20 Eylül 2024 Cuma

'Sığınma hakkı ve mültecilere yönelik hak ihlallerini durdurun'

Sığınmacılar hakkında verilen ve geri göndermeme ilkesini ihlal eden sınır dışı ve bağlı idari gözetim kararlarının uygulandığı yerlerden olan Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM) yaşanan işkence, kötü muamele ve hak ihlallerine ilişkin İHD İstanbul Şubesinde düzenlenen basın toplantısında Birleşmiş Milletlere sorumluluk alma çağrısı yapıldı. 

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle mülteci ve göçmenlerin maruz kaldığı hak ihlali ve işkenceyle karşı İstanbul Göç İdaresi önünde açıklama yapmak isteyen kurumların eylemi Fatih Kaymakamlığı  tarafından yasaklandı. Bunun üzerine İHD İstanbul Şubesinde, "Sığınma hakkına ve mültecilere yönelik hak ihlallerini durdurun" şiarıyla basın toplantısı düzenlendi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Özgül Saki'nin de katılımıyla  Türkçe, Arapça ve Kürtçe basın metni İHD Genel Başkanı Eren Keskin, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve Yıldız Önen okudu. 

'TEHLİKELİ YOLLARLA TÜRKİYE DIŞINDA YAŞAMAYA ZORLANIYOR'
"Birlikte yaşayabiliriz, dünya hepimize yeter. Sığınmacılara temel insan hakları çerçevesinde bir yaşam sağlansın" başlıklı açıklamada, Türkiye'de Göç İdaresi'nin sığınmacıların temel haklarının korunmasında yetersiz kaldığı, sığınmacıların haklarına saygı duyulmadığı belirtildi. Geçici koruma statüsü sahipleri ya da ikamet izni olanlar dışında kalan ve çoğunluğu İran, Irak, Afganistan, Afrika ve Asya ülkelerinden milyonlarca sığınmacının "düzensiz göçmen" olarak tanımlandığı ve uluslararası koruma mekanizmalarına erişemedikleri müddetçe her türlü korumadan ve destekten yoksun ve ağır risk içeren bir yaşam sürdürmek zorunda kalacağı vurgulanan açıklamada, marz kaldıkları hak ihlalleri karşısında Geçici Koruma Statüsü sahibi Suriyeliler dahi tehlikeli yollarla Türkiye dışında yaşamaya zorlandığı belirtildi.

'GERİ GÖNDERME İLKESİ İHLAL EDİLİYOR'
"Sığınmacıları tehdit eden en önemli konulardan biri de; hiç kimsenin zulüm göreceği, can güvenliğinin olmadığı bir ülkeye geri gönderilemeyeceği anlamına gelen 'geri göndermeme' ilkesinin ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır" denilen açıklamada, resmi açıklamalara göre 21 bin kapasiteli 30 geri gönderme merkezinde halihazırda 40 bin sığınmacınını tutulduğu kaydedildi. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen Geri Gönderme Merkezlerinde yaşanan sorunlar şu şekilde sıralandı:

🔹"İdari gözetim kararı ile geri gönderme merkezlerine alınan sığınmacılar kapatılıyor, suçlu muamelesi görüyorlar. Müvekkili olan avukatların dahi girişinin kısıtlandığı, STK'lara kapalı bu merkezlerde hastalıklar, intihar vakaları, işkence, kötü muamele ve ölümlerin giderek arttığı duyumları alınıyor, ancak hiçbir denetim raporu ve resmi açıklama kamuoyu ile paylaşılmıyor. 
🔹GGM'lerdeki sığınmacıların beslenme ve hijyen de dahil temel yaşamsal ihtiyaçları yeterli düzeyde karşılanmıyor. 800 kişilik GGM'lerde 2000 kişinin tutulması, 6 kişilik odada 20 kişinin tutulması, fiziksel imkanların yetersiz kalması, ayrıca merkezlerin denetime kapalı olması hususları birleştiğinde ciddi insan hakları ihlalleri söz konusu.
🔹Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesi kapsamındaki sığınmacılardan 57. madde gereğince idari makamlarca sınır dışı ve idari gözetim kararı verilebilecekler hakkında 48 saatlik süre içinde karar verilmesi gerekiyor. Ancak bu süreç  6 ile 10 gün arasında değişen sürelerde hukuksuz ve fiilen özgürlükten yoksun bırakma uygulamasına dönüşüyor.
🔹Göç İdaresi Başkanlığı, idari gözetime aldığı sığınmacıyı, hakkında bir karar almadan önce merkezlerin doluluğu nedeni ile 2-3 şehir dolaştırmakta, bu süreçte ne avukatlara ne yasal temsilcilere ne de ailelere bilgi verilmemektedir. Böylece sığınmacının, hakkında alınan kararlara karşı yargı yoluna gitmesi dolaylı olarak engellenmekte ve insanlar sınır dışı edilme riskine maruz bırakılmaktadır. Aynı zamanda avukatların, sığınmacı müvekkilleri ile kanuna uygun şekilde gizli ve güvenli görüşmesi de engellenmekte, savunma ve adil yargılanma hakları da ihlal edilmektedir.
🔹İdari gözetime alternatif olarak daha önce ayda bir kez ya da 15 günde bir kez getirilen imza yükümlülüğü, haftada beş güne çıkartılmıştır. Bazı örneklerde ise sığınmacıların ailelerinin bulunduğu şehirlerde değil de başka şehirlerde imza atmakla yükümlü kılınarak aile birliği ve özel hayatın da ihlal edildiği görülmektedir.
🔹Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM) sığınmacılara gönüllü geri dönüş formunu imzalatmak için baskı, kötü muamele ve işkence yapıldığı söylenmektedir.
🔹6458 sayılı Yabancıların Uluslararası Korunması Hakkında Kanun'un 53-3 maddesi gereği, İdari gözetim konusunda dava açıldığında sınır dışı işlemlerinin durması gerekirken, bazı sığınmacıların davaları devam ederken sınır dışı edilmişlerdir."

