21 Eylül 2024 Cumartesi

'Soma cezasızlıkla sonuçlanmasaydı Amasra yaşanmayacaktı'

Soma katliamının onuncu yılında ETHA'ya konuşan Soma ve Amasra davası avukatlarından ÇHD üyesi Melike Polat, "Soma katliamının temel sebebi öngörülen risklere karşın planlanan altyapı yatırımları gerçekleştirilmeden üretimin zorlanmasıydı. Amasra'da da çok benzer bir durum söz konusu, katliamdan 3 sene önce yetersiz olduğu tespit edilen havalandırma altyapısı yenilenmeden üretime devam edilmesi Amasra katliamının temel nedeni olarak ön plana çıkıyor. Soma davası cezasızlık ile sonuçlanmamış olsaydı, Amasra katliamı yaşanmayacaktı" dedi.

Patronların kar hırsı, güvencesiz ağır koşullarda çalıştırarak işçi ve emekçileri sömürmesi iş cinayetlerinin zeminini hazırlıyor. Hiçbir önlem alınmadığı için işçiler bile isteye ölüme gönderiliyor. Patronların iktidarı olan AKP-MHP ittifakı da uyguladığı politikalarla iş cinayetlerinin önünü açıyor, işçileri katledenler yapılan göstermelik yargılamalar sonucu cezasızlıkla ödüllendiriliyor. İş cinayetlerinde sorumluluğu bulunan devlet yetkililerine de dokunulmuyor.

İŞÇİLERİN KATİLLERİ DIŞARIDA, AVUKATLARI TUTSAK
Bunun en bilindik örneği Soma katliamı davası. 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin canına mal olan Soma katliamı davası 2015 yılında başladı. 301 maden işçisinin katledilmesi büyük tepkilere yol açmıştı. Ama buna rağmen yargı patronları koruyup kollamaktan imtina etmedi. 301 işçinin ölümüne neden olanlar çok az ceza alırken, ailelerle birlikte adalet mücadelesi yürüten avukatları ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay ise tutuklandı.

KAMU GÖREVLİLERİ HAKKINDA DAVA ON YIL SONRA BAŞLADI
Katliamın onuncu yılında kamu görevlileri hakkında göstermelik bir yargılama başladı. 28 kamu görevlisinin yargılandığı davanın ilk duruşması 8 Mayıs'ta görüldü. Duruşma eylül ayına ertelendi. Ancak dava açılanlar arasında dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bulunmuyor.

SOMA VE AMASRA MADEN KATLİAMI DAVASINDA SÜREÇ AYNI
Soma katliamı davası iş cinayetlerinde adalet arayışının emsali olarak karşımızda dururken, 2022 yılında yaşanan Amasra maden katliamı davasında da neredeyse aynı şeyler yaşanıyor. Bilirkişi raporlarında ocaktaki havalandırma sorununun katliamın temel sebebi olduğu, sorunun yaklaşık dört yıldır bilinmesine rağmen herhangi bir tedbir alınmadığı ve üretim faaliyetinin durdurulmadığı ortaya çıktı. Tehlikeli şartlarda çalışmak istemeyen işçilerin tehdit edildiği, baskıya maruz kaldığı da gözler önüne serildi. Fakat son duruşmada, katliamda sorumluluğu açık olan, sorunlara kayıtsız kalarak üretimi durdurmayan 7 sanıktan 3'ü, ocakta keşif dahi yapılmadan ev hapsi ve yurtdışı çıkış yasağıyla tahliye edildi. Davanın 8. duruşması ağustos ayında görülecek.

'SOMA CEZASIZLIKLA SONUÇLANMASAYDI AMASRA YAŞANMAYACAKTI'
Soma katliamının 10. yılında hem Soma hem de Amasra maden katliamı davalarını başından itibaren takip eden Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Melike Polat, ETHA'ya konuştu. Polat, Soma ve Amasra katliamının nedenleri arasındaki benzerliğe dikkat çekerek şunları söyledi: "Soma katliamının temel sebebi öngörülen risklere karşın planlanan altyapı yatırımları gerçekleştirilmeden üretimin zorlanmasıydı, Amasra'da da çok benzer bir durum söz konusu, katliamdan 3 sene önce yetersiz olduğu tespit edilen havalandırma altyapısı yenilenmeden üretime devam edilmesi Amasra katliamının temel nedeni olarak ön plana çıkıyor. Soma davası cezasızlık ile sonuçlanmamış olsaydı, Amasra katliamı yaşanmayacaktı.

