25 Eylül 2024 Çarşamba

Rojavalı komünistler: Gelin dilinizle, kültürünüzle devriminize sahip çıkın

15 Mayıs Kürt Dil Bayramı dolayısıyla TKŞ ve CKŞ'liler Kürt halkına asimilasyon politikalarına karşı diline sahip çıkma çağrısı yaptı. Rojavalı komünistler "Dilin varlığı kişinin varlığıdır, bir halkın varlığıdır" dedi.

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) temsilcilerinden Cemîl Sîdwo ve Devrimci Komünist Gençler (CKŞ) üyesi Eylül Baran, Kürt Dil Bayramı dolayısıyla ETHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Kürt halkının Kürt Dil Bayramını kutlayan CKŞ'li Eylül Baran Kürt dilinin tarih boyunca hep yasaklandığını hatırlattı, "Kürt Dil Bayramı vesilesiyle dönüp bir kez daha tarihe baktığımızda Kürtçe konuşma-yazma Kürt halkına hep katliam ve ölüm getirdi. Kürtçe konuşmak yasaklandı. Bir Kürt nerede olursa olsun Kürtçe konuştuğu zaman önüne engel çıkıyordu. Kürtçe konuşmasına izin verilmiyordu. Birçok Kürt katliamdan geçti, ülkesinden göç etti. Kürtler ama başka bir dil konuşuyorlar, bunların hepsi, halkın üzerinde yürütülen sistemin, işgalin etkileriydi. Eskiden bu kadar büyük bir mücadele söz konusu değildi" dedi.

BAAS rejimi döneminde insanların Arapça dışında başka bir dil konuşmasının yasak olduğunu kaydeden Eylül Baran, "Okullarda ya da evlerde çocukların ya da halkın kendi anadilini konuşmasının önünde her zaman yasaklar vardı. Sadece Arapça konuşturuluyordu. Ya da Arapça konuşursan bütün dünyayı gezebilirsin, her yerde iş bulabilirsin, her yere gidebilirsin gibi yöntemlerle Kürtçe dilini yok etmek istiyorlardı. Kürt halkının yoğunluklu olduğu kentlere Kürtler dillerine sahip çıkamasın, dillerini konuşamasınlar diye Arap halkını getirip yerleştirdiler. Kürt halkının üzerinde böyle birçok kirli yöntem yürütüldü" ifadelerini kullandı.

'ROJAVA DEVRİMİ HALKLARIN DEVRİMİDİR'
Rojava devrimiyle birlikte halkın kendi dilini başı dik şekilde konuşabildiğini vurgulayan Eylül Baran, şunları belirtti: "Rojava devriminin inşası, bu devrim ateşinin yükseltilmesi aynı zamanda Kürt diline sahip çıkılması ve yükseltilmesiydi. Bugün görüyoruz, okullarımız olsun, kurumlarımız olsun herkes başı dik bir şekilde dilini konuşuyor. Siyasetçilerimiz çalışmaları kapsamında başka alanlara gittiklerinde Kürtçe konuşuyorlar. Bu Kürt halkı ve Rojava devrimi için büyük bir kazanımdır. Rojava devrimi halkların devrimidir. Faşizme, sömürgeciliğe ve işgalciliğe karşı buradayız. Devrimimize yönelik saldırılar sadece devrime yönelik değil aynı zamanda Kürt diline karşı da yapılıyor. Bu yüzden herkese çağrımızdır. Gelin topraklarınızda, dilinizle, kültürünüzle devriminize sahip çıkın. Yurt dışına çıkan kişiler geri dönüp topraklarında gerçeklerini tanısınlar. Gelin topraklarınızda dilinizi konuşun. Dilinize sahip çıkın. Herkese çağrımız budur."

'DÖRT PARÇA KÜRDİSTAN'DA DA DİLİMİZE SAHİP ÇIKTIK'
TKŞ Temsilcilerinden Cemîl Sîdwo sömürgeci devletlerin Kürt halkına yönelik yürüttükleri asimilasyon politikalarını hatırlattı, "Faşist Türk devleti yüzyıllardır bölgede Kürt halkını kendi dilinden, kültüründen, uzaklaştırmak istiyor. Kürt halkını hapse attı, öldürdü yine de halk diline sahip çıktı. Çünkü dilin varlığı kişinin kimliğinin varlığıdır" dedi.

Kürt halkının tüm saldırılara rağmen asimilasyonu kabul etmediğini belirten Sîdwo, şöyle devam etti: "Faşist Türk devletinin insanlık dışı politikalarına halk direndi. Tarihte de halk diline sahip çıkmış. Halk ozanlarımız, aydınlarımız hep Kürtçe konuşmuşlar, kitaplar çıkarmışlar, şarkılar yapmışlar. Bundan dolayı da ne kadar zorluk olsa da, halkın diline, kültürüne, kimliğine saldırı yapıldıysa da karşılığında büyük bir direnişte sergilenmiş. Bundan dolayı anadilin devamlılığı açısından aile içinde gizli şekilde olsa da yine de Kürtçe konuşmaya devam ediliyordu. Şovenist Suriye devletinin tarihine baktığımızda da halkı kendi dilinden, kimliğinden uzaklaştırıyordu. Okullarında, yönetimlerinde, sokaklarda yasaklıyordu. Kürt halkının kendi dilinde konuşmasına izin vermiyordu. Bundan dolayı, Kuzey Kürdistan parçasında yapılanlar, Rojava'da yani Suriye'de de yapılıyordu. Halk ise diline, kültürüne, adetlerine sahip çıkıyordu."

Rojava devriminden sonra halkların kendi dillerini konuşabildiğini hatırlatan Sîdwo, "Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'de bugün herkes kendi dilinde özgürce konuşuyor, kendi kültüründe yaşıyor, kimliğine sahip çıkıyor. Örneğin bu gün içimizde Araplar var, Süryaniler var. Bu renkte içimizde rollerini oynuyorlar dillerine, kimliklerine sahip çıkıyorlar. Dilin varlığı kişinin varlığıdır, bir halkın varlığıdır. Herkes biliyor biz asla dilimizden uzaklaşmayız, dilimizi bırakmayız. Ne kadar zorluk çektiysek ne kadar işkence yapıldıysa da dört parça Kürdistan'da da hep dilimize sahip çıktık. Bugün Rojava'da gelinen ilerlemeye büyük zorluklara karşı büyük bir direniş ve emekle gelindi" dedi.