3 Ekim 2024 Perşembe

'Mega projeler doğa katliamıyla sürdürülüyor'

Yeşilçomlu Merası Yüksek Hızlı Tren projesinin insan yaşamı ve tarımsal faaliyetini olumsuz etkileyeceğinin altını çizen DEM Parti  Balıkesir Ekoloji Komisyonu'ndan Can Tekin AKP'nin mega projelerinin tamamen sermaye odaklı olduğunu anımsattı. Söz konusu mega projelerin doğayı talan ettiğini kaydeden Tekin, yüksek hızlı tren hattı projesinin geçtiği her yerde aynı problemlerin yaşandığını söyledi. Tekin, bu projelere karşı mücadele etmek gerektiğini söyledi. 

Balıkesir'in Bandırma ilçesi Yeşilçomlu mahallesi mera vasfı değiştirilerek Bursa Beton şirketine satılmak istendi. Ancak yöre halkının itirazı ve mücadelesi sonucu satış durduruldu. 

Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Mera Komisyonu Yeşilçomlu'da çiftçi kayıt belgesi olanlarla bir anket düzenlemiş, 173 "hayır", 2 "evet" oyu çıkmıştı. Anket sonrası Bursa Beton'un genişleme talebini geri çevrilmişti. Anket öncesinde şirket yetkilileri Yeşilçomlu'da bilgilendirme adı altında meranın talanına rıza üretmek için bir toplantı düzenledi. Şirkete karşı destek isteyen Köylüler Bandırma Demokrasi Platformunu da toplantıya davet etti. Şirketin bilgilendirme yapması toplantıda engellendi. Köyde düzenlenen proje bilgilendirme toplantısında hem köylüler hem de konuda uzman olanlar bu projenin zararlarını sıraladı. Taş ocağının mera arazilerine yakınlığına dikkat çekilen konuşmalarda; bölgedeki tarım ve hayvancılığın zarar göreceğinin altı çizildi. 

'KALKINMA VE GELİŞME DİYE ÖNE SÜRÜLEN PROJELERE SERMAYE DÜZENİNİN ÖNÜNÜN AÇILMASI İÇİNDİR'
Peki bu proje nedir? Halk neden karşı çıkıyor? Halkların Demokrasi Partisi (DEM Parti) Balıkesir Ekoloji Komisyonu'ndan Can Tekin'le konuştuk. ETHA'ya değerlendirme yapan Tekin, Yeşilçomlu Merası Yüksek Hızlı Tren projesinin AKP'nin mega projelerinden biri olduğunu kaydetti. Yeşilçomlu mahallesinin eskiden köy olduğunu, Balıkesir'in büyükşehir olmasıyla birlikte mahalle statüsüne geçildiğini anımsatan Tekin, "'Kalkınma ve gelişme' diye önümüze sürülen mega projelerin tümü aslında sermaye düzeninin önünün açılmasıdır. AKP-MHP saray iktidarı, asıl olarak sermaye iktidarıdır ve tüm çabası sermayenin daha fazla birikim sağlamasıdır. Vergi reformlarından, mega projelere kadar yapılan bütün düzenlemelerin ve yatırımların temel ekseni, bir yanıyla devletin imkanlarını sermayenin hizmetine sunmak ve aynı zamanda bir sermaye grubu olarak sarayın, devlet eliyle sermaye birikimi elde etmesini sağlamaktır" dedi.

