmasını istiyor.