Sermaye istedi iktidar 22. kez maden kanununu değiştirdi
AKP-MHP iktidarı döneminde 22 kez değiştirilen Maden Kanununda yeni bir değişiklik daha yapıldı. 29 Ocak günü AKP tarafından Meclis gündemine getirilen torba yasa, İliç katliamı yaşanınca tepkiler üzerine geri çekildi. Ancak katledilen işçiler tonlarca siyanürlü toprak altından çıkarılmadan 2 Mayıs günü AKP-MHP'nin oylarıyla Meclis'ten geçirildi. DEM Parti Milletvekili Perihan Koca, gölleri, denizleri talana açan, şirketlere imar planlaması şartını kaldıran torba yasayı, "sömürge yasası" olarak nitelendirdi.
Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun adı altındaki torba yasa, işçi ve emekçilere, devrimcilere yönelik saldırıların yaşandığı 1 Mayıs'ın hemen ertesinde Meclis Genel Kurulu'ndan geçti. Yasa onaylaması için 3 Mayıs günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a gönderildi. AKP Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu tarafından 29 Ocak 2024 tarihinde Meclis gündemine getirilen ve 42 AKP'li vekil tarafından imzalanan yasa tasarısı, 13 Şubat günü İliç'te yaşanan maden katliamının ardından gelişen tepkiler üzerine geri çekilmişti. Yasa tasarısı, Erdoğan'ın onaylamasının ardından yürürlüğe girecek.
16 maddeden oluşan Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun adlı torba düzenleme içerisinde; 3213 sayılı Maden Kanunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 7381 sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu kapsamında değişiklikler yapıldı.
DOĞAL ALANLARA İMAR PLANI OLMAKSIZIN ENERJİ TESİSİ KURULACAK
Kıyı Kanununun 6. maddesinin başlığındaki "denizde" ibaresi "su alanlarında" şeklinde değiştirilerek, içme ve kullanma suyu barajları dışındaki; denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göller güneş ve rüzgar enerji santralleri kurularak talan edilecek. Bu bölgelerde enerji tesisi kurulurken imar planı yapılması şartı aranmayacak. Ve yetki de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda olacak.
Göl veya baraj gölü üzerine kurulacak güneş enerji sistemleri (GES) bitki örtüsünün, su canlılarının ve diğer ekosistem bileşenlerinin bozulmasına neden olacak. GES panellerinin inşası ve bakımı sırasında kullanılacak kimyasallar suyun kirlenmesine yol açabileceği gibi, göl yüzeyinin güneş panellerince kapatılması fotosentezi azaltarak sudaki oksijen seviyesi düşecek, su kaynakları azalacak.
SERMAYEYE DÖVİZLE ALIM GARANTİSİ
Denizleri ve gölleri sermayenin çıkarları doğrultusunda talana açan bu düzenlemenin yanı sıra sermayeye kaynak aktarımı için de özel bir düzenleme yapıldı. 2020 yılında yapılan TL düzenlemesi kaldırılarak elektrik üreten şirketlere dövizle alım garantisi verildi. Düzenlemenin Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan enerji anlaşmasının hemen ardından yapılması dikkat çekti. Bu düzenleme aynı zamanda döviz kuru arttıkça, elektrik faturalarının artmasını da koşulluyor.
KATKI BEDELİ ÖDEMESİ KALDIRILDI
Yine, on yıllık süresini tamamlayan lisanssız elektrik üretim faaliyeti gerçekleştiren tesislerin lisanslı üretim faaliyetine geçmesi için lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatının yüzde 15'i üzerinden Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Destekleme Mekanizması'na katkı bedeli ödemesi koşulu da kaldırıldı.
DEPREM TALANIN BAHANESİ YAPILDI
Deprem ve afet bölgelerinde hızlı elektrik temini için olağan dönemde aranan yapı kullanma izni ve zorunlu belgeler Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararıyla istenmeyebilecek.
