21 Eylül 2024 Cumartesi

Polis baskısı yaşayan Ömer Siner: Bana ajanlık dayatılıyor

Polisin kendisine "seninle arkadaş olmak istiyoruz" diyerek ajanlık dayattığını söyleyen Ömer Siner, İHD'ye başvurdu. Avukatı Burcu Gül ise "Müvekkilimin can güvenliği yok" diyerek suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
Polis tacizi ve ajanlık dayatmasında bulunulan Ömer Siner ve avukatı Burcu Gül, İHD İstanbul Şube binasında basın açıklaması yaptı.
 
Siner'in avukatı Burcu Gül, Gazi Mahallesi'nde kafe işletmeciliği yapan müvekkilinin Nisan 2018'den bu yana tanımadığı kişiler tarafından aranarak, kendilerinin polis olduğunu ve emniyete gelmesi gerektiğini söylediğini belirtti. Gül, "Müvekkilim o zaman memlekette olduğunu ama bir sorun varsa bulunduğu yerdeki emniyet müdürlüğüne geçebileceğini ya da avukatını yönlendirebileceğini söylemiş. Onu arayan şahıslar kendisinin İstanbul'a gelmesi gerektiğini ve avukatlık bir durumun olmadığını söylemiş. Müvekkilim bir süre sonra İstanbul'a döndü ve bu süre zarfında aramalar devam etti. Arayan şahıslar sürekli müvekkilime kendisiyle sohbet etmek istediklerini aksi takdirde kafeye geleceklerini söyleyerek psikolojik baskı uygulamışlardır" dedi.
 
'MÜVEKKİLİMİN CAN GÜVENLİĞİ YOK'
 
"Müvekkilimin halihazırda devam eden bir davası ve soruşturması yok" diye belirten Gül, bugün İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunacakları söyledi. Kafenin basıldığı günün kamera görüntülerini de talep ettiklerini aktaran Gül, bu süre zarfında müvekkilimin yaşadığı baskıdan kaynaklı maddi ve manevi olarak zorlandığını, iş yapamaz duruma geldiğini ve bundan dolayı tazminat davası açacaklarını ifade etti. Gül, "Kişinin hakkında herhangi bir suç isnadı yok iken kişiyi ajanlaştırmaya zorlamak, kişiyi suça sevk etmek ayrıca bir suçtur. Bu Türkiye'nin ne yazık ki gerçeğidir. Bu ilk ve son da olmayacak. Bu nedenle de tüm süreci yakından takip edeceğiz. Müvekkilimin artık can güvenliğinden de şüphe duyuyoruz" diye tepki gösterdi.
 
Gül son olarak, kendilerine bildirilmemesine rağmen tek tahminlerinin Yeni Yaşam gazetesinin eski dağıtımcısı olmasından kaynaklanabileceğini söyledi.
 
'SEN Mİ GELİRSİN BİZ Mİ GELELİM?'
 
Ardından konuşan Ömer Siner de kafe açılışının olduğu gün aynı kişilerin kendisini arayarak, "Sen mi gelirsin biz mi gelelim?" dediğini aktararak, "Polislik bir durumum olmadığı için gelmek istemiyorum dememe rağmen annemin de üzülmesini istemediğim için Gazi Emniyete gittim. Beni yanlarına oturtarak çok güzel sohbet etmeye çalıştılar. 'Biz seninle arkadaş olmak istiyoruz' dediler. Avukatımı çağırmak istediğimde ise bağırıp çağırdılar. Susma hakkımı kullandım. Durumu avukata ilettikten sonra da onunla birlikte gittik. Kapıyı bize açmalarına rağmen bizle görüşme almadılar" dedi.
 
'BİZİMLE ARKADAŞLIK EDERSEN PARA CEZASI KESMEYİZ'
 
3 Ekim tarihinde kafesinin basıldığını ve kafede sigara içilmesini bahane ederek kendisine 60 milyarlık ceza kesildiğini vurgulayan Siner, yaşanan süreci şöyle özetledi: "Tuttukları tutanak sonucunda da bana 'karakola geleceksin' dediler. Ben cezam ne ise vereceğim deyip karakola gitmeyi ret ettim. 'Bizimle işbirliği yapıp arkadaşlık yaparsan para cezası kesmeyeceğiz' dediler. Avukatım gelmeden de kendileriyle görüşmek istemediğimi defalarca söylememe rağmen baskı devam etti."
 
Yaşananlardan kaynaklı sürekli kendisini psikolojik baskı altında hissettiğini kaydeden Siner, bu durumun son bulmasını istedi.