22 Eylül 2024 Pazar

Van'da coşkulu 8 Mart mitingi: Direnişi büyüteceğiz

Van'daki coşkulu 8 Mart mitinginde konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Kadın direnişiyle bu iktidarı geriletip direnişi büyüteceğiz" diye konuştu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi ve Özgür Kadın Hareketi (TJA), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Van'ın İpekyolu ilçesinde bölgesel miting düzenledi. "Kadın kırımına karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü savunuyoruz" şiarıyla Musa Anter Parkı'nda gerçekleşen mitingde, alan mor ve beyaz balonlarla süslendi. Kurulan sahneye ise "İsyanımız özgürlüğümüz için" yazılı pankart asıldı.

KADINLAR YÖRESEL KIYAFETLERLE KATILDI
Ağrı, Kars, Iğdır ve Hakkari başta olmak üzere birçok kentten yüzlerce kadın, yöresel kıyafetleriyle mitinge katıldı. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP milletvekilleri Dilan Dirayet Taşdemir, Muazzez Orhan, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Şevin Coşkun yöresel kıyafetleriyle miting alanına kadar yürüdü. Miting alanındaki kalabalık her geçen dakika artarken çok sayıda kadın ise pandemi gerekçesiyle içeriye alınmadı. Bu nedenle alandaki erkeklerin dışarı çıkması için sahneden sık sık anons yapıldı.

Coşkunun miting sonuna kadar bir an olsun eksilmediği alana girmeyi başaran kadınlar ellerinde "Jin, jiyan, azadî" ve "Bijî berxwedanan jinan (Yaşasın kadınların direnişi)" yazılı dövizler taşıdı. Alanda kadınlar, uzun süre Kürtçe ezgiler eşliğinde halay çekti. Annelerin mitingdeki coşkusu renkli görüntüler ortaya çıkardı.

Miting, demokrasi mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlar anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı. HDP İl Eşbaşkanı Handan Karakoyun, DBP İl Eşbaşkanı Gülderen Varlı ve Star Kadın Derneği Başkanı Serap Güvenç, programın başında yaptıkları konuşmalarla 8 Mart'ı kutlayarak, kadına yönelik şiddete tepki gösterdi.

TAŞDEMİR: DİRENİŞİ BÜYÜTECEĞİZ
Ardından konuşan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, hapishanedeki tutuklu kadınlar, IŞİD'e karşı savaşan kadınlar ve Sakine Cansız gibi siyasetçilerin verdiği mücadeleye değindi.

Kadınların direnişleriyle tarih yazdıklarını söyleyen Taşdemir, "Onların dik duruşuyla gururluyuz. AKP iktidarı kadınlara düşmanlık yapıyorlar. 18 yıldır kadınlara karşı savaş yapıyor. Kürt ve kadın düşmanlığı ile ayakta duruyorlar. Eşbaşkanlığı suç olarak görüyorlar. Bu nedenle kadınları tutukluyorlar, kadın kurumlarını kapatıyorlar. Kadınlar sizlerin önünde diz çökmüyor ve direniyor. Kadın direnişiyle bu iktidarı geriletip direnişi büyüteceğiz" diye konuştu.

YÜKSEKDAĞ VE TUNCEL'İN MESAJI OKUNDU
Akabinde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP eski Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel'in 8 Mart dolayısıyla hapishanesine gönderdiği mesajları okundu.

Yüksekdağ ve Tuncel'in mesajları okunduğu sırada kadınlar hep bir ağızdan "Bijî berxwedana zindanan (Yaşasın zindan direnişi)" sloganı attı.

KOÇYİĞİT: YÜZÜMÜZ NEWROZA DÖNÜK
HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise kadınların eşit ve özgür bir yaşam için geçmişte olduğu gibi bugün de direndiklerini dile getirdi. Koçyiğit, "Bundan sonra da direnmeye devam edeceğiz. Kadın özgürlük mücadelesini yürüttüğü için 8 Mart ve 25 Kasımlarda alanlarda direndiği için yoldaşlarımız cezaevinde. Onlara selam olsun. Bugün yüzümüz Newroz'a dönük. Uzun bir aradan sonra yan yana sokaklarda, meydanlardayız. Bu uzun ara bile direncimizi eksiltmemiş. İsyanımız, öfkemiz, itirazımız bilenmiş. Bugün bu ititraz, öfke ve isyan, erkek sisteme karşı örgütlü mücadeleye çevirdiğimiz gündür" dedi.

BAŞARAN: GERİ ADIM YOK
Ardından konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, alanı dolduran kadınları selamlayarak, tutuklu kadın siyasetçiler Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel, Gültan Kışanak, Şevin Alaca, Ayşe Gökkan ve Leyla Güven'e selam gönderdi.