'BİR TÜR RÜŞVET YA DA SUS PAYI'
"Yol yaptılar, köprü yaptılar, havaalanı yaptılar…Çalışıyorlar" imajının gerek sermaye basını, gerekse sermayeden bağımsız olmayan devlet organları (TRT, bakanlıklar vs.) ile sürekli halkın üzerinde rıza üretmeye çalıştığına dikkat çeken Tekin, "bu mega projeler kimin için ve kime rağmen" sorularının yüksek sesle sorulması ve mücadele edilmesiyle bu algını yıkılabileceğini dile getirdi. Tekin, "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın mega projelerinden birisi de yüksek hızlı tren. Sermayenin ticaret kapasitesini arttırma amacıyla ulaşım, nakliye vb. ihtiyacını karşılamak için yapılan otoyollar, limanlar, havaalanlarının yanında yüksek hızlı tren projeleri de yer alıyor. Ülkenin sanayi üretimini ulaştırma ile entegrasyonu yüksek hızlı trenlerle hedefleniyor. Yüksek hızlı tren hatlarına bakıldığında ülkenin dört bir yanındaki organize sanayi bölgeleriyle limanlar, havaalanları ve sınır kapıları birbirine bağlanıyor. Sanayi ve liman kenti Bandırma ile sanayi kenti Bursa arasındaki hattın yapımında, Yeşilçomlu mahallesinde aslında ülkenin bütünündeki ekolojik talanın bir parçasını gösteriyor. Son 3 yıldır Bandırma'da inşaat sektörü ciddi bir daralma içerisinde. Ama öncesi on yıl, inşaat sektörünün giderek yükselen eğrisi ile geçmişti. İnşaat furyasının başladığı yıllarda Bursa Beton şirketi Yeşilçomlu'nun merasının dibinde taş ocağı açtı. O dönemde Yeşilçomlu halkı taş ocağını istemediği için birkaç eylem yaptıysa da önleyici olamadı. Şirket, 'yasal' kılıflarla iki sefer mera alanında sahasını genişletti. Şimdi bütün merayı alacak şekilde üçüncü kez sahasını genişletmek istiyor. Bunu yapabilmesinin yolu da meranın vasfının değiştirilmesi. Yeşilçomlu halkının düne kadar uzak gördüğü mesele artık kapısına dayandı. Dinamit patlatmalardan, tozdan şikayetçi olan yöre halkı, düne kadar boyun büktüğü, bunlarla uğraşılmaz dediği şirkete bugün hayır deme dirayeti gösteriyor. On yıldan fazladır şirketin yöredeki varlığı ile çarpık ilişkiler oluşturulmuş. Örneğin Bandırma Belediyesi'nin her yıl düzenlediği Yeşilçomlu Kavun Festivalinin sponsoru Bursa Beton şirketi. Yeşilçomlu'nun mıcır, taş ve kum ihtiyacını şirket ücretsiz karşılıyor. Bir tür rüşvet ya da sus payı" ifadelerini kullandı.

'İNSAN YAŞAMI VE TARIMSAL ÜRETİM SEKTEYE UĞRATILACAK'
Yeşilçomlu'da mera vasfı kaldırılır ve şirket tüm mera alanlarına sahip olursa, meskenlere yaklaşma mesafesinin sıfıra ineceğine dikkat çeken Tekin, "Dinamitlerin yarattığı sarsıntıya pek çok mesken dayanamayıp yakılabilir. Patlatma ve taş kırma nedeniyle ortaya daha fazla toz bulutu çıkacağı için Yeşilçomlu'da insan yaşamı ve tarımsal üretim sekteye uğratılarak, insansızlaştırılacak. İşte bu durumda, yöreyi terk etme riski ile karşı karşıya kalan halk, yaşam alanını savunmaya çalışıyor" dedi. 

'BU PROJELERE KARŞI MÜCADELE ETMELİYİZ'
Tekin, son olarak şirketin genişleme isteğine ilişkin şunları söyledi: "Bandırma-Bursa arası yüksek hızlı tren hattın zemin döşemesi için uygun malzeme Yeşilçomlu merasının altında mevcut. Hem çıkarılan malzemenin nakliyesi, hem de hazır kurulu bulunan taş ocağı işletmesi, maliyeti de düşürecek. Bu sebeple Bursa Beton meranın vasfının değiştirilmesi için İl Tarım Müdürlüğü'ne 'yasal olarak' başvurmuş. İlçe Tarım Müdürlüğü uygunluk için yöre halkının görüşünü öğrenmek amacıyla muhtarlığa yazı gönderilmiş. Çiftçi Kayıt Belgesi olan herkes genişlemeyi istemediğini imzalı olarak beyan etti. Mega projeler, doğayı talan ederek ve halkı yok sayarak sürdürülüyor. Yüksek Hızlı Tren Hattı Projesi'nin geçtiği her yerde aynı problem yaşanıyor. Bu projelere karşı mücadele etmeliyiz."