25 Eylül 2024 Çarşamba

ÖHD işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulunacak

Kadıköy'de işkenceye uğrayan Kürt gençlere ilişkin basın toplantısı düzenleyen ÖHD, polis saldırısının ırkçı saiklerle yapıldığına işaret ederek, sürecin takipçisi olacaklarının altını çizdi.

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Kadıköy'de halay çeken Kürt gençlere dönük polis işkencesine ilişkin Beyoğlu'nda bulunan dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, işkenceye uğrayan gençlerden İdris Akpınar, ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanları Esra Bilen ve Gürkan İstekli, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, DİSK/Dev Yapı İş Sendikası Genel Sekreteri Nihat Demir, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Ezgi Önalan katıldı.

BİLEN: SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ
İlk sözü alan Esra Bilen, yaşananları hatırlatarak, polislerin görevden alınması çağrısını yineledi. Gözaltındaki gençlerden sabaha kadar bilgi alamadıklarına dikkat çeken Bilen, polisin tehdit ve işkenceyle gençlerin ifadesini manipüle etmeye çalıştığını aktardı. Gençlerin çok ağır işkenceye maruz kaldıklarını vurgulayan Bilen, sürecin takipçisi olacaklarını ve işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

AKPINAR: DARP RAPORU ALMAYALIM DİYE TEHDİT EDİLDİK
İşkenceye uğrayan gençlerden İdris Akpınar, Kadıköy'de eve doğru giderken polis tarafından çevrildiğini ve diğer gençlerle birlikte işkence görerek gözaltına alındığını anlattı. Polis saldırısını belgelemek için video çektiğini ve bu yüzden tehdit edildiğini aktaran Akpınar, saatlerce ters kelepçeyle bekletildiklerini, suratlarına biber gazı sıkıldığını ve ağır işkencenin gözaltı boyunca devam ettiğini söyledi.

Sağlık kontrolüne gittiklerinde polisin muayene odasına girdiğini ve öncesinde kendilerini darp raporu almaması için tehdit ettiğini anlatan Akpınar, bu nedenle darp raporu alamadıklarını belirtti. Gözaltı boyunca tehdit ve küfüre maruz bırakıldıklarını dile getiren Akpınar, "Halay çekmek suç mu? Onların yaptıkları suç" dedi.

KESKİN: KÜRDÜN HER HALİNE DÜŞMAN BİR SİYASİ İKTİDAR
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, işkencenin bir devlet politikası olduğunu ve bu olayda işkencenin arkasında ırkçı saiklerin yer aldığını vurguladı. Bu ırkçı saikleri görünür kılmadıkça işkencenin devam edeceğini belirten Keskin, "Kürdün her haline düşman olan bir siyasi iktidar var" dedi. İktidarın da muhalefetin de seçim süreci boyunca ırkçı politikalar ürettiğini dile getiren Keskin, devletin yaptığı işkenceyi gizlemeye bile çalışmadığına işaret etti.

Türk devletinin işkenceye karşı çok sayıda uluslararası sözleşmeye imza attığını hatırlatan Keskin, bu sözleşmelerin imzacısı olan diğer devletlerin Türkiye'yi denetlemeyerek suç ortaklığı yaptığına işaret etti. Olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarının altını çizen Keskin, "Şiddet dilinin bu kadar rahat kullanıldığı bir iklimde hiçbirimizin can güvenliği yok" dedi.

DEMİR: FAŞİZMİ TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATACAĞIZ
DİSK/Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir, devlet ve AKP iktidarının faili olduğu olduğu şiddet ve işkencenin her alana yayıldığını söyledi. İşkence gören gençlerin inşaat işçisi olduğunu belirten Demir, gençlerin gördükleri ağır işkence ve tehdit sonucu işten çıkarak memleketlerine döndüğünü aktardı. Gözaltındaki gençlere yemek götürmek isteyen arkadaşlarının da küfür ve işkence gördüğünü anlatan Demir, sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.

Demir, şöyle devam etti: "Herkes orada müzik yapabilir. Kürt yapınca neden bu durum yaşanıyor. Siz kimsiniz, kimin adına bunu yapıyorsunuz? Devlet arkasında olmasaydı böyle olmazdı. Örgütlenelim ve bu faşizmi tarihin çöp sepetine atalım. Her ne olursa olsun sandığa gideceğiz ve sizi göndereceğiz. Başka çaresi yok. Herkes sizden nefret ediyor ve sizi gönderecek. Değişim olacak. Gerçekten artık yeter, her yerde ırkçılığa maruz kalıyoruz. Bunun sorumlusu AKP-MHP'dir."

İSTEKLİ: POLİSLERİN HAKİM KARŞISINA ÇIKMASI GEREKİRDİ
Söz alan avukat Gürkan İstekli ise, "AKP'nin yüzyıl vaatlerine baktığımızda Kürtlere yeni yüzyılda işkence vaat ettiğini görüyoruz. Eğer böyle olmasaydı karakolda mehter marşı çalınmazdı. Dün de Süleyman Soylu avukatları hedef göstermişti. Biz buradayız, işkenceye uğrayan toplumun herkesin yanındayız. Dün de söyledik bu gün de söylüyoruz; burası bir hukuk devleti olsaydı işkenceye uğrayan gençler değil polisler hakim karşısına çıkardı. Hakim gençlere niçin şarkı çaldıklarını, halay çektiklerini soracağına polislere niçin işkence yaptığı sorsaydı" ifadelerini kullandı.