25 Kasım 2024 Pazartesi

Sosyalist aydın Kutsiye Bozoklar'ın kaleminden: Kavga

Kavga nedir bizim için? İki dünya var. Kavga eskisiyle, yenisi arasında ve her birey bu kavgada bir saf tutmak durumundadır. Eğer eski dünyayı yıkmaktan, "dünyayı değiştirmekten" söz ediyorsak, yaşamın tüm alanlarında kavgamız var demektir. Kavga mücadeledir. Yeni bir dünya kurmak adına yola çıkan her birey, yaşamın içinde tuttuğu yere göre kavganın da bir ucundan tutuyor demektir. Safı belli olan her insanın silahları farklıdır bu kavgada. Kavga her alandadır. İçeride, dışarıda, fabrikada, tarlada, meydanlarda, elde silah kentlerde, barikatlarda, dağlarda. "İşimiz" neyi gerektiriyorsa biz onu yaparız. Mücadele nerede gereksiniyorsa orada var oluyoruz.

Biz büyük bir davanın insanlarıyız. "Biz" sömürüyü, eşitsizliği insanın gelişiminin önündeki engelleri kaldırmak için varız. Eski dünyayla kavgamız var bizim. "Bütün dünya ile, resmi olanın tümüyle, en sert kavgaya girişmiş biri" olduğunu söyleyen Marks'ın yolunda yürüyoruz.

"Bir daha asla" diyenlerin çok olduğu bir toplumda, yeni başlangıçlardan, "atılım"lardan yanayız. Bu nedenle sosyalizm için kavgayı bir sevince dönüştürmektir işimiz. Devrimci insan, iyimser bir inatla her gün yeniden ve bir büyük sevinçle mücadeleye başlayan insandır. Devrimci mücadele ise bizim "işimiz" ve yaşam biçimimizdir. Öyle olmak zorundadır.

Bazı sözleri çokça kullanırız; kavganın içinde olmak gibi, kavgaya atılmak gibi... Birkaç gün önce genç bir okuyucumla karşılaştım. "Sevgili Işık" dedi, "Kavganın bu kadar dışındayken nasıl böyle coşkulu yazabiliyorsun?" Soruyu yönelten arkadaşımın içtenliğinden kuşku duymadığıma göre, üstünde düşünülmesi gereken nedir diye sordum, kendi kendime.

Kavga nedir bizim için? Kavga deyince kimi genç arkadaşlarımız neyi anlıyorlar, anlatamadığımız nedir? Bunları düşünmek gerektiğine inanıyorum. İki dünya var. Kavga eskisiyle yenisi arasında ve her birey bu kavgada bir saf tutmak durumundadır. Eğer eski dünyayı yıkmaktan "dünyayı değiştirmekten" söz ediyorsak, yaşamın tüm alanlarında kavgamız var demektir. Kavga mücadeledir. Yeni bir dünya kurmak adına yola çıkan her birey, yaşamın içinde tuttuğu yere göre kavganın da bir ucundan tutuyor demektir.

Safı belli olan her insanın silahları farklıdır bu kavgada. Kavga her alandadır. İçeride, dışarıda, fabrikada, tarlada, meydanlarda, elde silah kentlerde, barikatlarda, dağlarda. "İşimiz" neyi gerektiriyorsa biz onu yaparız. Mücadele nerede gereksiniyorsa orada var oluyoruz. Sonra unutmamak gerekir, herkesin silahları farklıdır bu kavgada. Ozanın şiiri silah olur, fotoğrafçının fotoğrafı, ressamın resmi. Önemli olan bilfiil katılmaktır mücadeleye. Hangi alanda olursa olsun.

Kuşkusuz genç arkadaşımın sorusu mücadele anlayışındaki, kavgaya bakışındaki bir sığlığın ürünüydü. Bizim işimiz derinleşmektir şimdi. Mücadele uzun solukludur. Yol uzun, menzil kısa değil. Kavga ne kısa bir dönemin işi, ne de seçkin ve yetenekli bir azınlığın harcıdır. Biz bu mücadelenin emekçileriyiz. Yenilgileri yeni başlangıçlara dönüştürerek sabırla, sevinçle, dişimizle, tırnağımızla eski dünyayı yıkmaya uğraşacağız. Mücadelenin siyasal ifadesi, "egemen sınıf olarak" örgütlenmek hedefidir. Bu hedefe ulaşacağız ve yolumuza devam edeceğiz. Son kapitalist kale yıkılana dek.

Eğer yaşam kalemi vermişse benim elime, ben de kalemimi tutarım. Biz sözlerimizi yüreğimizin ortasında taşırız ve kavgamıza kafamızı koyarız. Sözümüz silahımız olur çıkar. Kavgayı bütün alanlarda yürüteceğiz. Günlük yaşamda, sanatta, siyasette, "Yeni insan sosyalizmde, yeni kadın sosyalizmde, yeni ahlak sosyalizmde..." Bunları söylüyoruz. Yaşamı yenilemeyi bir büyülü ana ertelediğimiz anlamına gelmiyor söylediklerimiz. Bunlar gerçeğin ifadeleri, yargıları. Ancak, bizim tüm bu yenileri yaratma işimiz yaşadığımız andan, şimdiden başlıyor. Mücadelemizin her aşamasında yeni yaşamın ilkelerini, yeni yaşamın ahlakını yaratacağız. Yeni insanı yaratacağız. Bu bir meydan savaşıdır. İnsanlarımız, genç insanlarımız, kendilerine sunulanı, verili olanı sorgulamalıdır. Sorgulamaya çağırmaktır görevimiz. Eski düşünme biçimlerini terk etmeliyiz, sorgulamayı, başkaldırmayı ve eylemi öğrenmeliyiz. Teoriyi derinleştirmek ve eylemi aramak. Eylem ve sanat yeni insanın doğasına aracılık edecek.

Devrimci, kendisini ve işini ciddiye alan kişidir. Ben işimi ciddiye alıyorum. İşimiz, yeni insandır. Yeni bir estetiktir ve inatla sosyalizme yürümektir. Arınarak, direnerek ve isyanı umut kılarak yürümektir. Bu umudun bir parçası olarak yeninin yaratılmasına katılmak, kavganın orta yerinde olmaktır.