NÜKLEER ŞİRKETLERİ ATIKLARDAN MUAF TUTULDU
Düzenlemenin 14. maddesinde nükleer atıkların taşınması üçüncü kişilere devredilerek ana şirketin sorumluluğu ortadan kaldırılıyor. Güncelde bu düzenleme, sadece Mersin'i değil tüm coğrafyayı -tehdit eden, fay hattı üzerine kurulu Akkuyu Nükleer Santralini kapsıyor. Hiçbir şekilde ortadan kaldırılamayan, on binlerce yıl aktif kalabilen ve radyasyon yayan nükleer atıkların taşınması sorumluluğu, Akkuyu Nükleer Santral AŞ ve Rosatom'un yükümlülüğünden çıkarılarak, taşımaya ilişkin sigorta yaptırma ve teminat gösterme yükümlülüğü üçüncü kişilere devrediliyor.
KOCA: SÖMÜRGE YASASI
Torba yasaya ilişkin ETHA'ya konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin Milletvekili ve Meclis Çevre Komisyonu üyesi Perihan Koca, tasarının muhataplarıyla konuşulmadan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'na getirildiğini söyledi. AKP-MHP iktidarı döneminde 22 kez değiştirilen maden kanununun sermayenin çıkarları için bir kez daha değiştirildiğine dikkat çeken Koca, torba yasasını "sömürge yasası" olarak nitelendirdi.
"Zaten halk iradesinden bahsetmek hiçbir şekilde mümkün değil" diyen Koca, Meclis'in tümüyle işlevsizleştirildiği ve noter makamına dönüştürüldüğü eleştirisini yöneltti.
'İLİÇ'TE İŞÇİLER HALA TOPRAK ALTINDA'
Kanada merkezli SSR Mining ve Çalık Grubu ortaklığı ile kurulan Anagold Madenciliğe ait Erzincan İliç'teki Çöpler altın madeni sahasında 9 işçisinin tonlarca siyanürlü toprağın altında kalarak katledildiğini hatırlatan Koca, katliamın yaşandığı günlerde komisyona gelen yasa tasarısının tepkiler üzerine geri çekildiğine ve daha işçilerin tamamı toprak altından çıkarılmadan Meclis'ten geçirildiğine dikkat çekti.
AKP-MHP iktidarı temsilcilerinin yaptığı, "Biz işçinin, emekçinin, doğanın çıkarlarını en çok koruyan iktidarız" açıklamalarını hatırlatan Koca, 1 Mayıs'ta Taksim'i işçi ve emekçilere, devrimcilere kapatan, tehditler savuran iktidarın torba yasayı 1 Mayıs'tan bir gün sonra Meclis'te onayladığına dikkat çekti.
Torba yasa tasarısı Meclis'te görüşülürken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin "Biz coğrafyayı kel ettik, ağaçlarımızı kestik, ormanlarımızı yok ettik" itirafını hatırlattıklarını söyleyen Koca, AKP ve MHP'li vekillerin, doğanın talanını esas alan maden yasasını çevrecilik üzerinden savunmaya kalktığını söyledi.
'SERMAYENİN İŞÇİLERİ VE DOĞAYI KATLETMESİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILIYOR'
Torba yasanın sermaye dostu olduğunu vurgulayan Koca, maden şirketlerinin yükümlülüklerinin azaltıldığına işaret etti. "Hiçbir rapor hiçbir ruhsat gerektirmeksizin sermayenin önündeki bütün engeller kaldırılıyor. Sermayenin vahşetinin daha da katmerlenmesini sağlayacak bir yasa. Bir taraftan biz maden cinayetleriyle kıskanç altına alınmışken bu kanunla şirketlere çok fazla kaynak izni veriliyor. Artık geldiğimiz aşamada lisanssız üretim de yapılabilecek" diyen Koca, yasa düzenlemesiyle sermayedarların servetlerine servet katacaklarını, iş cinayetleri ve doğanın yağmasının önünün tamamıyla açılacağını söyledi.
Nükleer sızıntı, nükleer atıklar konusunda şirketlerin sorumluluğunun ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Koca, denizler, göller üzerine kurulacak GES'lerde imar şartının kaldırılmasının doğanın talanını, ekokırımı beraberinde getireceğini kaydetti. "Barajların göllerin kıyıların, yerüstü, yeraltı kaynaklarının tümüyle sermayeye açılması anlamına geliyor" diyen Koca, sermayeye milyonlar aktarılacağını ekledi.