'AİLELER MANİPÜLASYON VE SİNDİRME POLİTİKALARINA KARŞI GELDİ'
13 Mayıs 2014'te Soma AŞ. tarafından işletilen Eynez Karanlıkdere linyit ocağında başlayan yangının, 301 madencinin hayatını kaybettiği bir katliamla sonuçlandığını hatırlatan Polat, "Henüz kurtarma çalışmaları devam ederken, hem şirket yetkilileri hem de siyasi iktidar tarafından yaşanan olayın öngörülemez olduğuna dair birçok dezenformasyon yapıldı. Fakat yargılama sürecinde katliamın nasıl göz göre göre geldiği açıkça ortaya çıkacaktı. Katliamın haberini alır almaz işletme binasındaki delilleri korumak ve katliamın sorumlularını ortaya çıkarmak için Soma'ya giden gönüllü avukatlar gözaltına alındı. Bu manipülasyon ve sindirme politikasına karşı ailelerin ve avukatların mücadelesi ile aralarında şirket yöneticilerinin de olduğu 8 şüpheli tutuklandı ve soruşturma neticesinde 'olası kastla öldürme' suçlaması ile iddianame düzenlendi" hatırlatması yaptı.

'ÖLEN HER MADENCİ İÇİN 6 GÜN HAPİS CEZASI VERİLDİ'
Toplam 43 sanığın yargılandığı kovuşturma aşamasının keşif ve sonrasında hazırlanan bilirkişi raporuna kadar normal seyrinde ilerlerken, bilirkişilerin katliamın göz göre göre yaşandığına dair yaptıkları tespitler sonrasında yargılamaya siyasi müdahanin başladığına dikkat çeken Polat, "Dosya karar aşmasına geldiği esnada, esas hakkındaki mütalaasının hazır olduğunu belirten duruşma savcısı mütalaa vermekten vazgeçti. Bu bekleyiş bir buçuk yıl sürdü. Bu aşamaya kadar yargılamayı sürdüren Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi başkanı görevden alındı. Sonrasında mağdur ailelerin avukatlığını üstlenen ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı tutuklandı. Yeni kuralan heyet iddianamede yöneltilen suçlamadan çok daha düşük bir cezaya denk gelen bilinçli taksir suçlaması ile hüküm kurdu ve ölen her madenci için sadece 6 güne denk gelen hapis cezaları verildi" diye konuştu.

'MADEN SERMAYESİNİ KORUMAK İÇİN MÜDAHALE YAPILDI'
Yaklaşık bir buçuk yıl süren temyiz süreci sonunda Yargıtay'ın mağdur ailelerin avukatlarının temyiz itirazını haklı bulduğunu ve şirket yöneticilerinin "olası kast ile insan öldürme" suçlaması ile cezalandırılmaları gerektiğine karar verdiğini söyleyen Polat, şöyle devam etti: "Normal süreçte yerel mahkemeye gönderilmesi gereken dosya 100 gün bekletildikten sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olağanüstü itiraz yoluna gitti. Bu sürede Yargıtay 12. Ceza Dairesine bürokrat kökenli üç ismin atandığını gördük. Yapısı değiştirilmiş heyet, savcılığın itirazını bürokrat kökenli üyelerin 3'e 2 oy çokluğu ile kabul ederek olası kast kararını kaldırdı. Maden sermayesini korumak için yapılan bu siyasi müdahale neticesinde dosya cezasızlık derecesinde bir kararla sonuçlanmış oldu. Mağdur ailelerin Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru da olumsuz sonuçlanırken, bir Anayasa Mahkemesi üyesi karara muhalif kalarak, yapılan heyet değişikliği ile görünürde adaletin sağlanamadığını belirtti. Dosya şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmış durumda."

SOMA DAVASINDA NE OLDU?
13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin yaşamını yitirdi Soma maden katliamının ardından ailelerin ısrarlı mücadelesi sonucu Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde "olası kastla insan öldürme", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma", "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından 2015'te dava açıldı.

2016 yılında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ihmali ve kusuru olduğunu belirten bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda yer alan Enerji Bakanlığı'na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MİGEM) ilişkin yapılan değerlendirmede, planlanandan iki kat fazla üretim yapıldığı, üretim artmasına rağmen havalandırmayı sağlayan ana vantilatörün kapasitesinin değiştirilmediği vurgulandı. Aynı zamanda teknik koşullar arasında gaz maskelerinin işçilerin madenden kaçmasına olanak tanımamasından üretim zorlamasına, maden içi etkin haberleşme ve alarm sistemi bulunmamasından acil durumlar için bir planlama yapılmamış olmasına kadar bir dizi eksikliğe dikkat çekildi.

