'Tüm kadınlar isyanımızdır'
Garibe ve Fatma'nın şahsında katledilen tüm kadınlar isyanımızdır" diyen KESK İstanbul Kadın Meclisi, "Onları mücadelemizde yaşatacak ve sorumluların hesap vermesi için sürecin takipçisi olacağız. Tacize, tecavüze, istismara, kadın katliamlarına karşı sokaklarda, meydanlarda, alanlarda sesimizi haykırmaya mücadeleye etmeye devam edeceğiz" dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Kadın Meclisi, Kandıra Hapishanesi'nde katledilen Garibe Gezer'e ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 3 No'lu şubede basın toplantısı düzenledi. Açıklamanın yapıldığı salona "Erkek devlet şiddetine karşı yaşamımızı savunuyoruz, susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" pankartı açıldı. Açılmayı KESK Kadın Meclisi adına Gamze Yıldırım okudu.
Bir haftada içinde 2 kadının intihara sürüklendiğini belirten Yıldırım, eril aklın kadının tüm yaşam alanlarına sirayet ettiğini ve bunun sonucunda yaşanan ölümlerin intihar sözcüğü ile açıklanamayacağının altını çizdi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en ağır sonuçlarından biri olan kadına yönelik şiddetin evde, sokakta, iş yerinde hapishanede kadının olduğu her yerde sistematik bir saldırı aracına dönüştürüldüğüne dikkat çeken Yıldırım, "Kadın katliamına varan kadın cinayetlerinin en önemli nedenlerinden biri, koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirme yükümlülüğü bulunan iktidarın sorumluluklarını yerine getirmemesi, aksine bunu besleyen ve derinleştiren uygulamalarına devam etmesidir" dedi.
Kanunun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen ve Diyarbakır'daki evinde intihara sürüklenen Fatma Demirel'in ölümüne neden olan sistematik baskı politikalara işaret eden Yıldırım, "Bir taraftan kadınlara, emekçilere dayatılan düşman hukukunun, diğer taraftan sistematik erkek şiddetinin sonucunda intihara sürüklenerek yaşamdan koparılıyor. Basına yansıyan bilgilere göre Fatma Demirel, uzun süredir Mehmet Aydın adlı şahsın ve yakın çevresinin sistematik şiddetine, taciz ve tehditlerine maruz kalmış ve örgütlü bir şekilde intihara sürüklenmiştir. Bu intiharın sorumlusu Demirel'e şiddet uygulayan, şikayetini geri alması için tehdit eden kişidir" diye belirtti.
Garibe Gezer'in gördüğü sistematik işkenceye dikkat çeken Yıldırım, "Cezaevinde süngerli oda olarak bilinen ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin başında gelen bu işkence odasında intihar koşulları için hiçbir araç olmamasına rağmen şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bu şüpheli ölümün üstünü örtmek için adli tıp ve olay yeri incelemelerinin hepsi engellendi. Kadına, kadın özgürlük mücadelesine duyulan öfke bununla sınırlı kalmadı, Garibe Gezer'in naaşının memleketine ulaştırılması için cenaze aracı bile temin edilmedi ve Garibe Gezer'in tabut içindeki naaşı bir kamyonun kasasında ailesine taşıttırıldı" diye belirtti.
"Garibe ve Fatma'nın şahsında katledilen tüm kadınlar isyanımızdır" diyen Yıldırım, şöyle devam etti: "Onları mücadelemizde yaşatacak ve sorumluların hesap vermesi için sürecin takipçisi olacağız. Tacize, tecavüze, istismara, kadın katliamlarına karşı sokaklarda, meydanlarda, alanlarda sesimizi haykırmaya mücadeleye etmeye devam edeceğiz."