26 Kasım 2024 Salı

ÖGK: Erkek devlet şiddetine karşı dayanışmayı büyütelim

MK üyeleri Sinem Çelebi'nin uğradığı polis tacizine ilişkin basın toplantısı düzenleyen ÖGK, "Yürüttüğümüz politik mücadelenin de hangi saatte, nerede, ne yaptığımızın da hesabını vermeyeceğiz, yaşamımızı saldırınızla sınırlandırmayacağız" ifadelerini kullandı.

Özgür Genç Kadın (ÖGK), Merkezi Koordinasyon (MK) üyeleri Sinem Çelebi'nin yaşadığı polis tacizine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Çiçek Otlu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), 8 Mart Kadın Platformu ve çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.

ÇELEBİ: ŞİDDETİ ANCAK KADIN DAYANIŞMASIYLA YENEBİLİRİZ
Yaşadığı polis tacizini anlatan ÖGK MK üyesi Sinem Çelebi, yaşananın tam bir erkek devlet şiddeti olduğunu ve bunu sadece kendisinin yaşamadığını dile getirdi. "Birçok kadın, kadın özgürlük mücadelesi yürüttüğü için polis saldırısına maruz kalıyor" diyen Çelebi, tüm kadınlarla yan yana olmanın kendisine güç verdiğini söyledi. Çelebi, "Kadın dayanışmasını buradan büyütüyor olmak güç veriyor ve hepimiz buradan güçleniyoruz aslında. Bu durumun normalleşmemesi açısında da çok kıymetli. Bu şiddeti ancak kadın dayanışmasıyla yenebiliriz" dedi.

'SİNEM ÇELEBİ YALNIZ DEĞİLDİR'
8 Mart Kadın Platformu adına Atike Eski, bu saldırıların sistematik olarak kadınlara yönelik olduğunu vurguladı ve geçmişte defalarca erkek devlet şiddetinin taciziyle karşılaştıklarını söyledi. "Bu saldırılar karşısında kadın özgürlük mücadekesinin geri çekileceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bizler buradayız" diyen Eski, tüm kadınları 3 Mart'ta Kadıköy'de düzenlenecek kadın mitingine çağırdı.

Üniversiteli kadınlardan Yağmur Cansu Kotan, Sinem Çelebi'nin yanında olduklarını vurgulayarak, "Bizler erkek devlet şiddetini 8 Mart'lardan, 25 Kasım'lardan, Pride'lardan, kampüslerdeki tacizci akademisyenlerden biliyoruz. Erkek devlet İstanbul Sözleşmesi'ni fesh ederek, 6284'ü uygulamayarak bizleri makbul bir kalıba sokmaya çalışıyor ama bizler direnmeye devam edeceğiz" dedi.

OTLU: BİAT POLİTİKASINI KABUL ETMİYORUZ
DEM Parti İstanbul milletvekili Çiçek Otlu, geçmişte de özellikle Kürt ve devrimci kadınların erkek devlet şiddetiyle, polisin cinsel işkencesiyle çok defa karşılaştığını hatırlatarak, "Kadın dayanışması güçlüdür. Polisin cinsel şiddetine karşı mücadeleyi örgütlü bir şekilde yürütmek gerekiyor. Kadın dayanışmasını daha güçlü kılmak gerekiyor. Sokakta mücadele eden, onların makbul kadını olmayanlara yönelik biat politikasını kabul etmediğimizi belirtiyoruz" dedi.

POLAT: SİLAHLARLA BANYO KAPISI KIRILARAK GİRİLDİ
Basın açıklamasını okuyan Berfin Polat, 16 Şubat'ta yaşanan ev baskınında SGDF üyesi Kalender Polat gözaltına alınırken, ÖGK MK üyesi Sinem Çelebi'nin olduğu banyo kapısının tüm ikazlara rağmen kırıldığını, polisin silah ve kameralarla içeri girdiğini söyledi. Evdeki diğer kadınların Çelebi'nin duşta olduğunu uyarısını yaptığını ve polis tarafından tehdit ve darp edildiğini belirten Polat, kapı kırıldıktan sonra da Çelebi'ye dönük tehdit ve tacizlerin devam ettiğini, Çelebi'nin polis gözetiminde giyinmeye zorlandığını ifade etti.

Baskında yaşananların baştan sona polis tacizi, erkek devlet şiddeti olduğunu ifade eden Polat, erkek devletin, politik kadınlara "İstediğim her an yaşam alanınıza müdahele ederim, talan ederim, yaşamlarınızda ihtiyaçlarınız dahilinde çizdiğiniz sınırları tanımam, bedenlerinize ve yaşamlarınıza zaman ve mekan ayırdı olmaksızın saldırırım" dediğini kaydetti.

'KADINLAR OLARAK CİNSEL İŞKENCEYE KARŞI SUSMUYORUZ'
Polat, şöyle devam etti: "Arkadaşımıza yaşatılanlar 'Türkiye'de işkence yoktur' diyenlerin yalanlarına karşı somut bir işkence pratiği, polis tacizini teşhir eden kadınlara 'proje kadın' diyenlere karşı polis tacizinin ve erkek devlet şiddetinin örneğidir. Bizler çıplak aramaya, gözaltında tacize ve işkenceye karşı mücadele ederken polis saldırısı, yaşam alanlarımıza, duş aldığımız banyoya kadar uzanmıştır. Erkek devletin bu saldırısı yabancı olduğumuz bir gerçeklik değildir."

Erkek devletin yıllardır cinskırım, taciz, tecavüz, tutuklama, gözaltı saldırılarıyla engelleyemediği kadın özgürlük mücadelesini tek tek kadınları kadın kimliğiyle hedefleştirerek geriletmeye çalıştığını vurgulayan Polat, hapishanelerde devrimci kadın tutsaklara dönük dayatmalar, öğrenci genç kadınlara dönük polis tacizi, gözaltındaki kadınlara sözlü ve fiziksel şiddet, kadın özgürlük mücadelesinde yer alan kadınların hayatlarının devlet eliyle medyaya sunulması gibi örneklere dikkat çekti. Kadınlar olarak erkek devlet şiddeti ve polis eliyle gerçekleşen cinsel işkence karşısında susmadıklarını ve sinmediklerini vurgulayan Polat, kadın hareketinin mücadele tarihi boyunca bu saldırılara kadın dayanışmasını büyüterek yanıt olduğunu belirtti.

'ERKEK DEVLET ŞİDDETİNİ TEŞHİR EDELİM'
"Erkek devletin bu saldırılarla bizlere hissettirmek istediği, neyi, nerede, ne zaman yapabileceğimize her daim endişe ve korku ile yaklaşıp, bu endişe ve düşünce ile yaşamaktır. Bizler ise, kadın özgürlük mücadelesi yürütürken de hayatlarımızı yaşarken de erkek devletten izin istemedik, onun sınırları içinde kalmayı kabul etmedik. Aksine erkek egemen rejimin bize dayattığı sınırları elimizin tersiyle ittik. Bu günden sonra da aynısını yapmaya devam edeceğiz. Yürüttüğümüz politik mücadelenin de hangi saatte, nerede, ne yaptığımızın da hesabını vermeyeceğiz, yaşamımızı saldırınızla sınırlandırmayacağız" diyen Polat, tüm kadın ve LGBTİ+ları artan erkek devlet şiddetini teşhir etmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırdı.