GÜNCEL
Sirkeci Postanesi'nde yaşanan iş cinayetinin nedenlerine dikkat çekildi
Sirkeci'de bulunan Büyük Postanenin restorasyonu sırasında, iş güvenliği kurallarının uygulanmaması, kötü hava koşullarında çalışmanın sürdürülmesi nedeniyle çalıştığı iskeleden düşerek ağır yaralanan ve ardından kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Dilek Dayar'la ilgili açıklama yapıldı.
Tarihi Sirkeci Postanesi'nin restorasyon işinde görevli Dilek Dayar'ın ölümüyle ilgili açıklamada bulunan sendikalar, iş cinayetinin ardındaki ihmallere dikkat çekti. Yapılan açıklamada, 26 Temmuz günü yaşanan olay sırasında şiddetli yağmur ve rüzgara rağmen çalışmaların durdurulmadığını kaydedilirken, 23 yaşındaki restoratörün, binaya yaklaşık 1 buçuk metre uzakta bulunan iskeleden geçmeye çalışırken düştüğü vurgulandı.
Dev Yapı-İş, İnşaat-İş ve Haber-Sen üyeleri, kazanın yaşandığı PTT Avrupa Yakası Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, iskele ile bina arasında güvenlik filesinin bulunmamasının yanı sıra iskelenin daha önce sorunlu olduğunun anlaşıldığı ancak gerekli önlemlerin alınmadığını ifade etti. Karabulut, "İş sağlığı ve güvenliği kapsamında uygulanması gereken yönetmelikler açık olarak belirtilmesine rağmen üç kuruşluk kar uğuruna bunların uygulamasından kaçınılmış ve arkadaşımız Dilek Dayar'ın adı iş cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımızın adları arasına yazılmıştır" dedi.
İş cinayetlerinde Türkiye'nin Avrupa'da birinci sırada yer aldığını ve en çok iş cinayetinin inşaat sektöründe yaşandığını hatırlatan Karabulut, yılın ilk altı ayında 907 işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Dev Yapı-İş Başkanı Karabulut, "Çalışanların örgütlü biçimde kendi çalıştığı şantiyede sorumluluk alıp işçi güvenliği tehlikelerini ortadan kaldırtması, tehlikeler ortadan kalkmadan çalışmaya başlamaması, sendikalı iş güvenliği temsilcilerinin iş güvenliğini bir de işçinin gözünden bakarak çalışanların tümünün iş güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi, kar hırsının değil iş güvenliğinin hüküm sürdüğü şantiyelerin kurulması inşaat işçisinin güçlü ellerindedir" şeklinde konuştu.
İŞÇİLER DEMİR UÇLU AYAKKABIYLA BARET ARASINA SIKIŞMIŞ BİR NESNE OLARAK GÖRÜLÜYOR
Ardından söz alan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, Çok küçük masraflarla alınacak tedbirlerin, patronlar tarafından gereksiz masraf olarak görüldüğünü, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin yok sayıldığını ve işçilerin demir uçlu ayakkabıyla baret arasına sıkışmış bir nesne olarak görüldüğünü ifade etti.
Saygılı yaptığı konuşmada, "16 yıl boyunca bu hükümetten beklentilerimiz oldu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konularında, ancak hükümetin taleplerimize vermiş olduğu cevap iş cinayetlerinin dışında bir şey olmamıştır. İş güvenliğini özelleştirmiştir, paralı hale getirmiştir. Dolayısıyla patronların elini güçlendiren bu hükümetten ve patronlardan artık bir beklentimiz kalmamıştır. Yapacağımız şey çok açık, biz tersanelerde, madenlerde, inşaatlarda, metalde çalışan işçiler olarak gücümüzü birleştireceğiz, patronların karşısına dikileceğiz ve haklarımızı isteyeceğiz. Tek çıkar yolumuz budur ve mutlaka başaracağız yoksa bize yaşam hakkı tanımıyorlar" diye belirtti.
Dev Yapı-İş, İnşaat-İş ve Haber-Sen üyeleri, kazanın yaşandığı PTT Avrupa Yakası Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, iskele ile bina arasında güvenlik filesinin bulunmamasının yanı sıra iskelenin daha önce sorunlu olduğunun anlaşıldığı ancak gerekli önlemlerin alınmadığını ifade etti. Karabulut, "İş sağlığı ve güvenliği kapsamında uygulanması gereken yönetmelikler açık olarak belirtilmesine rağmen üç kuruşluk kar uğuruna bunların uygulamasından kaçınılmış ve arkadaşımız Dilek Dayar'ın adı iş cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımızın adları arasına yazılmıştır" dedi.
İş cinayetlerinde Türkiye'nin Avrupa'da birinci sırada yer aldığını ve en çok iş cinayetinin inşaat sektöründe yaşandığını hatırlatan Karabulut, yılın ilk altı ayında 907 işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Dev Yapı-İş Başkanı Karabulut, "Çalışanların örgütlü biçimde kendi çalıştığı şantiyede sorumluluk alıp işçi güvenliği tehlikelerini ortadan kaldırtması, tehlikeler ortadan kalkmadan çalışmaya başlamaması, sendikalı iş güvenliği temsilcilerinin iş güvenliğini bir de işçinin gözünden bakarak çalışanların tümünün iş güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi, kar hırsının değil iş güvenliğinin hüküm sürdüğü şantiyelerin kurulması inşaat işçisinin güçlü ellerindedir" şeklinde konuştu.
İŞÇİLER DEMİR UÇLU AYAKKABIYLA BARET ARASINA SIKIŞMIŞ BİR NESNE OLARAK GÖRÜLÜYOR
Ardından söz alan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, Çok küçük masraflarla alınacak tedbirlerin, patronlar tarafından gereksiz masraf olarak görüldüğünü, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin yok sayıldığını ve işçilerin demir uçlu ayakkabıyla baret arasına sıkışmış bir nesne olarak görüldüğünü ifade etti.
Saygılı yaptığı konuşmada, "16 yıl boyunca bu hükümetten beklentilerimiz oldu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konularında, ancak hükümetin taleplerimize vermiş olduğu cevap iş cinayetlerinin dışında bir şey olmamıştır. İş güvenliğini özelleştirmiştir, paralı hale getirmiştir. Dolayısıyla patronların elini güçlendiren bu hükümetten ve patronlardan artık bir beklentimiz kalmamıştır. Yapacağımız şey çok açık, biz tersanelerde, madenlerde, inşaatlarda, metalde çalışan işçiler olarak gücümüzü birleştireceğiz, patronların karşısına dikileceğiz ve haklarımızı isteyeceğiz. Tek çıkar yolumuz budur ve mutlaka başaracağız yoksa bize yaşam hakkı tanımıyorlar" diye belirtti.