20 Eylül 2024 Cuma

Suruç'ta 6. duruşma yarın: Davanın tek sanığı ifade bile vermedi

Üzerinden 3 yıl geçen Suruç katliamı davasında 6. duruşma yarın görülecek. 21 ay sonra açılan davanın sanıklarından ikisi kaçak. Biri de Ankara katliamı davasından dolayı tutuklu. Yakup Şahin bugüne kadar ifade bile vermezken, aileler üzerindeki baskı ise her duruşmada biraz daha artıyor.
33 devrimcinin 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç'ta katledilmesinin ardından açılan davanın 6. duruşması yarın Hilvan'da görülecek.
 
Katliamın ardından 21 ay sonra açılan davada, Ankara katliamı nedeniyle Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu olan Yakup Şahin ile Suriye'de bulunan Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali sanık olarak yer aldı. Sanıklar için "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "Tasarlayarak öldürmek", "Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" ve "Tehlikeli madde bulundurmak" suçlarından ceza istendi.
 
İddianamede, katliamın sorumluları olarak Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz'ın da ismi geçiyor. İki IŞİD üyesinin Antep'te polisin düzenlediği operasyonda öldükleri açıklanmıştı.
 
İddianameye göre, bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişi ise Abdurrahman Alagöz.
 
DAVANIN İLK DURUŞMASI 21 AY SONRA BAŞLADI
 
Katliam davasının ilk duruşması 21 ay sonra 4 Mayıs'ta Urfa'nın Hilvan ilçesindeki hapishanede yeni yapılan duruşma salonunda görüldü. Davanın "yargılanabilen" tek sanığı Yakup Şahin'in duruşmaya SEGBİS ile bağlanması bekleniyordu. Ancak bağlanmadı.
 
Aileler dışında tüm müdahillik taleplerini reddeden mahkeme heyeti, Suruç'ta yaralanan SGDF Eşbaşkanı Ceren Çoban hakkında, müdahillik başvurusu sırasında yaptığı konuşma nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşma 14 Temmuz'a erteledi.
 
MAĞDURLARIN MÜDAHİLLİK TALEBİ REDDEDİLDİ
 
Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin ikinci duruşmaya da getirilmedi. Avukatların yoğun ısrarı üzerine SEGBİS'le bağlandı. Sanığı gören aileler tepki gösterirken, mahkeme sanığın bir sonraki duruşmaya getirilmesine karar verdi. Aileler, çocuklarının Kobanê'ye götüremediği oyuncakları ile duruşma salonuna girdi. Katliamda yaralanan gençlerden Yalçın Demir, Garip Çelik, Metayi Demir, Rahime Demir, Ceren Çoban, Pınar Gayıp, Cansu Yumuşak ve Hünkar Genç'in müdahillik talepleri ise kabul edilmedi.
 
SANIK ÜÇÜNCÜ DURUŞMAYA DA GETİRİLMEDİ
 
Katliam davasının 3. duruşması 13 Kasım 2017 tarihinde görüldü. Sanık Yakup Şahin, bu duruşmaya da getirilmedi. Tüm talepleri reddedilen aileler salonu terk etti.
 
SANIK SEGBİS'E ÇIKTI AMA SORULARI YANITLAMADI
 
Davanın 4. duruşması 8 Şubat 2018 tarihinde görüldü. Katliamın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, yine duruşmaya getirilmedi. SEGBİS'le duruşmaya katılan sanık Şahin, hiçbir soruya yanıt vermedi. Davanın görüldüğü tarihte tutuklu olan Suruç yaralısı İlke Başak Baydar, duruşma salonuna getirildi. Baydar, "Bu davada sadece SEGBİS'te görünen sanık değil, katliamdan haberi olmasına rağmen önlemeyenler, katliamdan sonra bize gaz sıkan polisler, dönemin başbakanı, cumhurbaşkanı ve tüm sorumlular yargılanmalıdır" dedi. Suruç ailelerinin bir diğer tepkisi de katliamın üzerinden 31 ay geçmesine rağmen çocuklarının eşyalarının verilmemesine oldu. Yargılamanın sonunda mahkeme, eşyaların teslim edilmesi talebini kabul etti.
 
4. duruşmada ayrıca avukatlar, aranan sanık Deniz Büyükçelebi'nin evinin, Suriye'ye giden IŞİD'lilerin uğrak yeri olduğunu, eşi Şengül Büyükçelebi'nin örgütün talimatları ile hareket ettiğine dair deliller bulunduğunu belirtti, hakkında soruşturma başlatılmasını istedi. Mahkeme ise bu talebi reddetti.
 
Duruşma sonrası aileler hapishane önünde açıklama yapmak istedi. Ancak ailelerin açıklaması, jandarma tarafından engellenmek istendi.
 
SANIK 6. DURUŞMADA DA İFADE VERMEDİ
 
Davanın 6. duruşması 29 Mayıs'ta görüldü. Sanık Yakup Şahin, SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada, adalete güvenmediğini, "susma hakkı"nı kullanacağını söyledi.
 
SADECE BİR POLİSE PARA CEZASI VERİLDİ
 
Ailelerin ve katliam tanıklarının, başta devletin resmi görevlileri olmak üzere tüm sorumluların yargılanması için yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Bugüne kadar sadece 3 polis hakkında "görevi kötüye kullanmak" suçundan dava açıldı. Suruç eski Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, 7 bin 500 lira para cezasına çarptırıldı. Para cezası 12 takside bölündü. Ali Koçak ve Ahmet Oğuz Davarcı isimli polisler hakkında Suruç Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davaya ise 21 Eylül'de devam edilecek.
 
20 TEMMUZ'DA NE OLMUŞTU?
 
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) Kobanê'nin yeniden inşası için yaptığı çağrı ile pek çok kentten yola çıkan gençler, 20 Temmuz günü Suruç'a ulaştı. Gençler, IŞİD'in "canlı bomba" saldırısına uğradı, 33 devrimci katledildi. 150'den fazla kişi yaralandı. Birçok kişide kalıcı hasarlar oluştu.
 
Katliamı gerçekleştiren IŞİD'li Şeyh Abdurrahman Alagöz, polis, asker ve MİT'in "kuş uçurtmadığı" bir bölgede, elini kolunu sallayarak, yaz günü üzerine sarılı bombalarla Amara Kültür Merkezi'ne gelebilmiş ve her gün caddede bekleyen TOMA'ların "olmadığı" bir saatte bombayı patlamıştı. Üstelik Alagöz, polisin "terör nitelikli şahıs" sıfatıyla aradığı bir isimdi. Buna rağmen, Suruç'ta rahatlıkla dolaşabilmişti. Sonraki gün ve aylarda ortaya çıkan belgeler bu katliamın "devlet organizasyonu" olduğunu gözler önüne sermişti.