23 Eylül 2024 Pazartesi

Tuncel ve Kışanak cezaları 2 Mart 94 ve 4 Kasım 2016 darbelerinin devamıdır

Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'a verilen hapis cezalarına ilişkin açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Tuncel ve Kışanak'a verilen cezaların 2 Mart 94 ve 4 Kasım 2016 darbelerinin devamı olduğunu belirtti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak'a Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen hapis cezalarına ilişkin açıklama yaptı.
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Ekim 2016 tarihinde tutuklanan Tuncel ve Kışanak'ın yargılanmaları hukuksuzluklar ve usulsüzlüklerle dolu olduğu vurgulanan açıklamada, "Bu karar hukuki değil siyasidir, karar Saray'ın emri ile verilmiştir. Bu nedenle de verilen karar bizim açımızdan da vicdanlarda da yok hükmündedir" diye belirtti.
 
Dün bu soruşturmayı başlatan ve iktidar tarafından "darbeci" olmakla itham edilen, "yargıda komplo kurmakla" suçlanan Gülen Cemaati ile varolan iktidarın Kürtlere yaklaşımı arasında herhangi bir fark olmadığı bu yargılama ile bir kez daha açığa çıktığına dikkat çekilen açıklamada, Cemaat yargısının Kürtlere ve demokratik siyasete karşı başlattığı kumpaslar, iktidar yargısı tarafından da aynen sürdürüldüğü ifade edildi.
 
İktidarın güdümünde olduğunu kanıtlayan yerel mahkemenin bu kararıyla Tuncel ve Kışanak şahsında demokratik siyaseti cezalandırdığı belirtilen açıklamada, "Adına yargılama denilen bu garabet başından beri böyle kurgulanmış ve kurgulandığı gibi sonuçlandırılmıştır. Bu zihniyet 100 yıllık Kürt inkarının dayandığı asayişçi, intikamcı uygulamaların devamıdır. Bu uygulamalar sadece Kürtlerle sınırlı kalmayarak bütün demokrasi güçlerini, farklı düşünen herkesi, tüm demokratik muhalefeti tehdit etmektedir. Cemaat'in Kürt siyasetine ve halkına karşı başlattığı saldırılar nasıl sadece Kürtlerle sınırlı kalmadı ve Türkiye'ye yönelik bir darbeye dönüştüyse, AKP de 20 Temmuz OHAL darbesiyle kendisinden farklı düşünen herkesi hedef almıştır" denildi.
 
31 Mart yerel seçim arifesinde verilen bu kararın aynı zamanda bir siyasi mühendislik içerdiğine dikkat çekilen açıklamada, "31 Mart'ta tarihe karışacak olan kayyum zihniyeti bu kararla meşrulaştırılmaya, halk iradesinin gasp edilmesi haklılaştırılmaya çalışılmaktadır. Gültan Kışanak şahsında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin hizmetleri; Sebahat Tuncel şahsında ise belediyecilikte çok önemli ve evrensel özellikler taşıyan gelişmelere imza atan Demokratik Bölgeler Partisi'nin faaliyetleri cezalandırılmaktadır. Karar bu açıdan 2009 seçimlerinden hemen sonra Cemaat ile AKP'nin ortaklaşa başlattığı ve adına 'KCK operasyonları' dedikleri hukuksuzluğun da sürdürülmesidir" diye kaydedildi.
 
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Ağır bedellerle demokrasi mücadelesi veren bizim için kesilen bu cezalar onur nişanesidir. Bu darbeci zihniyet bizleri, faaliyetlerimizi, kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesini cezalandırabilir, ama dünyada hayranlık uyandıran mücadelemizi asla engelleyemez. 
 
"Bu iktidar cezalandırdıkça Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilen Selahattin Demirtaş örneğinde görüldüğü gibi, bizler büyüyeceğiz. Bu kararları alanlar ise dün Kışanak'a Diyarbakır zindanında işkence edenler ve 2 Mart 1994 darbesinin mimarları gibi utançla anılacaklardır."