3 Ekim 2024 Perşembe

Tümüklü: Dayanışmayla acılarımızı hafifletip, mücadele ile sistemi değiştireceğiz

ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, İzmir'de yüzü aşkın kişinin yaşamını yitirmesine neden olan depremin, devletin insan değil kar odaklı politikalarının sonucu olduğunu belirtti. Kentlerin insan ve doğa odaklı inşa edilmesi, politikaların da toplum merkezli yapılması gerektiğini belirten Tümüklü, "O da bu sistemde mümkün değil. Biz kendi dayanışmamızı ve örgütlülüğümüzü büyüterek mücadeleyle bu sistemi değiştireceğiz" dedi. 

İzmir'de, 30 Ekim'de yaşanan deprem bir kez daha çarpık kentleşme, denetimsizlik ve insan odaklı değil de rant odaklı politikaların çarpıklığını ortaya koydu. Bunların sonucu ağır oldu, yüzü aşkın kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.

İnsan odaklı değil, rant ve kar odaklı politika yapan devlet ve belediyeler, depremin yaşandığı andan itibaren halkın ihtiyaçlarına yanıt olamadı. Depremin hemen ardından sosyalistler, dayanışma ve yardım çalışmalarına başladı. Sosyalistler, İzmir halkı ile birlikte kurdukları geniş dayanışma ağı ile birlikte depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılıyor, dayanışmayı büyütüyor.

'İNSANLAR KENDİ YARALARINI SARIYOR'
Depremin hemen ardından İzmir'e giden Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, izlenimlerini aktardı ve değerlendirmelerde bulundu. 

Depremin ilk anından itibaren insanların kendi dayanışmalarını örgütlediğini vurgulayan Tümüklü, "İnsanlar, kendi yaralarını sarıyor ve acılarını hafifletmeye çalışıyor. Kızılay'ın vereceği çadır, battaniye vb. bile bu dayanışma ağları üzerinden veriliyor" dedi. 

Yaşanan durumu "tam olarak vahamet" şeklinde tarif eden Tümüklü, şöyle devam etti: "Koordinasyonu, battaniye dağıtamayacak kadar, bile sağlayamayan bir devlet ile karşı karşıyayız. Alanda daha çok belediyelere ait çadırlar var. Depremin üzerinden 4 gün geçti ama AFAD daha yeni çadır kent kurmaya başladı. 

"Burada yaşanan tam olarak burjuva belediyecilik anlayışının, yerel yönetim anlayışının iflasının somut sonucunu , kaynakların rantçılara nasıl peşkeş çekildiğini görüyoruz. Devlet bu yerel kaynakların yağmalanması ve onun üzerinden yarattığı inşaat sermayesi üzerinden kendini örgütlüyor. Bu sermaye örgütlenmesinden de ortaya çıkan çarpık kent politikasının kendisidir" dedi. 

'HALKA SÖYLEDİKLERİ: SENİ KENDİ KADERİNE BIRAKIYORUM'
Depremden etkilenen bölgelerde tespit çalışmaları yapıldığını belirten Tümüklü, "baz alınan şey kolonların patlayıp patlamaması. Eğer gittikleri yerde kolonlar patlamamışsa evin duvarları yıkılmış olsa bile 'kalabilirsiniz' diyorlar. Oysa ki tüm cam ve çerçeveler dağılmış,ev yaşanabilecek durumda değil. Halkı kendisine yük edinmeyen, edinmek istemeyen bir devlet var karşımızda. Burjuva devletin, bu devlet anlayışının halka bir faydası yok. Burada halklarımıza söyledikleri tam olarak; 'seni kendi başına, kaderine bırakıyorum.'" şeklinde konuştu. 

ESP gibi sosyalist partilerin, halkın ve belediye emekçilerinin büyük bir dayanışma ağı ördüğünü söyleyen Tümüklü, "Çok büyük bir dayanışma ağı çıktı ortaya ama devletin burada yaptığı bir şey yok" dedi. 

"Yaşadığımız şey sistem sorunu ve daha kökten bir çözüme ihtiyaç var" diyen Tümüklü, insan ve doğa merkezli kentler inşa edilmesi, toplum merkezli kent politikaları üretilmesi gerektiğine dikkat çekti.

'HALKI MERKEZ ALAN BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI YOK'
Tümüklü, "Ancak bugün yaşadığımız sorunların çözümü bu sistemde değil" diyerek devam etti: "Belediyecilik anlayışı en sonunda geliyor sermaye ile ilişkiye dayanıyor. Burjuva belediyecilik, sermaye merkezli bir belediyecilik anlayışıdır. Egemenlerin çıkarlarının merkezinde olduğu bir anlayıştır bu. Rant ve yolsuzluk merkezli, sermayenin gelişimine göre bir çember kurar. Bu çember sermaye yaratırken halka yıkım ve geleceksizlik yaratır. 

"Burada yaşanan bir devlet sorunu, burjuva belediyecilik anlayışı sorunudur. Kocaeli ve Ceyhan'daki yaşanan sorumsuzluğu sürdüren  anlayışın devamıdır, İzmir'de bu sonucun ortaya çıkmasına neden olan da aynı anlayıştır işte. Halkı merkez alan bir belediye anlayışı yok." 

'MÜTEAHHİTLER SON HALKA, ONLARA KİM İZİN VERDİ?'
Depremde yıkılan binaları yapan müteahhitlerin gözaltına alındığını hatırlatan Tümüklü, "Oysa ki onlar son halka. Onlara kim izin verdi? Bakanlıkların, belediyelerin burada rolü yok mu? Üç beş müteahhittin demir çalmasından dolayı yaşanmıyor bunlar. Bu bir anlayışın sonucudur ve bu anlayış değişmelidir" şeklinde konuştu.

'KENDİ DAYANIŞMA VE ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ BÜYÜTEREK DEĞİŞTİRECEĞİZ'
"Tüm bu şehirler yıkılıp yeniden, insan odaklı, çevrenin korunması odaklı yeniden yapılmalıdır" diyen Tümüklü, sözlerini şöyle tamamladı: "O da bu sistemde mümkün değil. Tüm bu yaşananlar bu sistemin mutlaka değişmesi gerektiğini bir kez daha bize gösteriyor. Biz kendi dayanışmamızı ve örgütlülüğümüzü büyüterek bunu mücadeleyle bu sistemi yıkarak  değiştireceğiz."

Tümüklü, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlara ise geçmiş olsun dileklerini ileterek, İzmir'de yaşayan halklarla dayanışmayı büyüteceklerini vurguladı.