'Tecrit ve katliam odaklı yasa tasarısına karşı tek bedeniz'
Sokakta yaşayan köpeklerin katledilmesini öngören yasa tasarısına karşı İzmir'de yürüyüş düzenlendi. Cumhuriyet Meydanında bir araya gelen yaşam hakkı savunucuları, Gündoğdu Meydanına yürüdü. Eylemde, sorumluluğunu yerine getirmeyen devletin manipülatif söylemlerle köpeklerin katledilmesinin önünü açan yasayı çıkarmak istediğine dikkat çekilerek, buna izin verilmeyeceği haykırıldı.
AKP-MHP iktidarının sokakta yaşayan köpekleri katletme planına karşı İzmir'de yürüyüş yapıldı. Cumhuriyet Meydanından Gündoğdu Meydanına yürüyen yaşam hakkı savunucuları, "Sokaktayım, yanındayım, katliama karşıyım", "Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat", "Medya etik ol tetikçi olma", "Hayvan hakları Anayasaya", "Kan kokuyor, kan kokuyor, barınaklarınız kan kokuyor", "Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin" sloganları atıldı.
ESP ve SKM üyelerinin bayraklarıyla katıldığı yürüyüşte, DEM Parti İzmir Ekoloji Komisyonu, "Tecride, katliama hayır ölüm yasasını durdur" pankartıyla yerini aldı.
KURUŞ: İSYANIMIZI KISMAK İÇİN 'HALK SAĞLIĞI'NA BAHANE EDİYORLAR
Yürüyüşün ardından İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu adına Rojda Kuruş söz aldı. Sokakta yaşayan köpeklerin toplatılacağı ve 30 gün içinde sahiplendirilemezlerse öldürüleceklerine yasa tasarısı tartışmaları başladığını hatırlatan Kuruş, tepkilerin ardından 'tüm köpeklerin toplatılmayacağı, sadece ormanlık alanlarda yaşayan kuduz tehlikesi taşıyan ve saldırgan olanların toplatılacağı' yönünde açıklamalar yapıldığını hatırlattı. Kuruş, "Ancak biz biliyoruz ki; adına uyutma diyerek yapacakları katliama meşruluk kazandırmaya çalıştıkları gibi saldırgan ve kuduz tehlikesi gibi kavramları kendilerine kalkan yaparak biz hak savunucularının sesini, isyanını kısmak istemekte, 'halk sağlığını' bahane ederek köpekleri yaşam alanlarından, doğup büyüdükleri mahallelerden, dostlarından ve biricik hayatlarından koparmaya çalışmaktadırlar" dedi.
'KISIRLAŞTIR, AŞILAT, YAŞAT'
Vicdani, etik ve barışçıl çözümün kısırlaştırma, aşılatma ve yaşatma olduğunu vurgulayan Kuruş, sokaklarında köpek olmayan Avrupa ve İngiltere örneği verilerek halkın katliama ikna edilmeye çalışılmasına tepki gösterdi.
İnsanlığın hayvanlara bir yaşam borcu olduğunu söyleyen Kuruş, "Eşitlik, adalet, güvenli yaşam alanları borçludur. Bizler; sınıfsal uçurumun, toplumsal eşitsizliğin had safhada olduğu, tarihi sömürge ve kıyımlarla dolu Avrupa'yı kendimize model almayacağız. Bizler; bu kapitalist düzende hayvanların vadesini doldurmuş birer ürün gibi kenara atılmasına izin vermeyeceğiz" diye vurguladı.
'ELİMİZE KAN BULAŞTIRMAYACAĞIZ'
Soykırımın yasalaştığı bir ülkede hiç kimsenin güvende olmayacağına dikkat çeken Kuruş, "Sonuç olarak; sözümüzü söyledik, yine söylüyoruz; yarattığınız toplumsal krizin faturasını hayvanlara kesemezsiniz. Halkta biriken öfkeyi türlü algı operasyonlarıyla hayvanlara yöneltemezsiniz. Biz buradayız, her şeyin farkındayız, görüyoruz, sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Mahkeme salonlarında deşifre ettiğimiz şiddetin, nefretin sokaklara dolup taşmasına ve dostlarımızın, mahalle sakinlerimizin bir karanlığa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Elimize kan bulaştırmayacak, birlikte yaşamı inşa edecek, nefret çarkını kıracak, hayvanların adil, eşit, özgür bir dünyada yaşaması için dünkü azim ve inançla mücadele etmeye devam edeceğiz. Daha önce de söylediğimiz gibi bu topraklarda hep birlikte vardık, var olacağız" dedi.
Ardından İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları adına Pınar Alp ortak basın açıklamasını okudu.
ALP: TECRİT VE KATLİAM ODAKLI YASA TASARISINA KARŞI BURADAYIZ
Sokak hayvanlarının tutulduğu barınaklardaki yaşamlarının ne kadar kötü olduğunu göstermek için küçük bir kafes içinde açıklama metnini okuyan Alp, "Tecrit ve katliam odaklı yasa tasarısına karşı, sokakta yaşayan köpekleri, yani mahalle sakinlerimizi savunmak için buradayız, tek bedeniz" dedi.
