Sîdwo: Erdoğan ya da Esad değil halklar kaderini kendisi belirleyecek
TKŞ Temsilcisi Cemîl Sîdwo, Ankara-Şam arasında olası görüşme ve sonuçlarını değerlendirdi. Görüşmelerin Suriye halklarının yararına olmadığını, halkları bölüp parçaladığını söyleyen Sîdwo, emperyalistler ve bölge gerici, faşist devletlerinin Suriye'nin bölünmesini istediğine dikkat çekti. Gerici ittifakların hedefinde Özerk Yönetim sistemini askeri, ekonomik, politik olarak kuşatıp ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Sîdwo, halkların ortak yaşamının örgütlenmesi için ortak direnişi büyütmeleri gerektiğini vurguladı.
Ankara-Şam arasında görüşmelerin yeniden başlayacağına ilişkin Erdoğan ve Esad karşılıklı beyanlarda bulundu. Bu beyanları izleyen günlerde Kayseri'de bir çocuğa dönük taciz bahane edilerek başlayan ırkçı saldırganlık birçok kente yayıldı. Pogrom saldırısını 17 yaşındaki Suriyeli genç bir işçinin katledilmesi izledi. Yine aynı tarihlerde faşist Türk devletinin işgal ettiği Suriye ve Rojava kentlerinde Ankara-Şam görüşmelerini protesto gösterileri yapıldı.
Gelişmelere ilişkin ETHA'ya konuşan Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) Temsilcisi Cemîl Sîdwo, Erdoğan-Esad görüşmesinin Suriye ve Rojava halklarının yararına olmadığına dikkat çekti, "Suriye rejimi ve faşist Türk devleti arasındaki yeni ittifak ve yakınlaşmayla başlayan gelişmeler daha büyük hastalıklı bir duruma doğru gidiyor" dedi.
Bu adımla Suriye halkları arasında parçalanma yaratılmanın hedeflendiğine işaret eden Sîdwo, Suriye topraklarında bulunan emperyalist ülkelerin Suriye'nin parçalanmasından çıkarı olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Amerika, Rusya gibi devletler burada aslında en baştan beri bunu belirtiyorlardı. Bir parçada Özerk Yönetim, bir parçada Araplar, bir parçada rejim olsun istiyorlardı."
'AKP GÖÇMEN KARTINI KOZ OLARAK KULLANIYOR'
Türk devleti ile Esad rejimi arasında kurulmak istenen ittifakla parçalanmanın derinleştirilmek istendiğini söyleyen Sîdwo, AKP-MHP iktidarının, Suriyeli göçmenleri dış politikada koz olarak kullandığını hatırlatarak şöyle konuştu: "Faşist AKP-MHP hükümetinin bugün Türkiye içerisinde göçmenlere yönelik nasıl saldırılar gerçekleştirdiğini görüyoruz. Türk devleti göçmen sorununu bir dönem dış politikada tehdit amaçlı kullanıyordu. Türk devleti işgal ettiği yerlerin üzerine sınırlarını daha da genişletmek istiyor. Sayıları 1 milyon olan insanları getirip bu işgal ettiği yerlerde kendi denetimine almak istiyor."
Suriye halkının da Ankara ve Şam arasında bir ittifak kurulmasına karşı olduğunu söyleyen Sîdwo, "İşgal bölgelerindeki halk rejimin ve Türk devletinin bu yaklaşımını kabul etmiyor. Suriye ve Türk devleti şunu iyi bilmelidir; bir halkı yok edemezler, onun yok oluşu üzerine bir şey kuramazlar. Türk devleti böyle adımlar atıyor, aralarında ittifak yapıyorlar. Türk devleti böyle yaparak Suriye halkının kaderini belirleyemez" şeklinde konuştu.
'GERİCİ İTTİFAKLAR KARŞISINDA HALKLARIN BİRLİĞİ ESASTIR'
Halkların kaderlerini ancak kendilerinin belirleyeceğini söyleyen Sîdwo, egemen devletlerin ittifakının karşısında halkın örgütlü gücünün önemli olduğunu vurguladı. Sîdwo, "Bu kirli ittifaka karşı işgalden kurtulmaları için, emperyalist devletlerin Suriye halkı üzerinde yürütülen oyunlarına karşı Suriye halkının birliği esastır" dedi.
'ANKARA-ŞAM ARASINDAKİ İTTİFAKI KABUL ETMİYORUZ'
Bağdat aracılığıyla Ankara-Şam görüşme planlarının Rojava devrim karşıtlığı eksenli olduğuna dikkat çeken Sîdwo, "Emperyalist devletlerin buradaki varlığı; Türkiye, Suriye, Irak, İran devletlerinin varlığı Suriye halkının parçalanması demektir. Ankara ve Şam arasında gerçekleşen ittifakı kabul etmiyoruz. Rojava'da inşa edilen demokrasiyi, Özerk Yönetimin yürüttüğü demokratik sistemi, onun şahsında yok etmek istiyorlar. Ekonomik, askeri, siyasi olarak kuşatmak istiyorlar" dedi.
İki ülke arasında kurulmak istenen ittifakın bir yanının da ekonomik çıkarlar olduğunu söyleyen Sîdwo, "Bugün bu ittifak ile Türk devleti aynı zamanda Suriye halkına yaslanarak ekonomik çıkar elde etmek istiyor. Türkiye ve Suriye arasında Ürdün vb. ülkelere geçebilmek için bir ticaret yolu açmak istiyor" dedi.
'İŞGALE KARŞI HALKLARIN ÖRGÜTLÜ DİRENİŞİ BÜYÜTÜLMELİ'
Türk devletinin çete gruplarıyla kirli ilişkiler kurduğunu hatırlatan Sîdwo, "Bütün çete gruplarını Cephet El Nusra gibi örgütlenmelerin çatısında toplamak istiyor. Daha önce İdlib, Efrîn gibi yerlerde yaptığı gibi, bugünde yapmak istediği şeylerden birisi bu. Türk devleti bir taraftan burada çeteler aracılığı ile kendi siyasetini, işgal politikasını kalıcılaştırmak istiyor" ifadelerini kullandı.
Türk devletinin Rojava'da işgal ettiği bölgelere çeteleri yerleştirerek demografik yapıyı değiştirdiğini kaydeden Sîdwo, "Biz TKŞ olarak buna karşı mücadele ediyoruz. Halk direnişi için halk örgütlülüğü esastır diyoruz. Onların bu siyasetini boşa çıkartmalıyız ve amaçlarına ulaşmalarına izin vermemeliyiz" dedi.
Türk devletinin Misak-ı Milli amaçlarını koruduğunu vurgulayan Sîdwo, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu ittifaktan Suriye halkının hiçbir çıkarı yoktur. Bu Suriye halkının parçalanması ve yok olması demektir. Türk devletinin her adımı kendi topraklarını genişletmeye dairdir. Misak-ı Milli sınırlarını yeniden oluşturmaya çalışıyor. Halep, Musul ve Kerkük gibi yerleri işgal ederek kendi topraklarına katmak istiyor."
Türk devletinin bu amacına ulaşamadığını, ulaşmasına da izin vermeyeceklerini vurgulayan Sîdwo, "Çünkü burada tek karar sahibi Türk devleti değildir. Burada halklar yaşıyor, burada halklar kendi kaderini yazıyor ve özgürlüğünü istiyor. Bu yüzden işgale ve faşist Türk devletine karşı; işgal altındaki kentlerimizi özgürleştirmemiz ve halkın kendi yolunu açması için halkın birliği ve direnişi gerekmektedir" diye konuştu.