Pandemi dolayısıyla uzun bir aranın ardından gerçekleştirdikleri bu mitingle AKP'nin 18 yıllık iktidarına büyük bir cevap verdiklerini söyleyen Başaran, AKP-MHP ittifakının kendini tekçilik üzerine var ettiğini söyledi. Başaran, "Bir yıl önce korona bahanesiyle bizleri evlere hapsetmeye çalıştılar. AKP-MHP ittifakı bu süreçte İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açtı. Sığınma evlerine kabulünü zorlaştırdı. Kadın kurumlarına ihtiyaç duyulan süreçte kurumları hedef aldı. Rosa Kadın Derneği ve TJA'ya saldırarak 'ya korona şiddeti ya erkek şiddeti' dedi. Ne korona ne de erkek şiddeti kadınlara geri adım attırmayacak" diye konuştu.

'EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR'
Belediyelere atanan kayyumlara da değinen Başaran, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kayyum atarken Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını kabul etmediğini deklere etti, bir de kadın düşmanlığını gösterdi. Eşbaşkanlık sistemini illegalize ederek ve suçmuş gibi göstererek, kadın kurumlarını kapatarak, kadınların yeni yaşam örme iddiasını ortadan kaldırdı. Biz 'eşbaşkanlık mor çizgimizdir, tekçi, milliyetçi, dinci sisteminize karşı bunu korumaya devam edeceğiz' dedik ve yapmaya devam ettik.

'TUTUKLULARIN TALEBİ TALEBİMİZDİR'
"Şuanda cezaevlerinin tümü Sayın Öcalan üzerinde yürütülen mutlak ve gayrimeşru tecride karşı açlık grevinde. Bu grevler daha önce Leyla Güven öncülüğünde de başladı. Güven, Kürt kadını olarak sorumlu davranarak, kendi bedeni ve yaşamını ortaya koyarak bu topraklarda Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünün yolu göstermek için iktidara 'kendi hukukunuza uyun' dedi. 'Bu sorunun çözümünün yolu demokrasidir' dedi. Tam da bu dönemde iktidar Leyla Güven yoldaşımızı tutukladı, 22,5 yıl ceza verdi. Ona geri adım attıracağını zannetti. İçerde yoldaşlarımız mutlak tecride karşı bedenlerini açlığa yatırdılar. Tecrit en fazla kadınları etkiliyor. Tecridin varlığında ortaya çıkan savaş kadınları hedef alıyor. Kadın bedeni savaş aracı haline getiriliyor. Tam da bu nedenle bu mutlak tecride karşı başlatılan açlık grevindeki talepler bizim taleplerimizdir diyoruz. Bu hukuksuz tecridi kaldırın kendi Anayasanıza uyun. Ülkeyi sürekli uçurumun kenarında tutmaktan vazgeçin.

'BAŞARIYA ULAŞAMAYACAKSINIZ'
"Size kaybettireceğimizi biliyoruz. Ama bu halkın yaşadığı acılar dayanılmaz seviyeye geldi. Kürdistan'da Kürt kadınlarına karşı özel savaş yöntemleri uygulanıyor. Batman'da bir genç kadın bir uzman çavuş tarafından tecavüze uğradı ve bu kişi elini kolunu sallayarak ortalıkta geziyor. İçişleri Bakanı sokak sokak gezerek kadın arkadaşlarımızı hedef alıyor. Şuanda kurmak istediği sistemin karşısında en büyük güç Kürt kadın mücadelesidir. Türkiye'de ortaya çıkan kolektif kadın mücadelesidir. Van'dan İçişleri Bakanı'na bir mesaj gönderelim; Tehditleriniz, hedef göstermeleriniz, sokak ortasında darp etmeleriniz başarıya ulaşamayacaktır. Kadınların direnişi saltanatınızı devirecek. Kadınlar bu ülkeyi yönetecek. Bütün halkların eşit yaşayacağı bir sistemde yönetecek.

'GÜÇLÜYÜZ VE DİRENİŞLE GERİLETECEĞİZ'
"Buradan bütün kadınlara sesleniyorum; Yalnız değiliz, güçlüyüz. Gücümüzü binlerce yıldır direnen kadınlardan alıyoruz. Claralardan, Rosalardan, Saralardan, Arinlerden alıyoruz. Evlerimizin içinde erkeklerin bizi şiddete uğratmasına izin vermeyelim. Erkek egemenliğine karşı 'isyanımız özgürlüğümüzdür, örgütlülüğümüz özsavunmamızdır' diyelim. Evlerde ve sokaklarda 'belediyelerde bizim' diyelim. Kadın düşmanlığı yapan iktidarı kadın direnişle gerileteceğiz."

HALAYLARLA SONA ERDİ
Başaran'ın konuşmasını tamamlamasının ardından sanatçı Pınar Aydınlar sahne aldı. Miting, Aydınlar'ın seslendirdiği ezgiler eşliğinde kadınların çektiği halaylarla sona erdi.