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE SORUMLULUK ALMA UYARISI
Sığınmacılara Uluslararası hukuktan ve 6458 sayılı yasadan doğan asgari haklarının sağlanması; haklarını ihlal eden keyfi uygulamalara son verilmesi, bütün süreçlerin insan hakları ilkelerine ve hukuka uygun olarak yürütülmelisi gerektiği kaydedilen açıklamada, "Bu çerçevede; Göç İdaresi karar ve uygulamaları sıkı takip ve denetim altında tutulmalı, AB ve diğer ülkelerle yapılan geri kabul anlaşmaları iptal edilmeli, 1951 Cenevre Sözleşmesine konulan coğrafi çekince kaldırılmalı, BMMYK göç ve iltica ofisleri tekrar açılmalı, mülteciler ve sığınma hakkının korunması noktasında Birleşmiş Milletler sorumluluk almalıdır" uyarısı yapıldı.

Açıklamada acil çözüm önerileri şöyle sıralandı:
🔹"Esas olarak GGM sistemine son verilmesi gerekmekle birlikte, kısa vadede  GGM'lerdeki kötü muamele iddiaları titizlikle soruşturulmalı, varsa suç işleyen görevliler hakkında soruşturmalar yapılmalıdır. Bunun için düzenli denetimler yapılmalı, denetim raporları kamuoyu ile paylaşılmalı,  görevli personele düzenli olarak insan hakları eğitimleri verilmelidir.
🔹Göç idaresine sevk edilen ve idari gözetime alınan kişilerin ailelerine ve avukatlarına, nerede oldukları konusunda derhal bilgi verilmelidir.
🔹Sığınmacılara yönelik imza yükümlülüğü uygulaması tekrar eski haline getirilmeli, GGM'lerden salıverilen kişilerin ailesinden ve ikametinden çok uzaktaki bir şehirde ve her gün imza vermek şeklindeki yerine getirilmesi imkânsız uygulamalar kaldırılmalıdır.
🔹Geri itme uygulamaması yanında hukuka aykırı geri göndermelere ve gönüllü geri dönüş adı altında zorla göndermelere son verilmeli, Geri Gönderme Yasağına katı bir şekilde riayet edilmelidir. Sığınmacılar, savaş hali süren, can güvenliklerinin tehlikede olduğu ülkelere geri gönderilmemelidir.
🔹Ayrımcılık yasağı etkili biçimde uygulanmalıdır. Siyasi partilerin, STK'ların, bireylerin sığınmacıları hedef gösteren söylemleri için soruşturma başlatılmalıdır.
🔹Kamu görevlilerinin eylem ve işlemleri etkili biçimde denetlenmelidir. Özellikle etkin adli mekanizmalara erişimde yaşanan engellerden kaynaklanan şikâyet edememe durumu da göz önüne alınarak, olumsuz muamele ve hukuki olmayan taleplere ilişkin şikâyetler söz konusu olduğunda etkili inceleme ve soruşturma yürütülmelidir.
🔹GGM'lere en fazla alınma sebeplerinden biri olan il, ilçe kısıtlamaları ve iller arası seyahat izin zorunluluğu gibi uygulamalarda değişikliğe gidilmelidir. Uzun süredir bir yerleşim yerinde bulunan, çalışan, çocukları okullara giden sığınmacılar gerekli destekler sağlanmadan başka yerlere gitmeye zorlanmamalıdır."

İmzacı Kurumlar: İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Uluslararası Mülteci Araştırmaları Merkezi, BARQ Araştırma Merkezi, Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Enternasyonal Dayanışma, Göçmen Araştırma Merkezi, Göç İzleme Derneği, Irkçılığa Karşı Dayanışma Platformu, JİNEPS gazetesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Sınırsız Dayanışma, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi, İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği Genel Merkez, DİSK DEV Yapı İş Sendikası, Yeşil Sol Parti Mültecilerle Dayanışma Çalışma Grubu, DEM Parti Mülteci Hakları Komisyonu