23 Eylül 2024 Pazartesi

TKŞ'den halklara çağrı: Siyasi tutsaklara yönelik zulme karşı durun

Rojavalı komünistler, faşist Türk devletinin hapishanelerinde devrimci-yurtsever tutsaklara karşı baskı ve katliam politikalarına karşı çağrı yaptı.

Komünist Devrimci Hareket, Devrimci Komünist Kadınlar, Devrimci Komünist Gençler, Türkiye hapishanelerinde yaşanan katliamlara karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Qamışlo'daki TKŞ binası önünde gerçekleştirilen eylemde, devrimci tutsaklara yönelik saldırılara ilişkin fotoğraflar taşındı.

TKŞ adına açıklama yapan Abdulhalim Osman, faşist şeflik rejiminin hapishanelerde devrimci yurtsever tutsaklara yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığını dile getirdi. Osman, "Yakın zamanda Vedat Erkmen isimli bir tutsağın daha katledildiği haberini aldık. Faşist şef Erdoğan'ın insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle, işkenceye maruz kalan Garibe Gezer isimli kadın tutsak geçtiğimiz haftalarda katledilmişti. Serbest bırakılmadığı için yaşamlarını yitiren hasta tutsaklar oldu" dedi.

Tecavüz ve işkenceye maruz kalan Garibe Gezer'in mektubunda yaşadığı işkenceyi açıkladığını hatırlatan Osman, "Türkiye hapishanelerinde işkence ve tecrit politikaları giderek artırılıyor.Tek kişilik hücrelere konulan tutsaklar, her türlü hak gasplarına maruz kalıyor" şeklinde konuştu.

Komünist Devrimci Hareket olarak, devrimci yurtsever tutsaklara yönelik saldırıları kınadıkları belirten Osman, tüm halklara şu çağrıyı yaptı: "Faşist Türk devletinin saldırılarına karşı durun. Farklı ülkelerin işçi ve emekçileri, insan haklarına saygı duymayan, insanlık dışı uygulamaları artıran Türk devletine karşı harekete geçin. Türkiye ile ilişkilerini geliştiren kendi ülkelerinizin devletlerine baskı yapın."

Faşist şeflik rejiminin dünyanın gözü önünde siyasi tutsaklara zulüm, işkence ve tecrit uyguladığın dile getiren Osman, "Uluslararası hukuk kuruluşları ve insan hakları örgütleri sessizliklerini bozmalıdır. Türk devletinin insanlığa karşı suç sayılan eylemlerine karşı sessiz kalınması artık kabul edilemez" dedi.

Osman açıklamanın sonunda tutsakların yaşam haklarını gasp eden, uluslararası hukuk normlarını ihlal eden Türk devletinin soruşturulmasını ve cezalandırılmasını istediklerini vurguladı.

Eylem "Şehit namirin" sloganıyla sona erdi.