Polen Ekoloji Kolektifi'nden 'ekolojik kazanımlar' çalışması
Son beş yılın ekolojik kazanımlarını derleyerek 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde yayımlayan Polen Ekoloji Kolektifi, elde edilen irili ufaklı başarıların hepsinin toplam dolaylı etkilerinin çok daha büyük olduğu vurgulandı.
Polen Ekoloji Kolektifi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde 2019-2023 ekolojik kazanımları derledi. "Mücadele kazandırır. Örgütlendiler, mücadele ettiler, kazandılar. Örgütlü halk yenilmez" başlıklı çalışmanın giriş kısmında 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'ndan bu yana her yıl kutlanan 5 Haziran'ın çevre korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratmak ve eyleme geçmek amaçlı olduğu kaydedildi.
SERMAYE ÖLÜMÜ YA DA SAĞLIKSIZ BİR HAYATI DAYATIYOR
"Yarım asırdan fazla zaman geçmesine rağmen Birleşmiş Milletler çatısı altında sürdürülen Çevre Konferansları, 'iklim anlaşmaları' ve diğer müzakereler, tam olarak şirketlere yeni kârlı sektörler (karbon ticareti), yeni mali piyasalar (yeşil fonlar), yeni emperyalist rekabet (yeşil dönüşüm) ve paylaşım alanları (derin okyanus madenciliği, kutupların paylaşılması, çöller, yeni maden coğrafyaları) yaratmaktan başka işe yaramadı. Emperyalist kapitalist devletlerin mutlak tahakkümünde olan bir BM'den de başka hiçbir şey beklenemez" denilen çalışmada, konferansların yapılmaya başlandığı 1972 yılından beri her yeryüzünde daha fazla orman kaybının yaşandığı hatırlatıldı. Fosil yakıt kullanımı ve karbon emisyonlarının hızla arttığına dikkat çekilen çalışmada, "Artık her ay/yıl, bir önceki ay/yıldan daha sıcak geçiyor ve aşırı sıcaklar her geçen gün şiddetlenerek artmaya devam ediyor. En büyük karbon yutağı okyanuslardaki atıklar 7. Kıta'yı oluştururken mikroplastikler besinlerin bir parçası olarak her yerdeler. Türlerin yok oluş hızı artmaya devam ediyor. Endüstriyel tarım, zehirli gıda üretim sektörü haline geldi; kanser ve diğer hastalıklar yaşamın kaçınılmazları haline geldi. Sermaye emek gücünü satmak dışında seçeneği olmayanlara hayatta kalmaları için sağlıklarını kaybetmeyi dayatıyor" ifadeleri yer aldı.
NEDEN SON 5 YIL ELE ALINDI
Mücadele kazandır başlıklı çalışmanın son beş yılı ele almasının önemli bir nedeni olduğunun altı çizilen çalışmada, "Geçen 5 yıl, 'torba yasalar', KHK'ler eliyle Anayasa ve yasaların şirketlerin çıkarları doğrultusunda düzenlendiği, yorumlandığı, yeri geldiğinde es geçildiği, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi en üst yargı organlarının, Danıştay ve diğer mahkemelerin kararlarının kolluk güçleri tarafından kaale alınmadığı, her türlü hak arayışının polisiye güçle bastırıldığı, demokratik kitle örgütleri üzerinde mâli baskıların arttırıldığı, milletvekilleri dahil sokakta her an işkenceye maruz kalındığı, tutsaklara işkence vakalarının arttığı, gözaltılar, uzun yargılama ve tutukluluk halinin olağanlaştığı, belediyelere, üniversitelere kayyımların atandığı, bir 'olağanüstü hal rejimi' altında geçti. Sıkça bahsi geçen 'felaket kapitalizmi'nin ağırlığını hissettirmesine gerek kalmadan yaşanan siyasi krizler, temelleri sarsılan devleti, bu rejimi kalıcı bir yönetim biçimi haline getirmeye itti. Ekolojik felaketler doğrudan siyasi rejimin bir sonucu olarak katmerlendi. Bu beş yıl içinde küresel bir ekolojik felaketin bir semptomu olarak gelişen Covid-19 pandemisine maruz kaldık. Pandemi karşısında devletler, 'sosyal mesafe' gibi son derece ideolojik bir yaklaşımla başta yaşlıları evlere, işçileri fabrikalara hapsederek ve hali hazırda süren ekonomik krizin yükünü halkın sırtına yıkacak fırsat olarak kullandılar, her türlü eylem yasaklandı, denetim ve disiplin aygıtları geliştirildi. Fakat ihaleler, şirketlerin faaliyetleri kesintisiz devam etti. İşte bu faşist baskı koşullarında bile örgütlü mücadeleler sonucunda küçük büyük zaferler elde edildi. En olumsuz koşullarda bile mücadele kazandırdı" ifadeleri yer aldı.
NE KAZANDIK
Çalışmada elde edilen verilerin derlenmesiyle oluşan sonuçlar "Kazanımlar" bölümünde, en az 32 bin hektarın üzerinde tarım alanı, 16 bin hektarın üzerinde orman alanı talan edilmekten kurtarıldığı, yine farklı aşamalarda projelerin durdurulmasıyla en az bin 600 hektar SİT alanı, 80 hektar mera alanı ve 24 hektar sulak alanın "şimdilik" korunduğu kaydedildi.
Kazanımların hukuki ve fiili mücadele aşamalarına da dikkat çekilen çalışmada, "En çok kazanımın sağlandığı 'ÇED gerekli değildir' ve 'ÇED olumlu' kararlarının mahkemelerce iptal edilmesi bir bakıma daha önceki aşamalarda yaşanan zorlanmayı, mücadele düzeyinin önceki aşamaları kazanmaya yetmediğini gösteren önemli bir işarettir. Zira, bu aşamada hukukun askıya alındığı, projelerin karar tanınmaksızın fiilen devam ettirildiği vakalara da sıkça rastlanılmaktadır" denildi.
Olağanüstü hal koşullarında elde edilen bu başarıların değerinin çok yüksek olduğu kaydedilen çalışmada, şu kazanımlar sıralandı:
🔹Bu beş yıl içinde, yasa değişikliği yapılarak, zeytinliklerin madencilik faaliyetine açılması girişimi en az iki kez engellendi.
🔹Kazdağı siyanürlü altın madeni ve diğer yeni maden ocakları açılmaktan kurtarıldı.
🔹Başta İstanbul olmak üzere tüm Marmara'yı etkileyecek Kanal İstanbul Projesi'ne başlanması engellendi.
🔹Sadece Muğla'da yaklaşık 10 km uzunluğundaki kıyı alanı yapılaşmadan kurtarıldı.
🔹İstanbul'da betonlaşmanın ortasında bir vaha olan Validebağ Korusu yapılaşmadan kurtarıldı.
🔹Amasya'da Çambükü köyündeki 1000 dönümlük tarım alanı OSB ile yok edilmekten kurtarıldı.
🔹Aydın'da onlarca köy ve tarım alanı JES'lerle kirletilmekten kurtarıldı
🔹Eskişehir'de orman, mera ve tarım alanı olan Alpu ovası termik santral ve kömür ocağı olmaktan kurtarıldı.
🔹Durdurulan HES projeleriyle vadiler, dereler tarumar edilmekten kurtarıldı.
ÖLÜ BİRER METAYA ÇEVİRMESİNE KARŞI BİRER SET
Bu küçük başarıların hepsinin toplam dolaylı etkilerinin çok daha büyük olduğu vurgulanan çalışma, şöyle devam etti: "Yaptırılmayan, yapımı geciktirilen, yürütmesi durdurulan her proje, küresel iklim değişikliğine karşı acil çözümdür. Yok edilmekten kurtarılan her orman parçası, kirletilmesi ve gasp edilmesi engellenen her dere, her mera parçası, tarım alanı şirketlerin doğayı ölü birer metaya çevirmesine karşı birer settir. İklim krizine karşı acil planımız 'yap-tır-ma-mak'tır."
Polen Ekoloji Kolektifi'nin sitesinde yer alan "Mücadele kazandırır. Örgütlendiler, mücadele ettiler, kazandılar. Örgütlü halk yenilmez" çalışmaya buradan ulaşabilirsiniz.