21 Eylül 2024 Cumartesi

Oluç: Demirtaş ve Önder kararı hukuki değil siyasidir

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e verilen hapis cezalarına ilişkin açıklama yapan HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, "Davanın açılması da bugün açıklanan karar da hukuki değil tamamen siyasidir" dedi.
HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, partisinin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve önceki dönem milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e verilen hapis cezasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
HDP milletvekillerinin katılımıyla HDP Genel Merkezi'nde açıklama yapan Oluç, "Önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve 26. Dönem Milletvekilimiz Sırrı Süreyya Önder'in barış ve çözüm sürecinde oynadıkları rol nedeniyle yargılandıkları davada karar çıktı. Demirtaş'a 4 yıl 8 ay, Önder'e ise 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Davanın açılması da bugün açıklanan karar da hukuki değil tamamen siyasidir. Bu karar, hükümetin barış karşıtı, savaşta ısrar eden politikalarının açık bir göstergesidir" dedi.
 
Suriye'deki savaşta, çetelerin yoğunlaştığı alanlarda "çatışmasızlık, ateşkes" gibi arayışlara giren AKP-MHP koalisyonunun Kürt halkına ve Türkiye toplumuna barışı layık görmediğine dikkat çeken Oluç, "Cezalandırılan, Demirtaş ve Önder şahsında Türkiye halklarının çözüm ve barış umududur. İktidar bu kararla toplumun barış arayışını ve umudunu yıkmayı, ortadan kaldırmayı hedefliyor. Aynı zamanda Meclis'ten çıkarılan ve çözüm sürecinin aktörlerine güvence veren 'çözüm ve müzakere çerçeve yasasını' da çiğniyor. Böylelikle AKP ve yöneticileri asla güvenilmez bir topluluk olduklarını bir kez daha ortaya koydular" diye konuştu.
 
Barış sürecinde milletvekillerinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyen Oluç, "Barış, iktidarlardan, seçimlerden, dönemsel siyasi manevralardan daha önemlidir. Kimsenin, hiçbir partinin siyasi bekasına kurban edilemeyecek bir meseledir bizim için. Er ya da geç, bu toplumun su ve ekmek kadar hayati derecede ihtiyacı olan barış gerçekleşecek, bu süreçte topluma karşı sorumluluğu yerine getirmeyenler, tarih ve toplum huzurunda mahkum ve mahcup olacaktır" diye kaydetti.
 
Verilen kararla yargının taraflı ve iktidara bağımlı olduğunun açıkça teyit edildiğini ifade eden Oluç, "Mahkeme bilirkişi talebini ret etmiştir, ortada konuşma çözümü yoktur, sadece bazı polislerin tuttukları notlar vardır" diye belirtti. Oluç, "Tarih bu kararı verenleri de siyasi irade olarak arkasında duranları da utançla hatırlayacak. Ortadoğu coğrafyası ve Türkiye, savaş isteyen iktidarların siyasi mezarlığıdır ve bugün bu kararın verilmesi için çabalayanlar da layık oldukları yeri alacaktır" ifadelerini kullandı.
 
Kararın, barış, eşitlik ve demokrasi isteyen Türkiye halklarının vicdanında mahkum olacağının altını çizen Oluç, "Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder, o mahkemede bir an bile boyun eğmemişler, fikirlerinden vazgeçmemişler, görüşlerini açıklamaktan imtina etmemişlerdir. Her ikisinin de onurlu ve kararlı duruşlarını ceza vererek değiştirebileceklerini düşünenler çok yanılıyorlar. HDP'yi tasfiye etme uygulamaları karşısında hiçbir üyemiz, parti yöneticimiz ve milletvekilimiz boyun eğmemiş, onurlu ve dik duruşlarını bozmamıştır. Bundan sonra da böyle olacaktır. Türkiye halklarını bu iradeye, demokratik siyasete, barış ve demokrasi mücadelesine en güçlü şekilde sahip çıkmaya çağırıyoruz. Türkiye eninde sonunda demokrasiye kavuşacak. Bizler mutlaka kazanacağız" diye konuştu.
 
"Kararda indirime gidilmediğini okuduk, neden ve siz nasıl değerlendirirsiniz?" şeklindeki bir soruya Oluç, şöyle yanıt verdi:
"Karar elimize geldi. İndirime gidilmemesinin iki nedeni var. Biri hem Sırrı Süreyya Önder hem de Selahattin Demirtaş hakkında 'etkili kişiler olmaları, etki güçlerinin yüksek olması, toplumda oluşacak etkinin boyutu ve ağırlığı nedeniyle indirime gidilmemiştir' deniliyor. Onların barışı savunmalarının toplum için tehlike oluşturduğu değerlendirmesi yapılmış. İkinci neden de mahkemedeki tutumları. Yani mahkemede fikirlerinden vazgeçmemeleri, barış ve demokrasi mücadelesinde kararlı olduklarını açıklamaları ve heyete biat etmemeleri. Hiçbir yargılanan arkadaşımız görüşlerinden, fikirlerinden ve politikalarından vazgeçmediler bugüne kadar. Bundan sonra da hiçbir baskı karşısında, ceza tehdidi karşısında boyun eğmedik, eğmeyeceğiz."
 
"Demirtaş'ın sosyal medyada takip edilmesine yönelik bir iddianame hazırlandı, suç olarak tanımlandı. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna ise Oluç, "Bu şekilde bir iddianame yazılmış olması bile Türkiye yargısı açısından utancın son noktasıdır. İnsanlar sosyal medyada kimi istiyorlarsa takip ederler, görüşlerini açıklayabilirler. Bugün Avrupa Birliği ile yeniden olumlu ilişkiler kurmak isteyen bir iktidarın yargısının sosyal medyada Selahattin Demirtaş'ı veya diğer arkadaşlarımızı takip edenleri yargılamaya kalkmaları utanç verici bir durumdur. Ama sivil itaatsizlik diye bir şey var. Bizim her bir üyemiz, Türkiye'de vicdan sahibi her bir kişi, seçmenlerimiz asla bu tür baskılara boyun eğmeyecektir. Gerek sosyal medyada onları takip edecektir, gerekse de barış ve demokrasi mücadelesinin, özgürlük mücadelesinin büyümesi için ellerinden geleni yapacaklardır" dedi.