"Ötenazi, uyutma, doğal yaşam alanı, Avrupa modeli" gibi söylemlerle köpeklerin katledilmesinin yumuşatılmaya çalışıldığını vurgulayan Alp, bugün eşzamanlı olarak İstanbul, Antep, Eskişehir, Ereğli, Fethiye, Adana, Yalova, Uşak, Muğla, Mersin, Sivas, Muğla, Denizli, Ayvalık, Datça, Van, Aydın ve Antalya'da hayvan hakları savunucularının eylemler yaptığı hatırlattı.
'MERHAMET DEĞİL ADALET İSTİYORUZ'
Yasa tasarısının birkaç hafta içinde Meclis'e sunulacağını hatırlatan Alp şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde 'Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın, ders vermeye kalkmasın. Sokakta yaşayan köpekleri barınaklarda toplayacağız, hayvanseverlerin hepsini sahiplenmesi halinde 'sonraki adıma (öldürmeye) gerek kalmayacak' dedi. Biz merhamet değil adalet istiyoruz. Tüm köpeklerin hapsedilmesi, sahiplenilmeyen köpeklerin öldürülmesi, bir hukuk devletinde asla meşru bir uygulama olarak gösterilemez. Bu merhamet anlayışına da, adalet anlayışına da sığmaz."
Devletin hayvanların kısırlaştırılması için bir şey yapmadığını, bu işlemi yapması gereken belediyeleri denetlemediğini, hayvan severler ve hayvan hakkı savunucularının kısıtlı imkanlarla bunu yapmaya çalıştığını söyleyen Alp, "Biz elimizi taşın altına yıllardır koyuyoruz. Şimdi de barınaklara hapsedecekleri köpekleri zaten evleri ağzına kadar dolu olan hayvanseverlerin kurtarmasını bekliyorlar. Bizler hayvanları kısırlaştırabilmek için uğraşıyoruz, aç kalmamaları için uğraşıyoruz. Devlet ne yapıyor, belediyelerin bütçelerini hayvanlara ayırmamasını adeta teşvik edercesine belediyeleri denetlemiyor. Köpeklerin sayısının bu kadar fazla olmasının nedeni bizler değiliz; 20 yıldır kısırlaştırma yapmayan, bakımevi kurmayan, denetlenmeyen belediyelerdir. Bu iktidarın hayvan düşmanı politikalarının bir sonucudur" dedi.
'ARTIK YETER DEMEK İÇİN YİNE SOKAKLARDAYIZ'
"Yeter" demek için sokaklara çıktıklarını vurgulayan Alp, iktidarın, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun, "kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat" ilkesini temel alan 6. maddesini delmeye çalıştığını, buna izin vermeyeceklerini söyledi.
'KÖPEKLER BARINAKLARDA AÇLIKTAN, BAKIMSIZLIKTAN ÖLÜYOR'
Devletin yerine getirmediği sorumluluklarının faturasını köpeklere çıkarmasına isyan eden Alp, "Yasanın 20 yıldır uygulanmadığı gerçeği gizlenerek, köpekler canavarlaştırılarak, toplumun kutuplaştırılması kabul edilemez. Bizler 'elit kesim' değiliz, halkız, köpekleri mahallelerimizde yaşatmaya çalışan insanlarız. Herkes için adil, yaşanabilir bir dünya isteyenleriz, yüzyıllardır olduğu gibi bugün de sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamak isteyenleriz, barınaklarda yıllardır açlıktan, pislikten, bakımsızlıktan yaşamını kaybeden binlerce köpeğin hesabını soranlarız. Bizler, yasa uygulansın, etkili kısırlaştırma yapılsın, sokaklar herkes için güvenli hale gelsin isteyenleriz" diye konuştu.
Devlete kimseyi öldürmeden, hapsetmeden sokakları güvenli hale getirme sorumluluğunu hatırlatan Alp, "Yapmanız gerekenlerin hiçbirini yapmayıp hayvanları hedef gösteremezsiniz! Yok etmeye çalıştığınız milyonların hak ve adalet anlayışı, beraber yaşamayı nesilden nesile aktarmaya devam eden kültürel kodlarımız buna izin vermeyecek. Sokaktaki dostlarımızı öldürmeyi hedefleyen tecrit ve katliam tasarısı meclisten geri çekilene kadar sokaklarda olacağız. Etik, bilimsel ve yaşam hakkından taraf olan tek çözüm kısırlaştırmak, aşılamak, yerinde yaşatmak, üretim ve satışı yasaklamaktır. Sokakta yaşayan her canlıyı tek tek savunacağımızı ve dostlarımızı bu sistemin kanlı ellerine bırakmayacağımızı buradan bildiriyoruz. Sokakta yaşayan hayvanları uyutma adı altında katledecek ve barınak adı altındaki ölüm kamplarına hapsedecek bu yasa tasarısını aklınızdan bile geçirmeyin" diye vurguladı.