37 KİŞİ CEZA ALDI
Dava başladığında 8 kişi tutuklanırken, süreç içinde üç kişi tahliye edildi. 5'i tutuklu toplam 51 kişinin yargılandığı dava Temmuz 2018'de sonuçlandı. 37 kişi beraat etti, 14 sanık "taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermekten" ceza aldı. Soma Kömür İşletmeleri AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ancak Can Gürkan, 18 Nisan 2019'da yurt dışına çıkış yasağıyla tahliye edildi. Mart 2020'de katledilen 11 işçinin yakınlarının başvurduğu Anayasa Mahkemesi'nden, ölen işçilerin Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edildiği kararı çıktı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 30 Eylül 2020'de Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği ve istinaf mahkemesinin onadığı kararı bozdu. Can Gürkan'ın da aralarında bulunduğu dört sanığa "olası kastla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama" suçundan ceza verilmesini istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2021 yılının başında 12. Ceza Dairesi'nin kararına itiraz etti. Sanıklar hakkında "taksirle ölüme neden olmaktan" ceza verilmesi talep edildi. Fakat dosya Yargıtay 12. Ceza Dairesi'ne dönmeden yapısına müdahale edilerek üç üyesi değiştirilmişti. Yeni heyet ikiye karşı üç oyla önceki kararını bozarak Can Gürkan'ın "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmaktan" yargılanması gerektiğini belirtti.

DAVA 2021'DE YENİDEN GÖRÜLMEYE BAŞLANDI
Gürkan'ın da aralarında bulunduğu dört sanığın "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma" suçundan tekrar hakim karşısına çıkması kararlaştırıldı. Dava 13 Nisan 2021'de Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülmeye başlandı. 2021'in Şubat ayında Ramazan Doğru, Akın Çelik ve yardımcısı İsmail Adalı, hapis yattıkları süre göz önünde bulundurularak Soma İnfaz Savcılığı tarafından serbest bırakıldı. Soma davasında tutuklu sanık kalmadı. Davanın dördüncü duruşması Haziran 2021'de görüldü. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz yargılanan Can Gürkan'a "bilinçli taksirle öldürme ve yaralamaya neden olma" suçundan 20 yıl; maden mühendisleri Efkan Kurt ile Adem Osmanoğlu'na 12'şer yıl 6'şar ay hapis cezası verdi. Hapis cezaları 4 Nisan 2022'de onandı, kontrol teşkilatı başmühendisliği görevini yapmalarının yasaklanması kararı ise bozuldu. Katledilen madencilerin yakınları, avukatları aracılığıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Başvuruda, madencilerin yaşam hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmesi talep edildi. 301 işçinin katledilmesinin birinci sorumlularından Can Gürkan, 2020 yılındaki infaz düzenlemesinden yararlandı. Böylece 20 yıllık cezasının infazı 10 yıla indi. Sadece 4,5 yıl cezaevinde kalan madenin patronu Can Gürkan, Covid-19 izninden faydalandı ve bir daha cezaevine girmedi.

KATLEDİLEN MADENCİLERİN YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLMEMİŞ
Katledilen madencilerin ailelerinin avukatlarının başvurusu 21 Kasım 2023'te karara bağlandı. AYM, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin verdiği bozma kararına itirazın cezasızlık yaratma amacıyla yapıldığı sonucuna varılamayacağını ileri sürdü. Kararda, olası kast ile bilinçli taksir arasındaki ayrımın ceza hukukundaki en tartışmalı konulardan biri olduğu öne sürüldü ve hayatını kaybeden madencilerin yaşam hakkının ihlal edilmediği belirtildi.

SANIKLAR DEĞİL MADENCİLERİN AVUKATLARI TUTUKLU
Soma davasında tutuklu sanık yokken dava dosyasını takip eden iki avukat Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay tutuklu. ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, "terör örgütü kurma ve yönetme" ve "terör örgütü üyeliği" suçlamalarıyla açılan davada, 2017'den bu yana tutuklu olarak yargılanıyor. Sosyal Haklar Derneği üyesi avukat Can Atalay ise Gezi davasının 2023 yılı Nisan ayında görülen karar duruşmasında "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklandı.