Nourtani'yi katledenlerin yargılandığı davanın 2. duruşması görüldü
Afgan maden işçisi Nourtani'nin katledilmesine ilişkin davanın 2. duruşmasında sanıklar yine birbirini suçlarken, tanıklar da çelişkili beyanlar da bulundu. Nourtani'yi yakanların benzin aldığı iki farklı akaryakıt istasyonu çalışanı sanıkların kaç litre benzin aldığını hatırlarken, yüzlerini hatırlamadığını öne sürdü. Bir diğer tanık ise Hakan Körnöş'ün devamlı müşterileri olduğunu ve bilgilerinin sistemde kayıtlı olduğunu kaydetti. Çelişkili tanık beyanlarına rağmen Nourtani'nin kaçak maden ocağı kapanmasın diye yakılarak ortadan kaldırılmak istendiği bir kez daha gözler önüne serildi.
Zonguldak'ta kaçak maden ocağında çalışan 50 yaşındaki Afgan Vezir Mohammed Nourtani'nin katledilmesine ilişkin davanın 2. duruşması Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Nourtani'nin çalıştığı kaçak maden ocağının sahipleri olan tutuklu Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın SEGBİS ile duruşmaya katılırken, tutuksuz yargılanan ocak çalışanları Alaattin Çayırlı, Eray Demiro duruşmada hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Sercan Kayabaş ise duruşmaya gelmedi.
TANIK, SANIKLARI TANIMADIĞINI İDDİA ETTİ
Halkların Demokratik Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Özgül Saki'nin de katıldığı duruşmada, akaryakıt istasyonu çalışanı tanık olarak dinlendi. Olay tarihinde tanımadığı iki kişinin araca mazot koymasını ve bidonla benzin vermesini istediğini belirten tanık S.K., “Sanıklar bildiğim kadarıyla alkollüydü. Kendilerinden çekindiğim için TC yazamayıp plaka üzerinden benzin verdim, sonra nakit olarak ödemeyi yapıp gittiler. Aracı kullanan araçtan hiç inmedi, ayrıca gece vaktiydi yüzlerine dikkat etmedim. Şu an benzin alan kişilerin hangi sanıklar olduğunu söyleyemem” dedi.
İKİNCİ TANIK: DEVAMLI MÜŞTERİLERİMİZ, SİSTEMDE KAYITLILAR
Bir diğer tanık da Hakan Körnöş'ü devamlı müşterisi olduğundan dolayı tanıdığını, bilgilerin sistemde mevcut olduğunu belirterek, “Olay gecesi Hakan Körnöş pompaya yaklaştı, jeneratöre benzin almak istediğini söyledi. Hakan Körnöş'ün yanında oturan kişi ise bidonla beraber geldi. Ben bidona yakıt doldurdum sonrasında gittiler. Benzini beş litrelik bidona koyup vermiştim” ifadelerini kullandı.
İki tanığın da ortak olduğu nokta, o gece yapılan alışverişin tüm ayrıntılarını hatırlamalarına rağmen sanıkların yüzünü hatırlayamaması!
'HAKAN KÖRNÖŞ, KAZMA KÜREK İSTEDİ'
Eray Demiro'nun kardeşi de tanık olarak dinlendi. Tanık Demiro, kardeşinin kendisini aradığını Noutrani'nin ölmüş olabileceğini söylediğini belirtti. Katledilen Nourtani'nin hastaneye götürülüp götürülmediğini sorduğunu belirten tanık, kardeşinin Hakan Körnöş'ün kendisinden kazma kürek istediğini aktardığını söyledi. Tanık, “Kardeşimle evden ayrılıp madene giderken madenin çıkışında onlarla karşılaştık. Araçtan indiğimizde kendi aralarında ne yapacaklarını konuşuyorlardı. Hakan Körnöş, Eray Demiro'ya, 'Kazma kürek getirdin mi' diye sordu. Kardeşim. de getirmediğini söyledi. Bunun üzerine ben de Hakan Körnöş'e 'Adamı hastaneye götürün, kendi başınızı da kardeşimin başını da yakmayın' dedim. Daha sonra Hakan Körnöş, Eray Demiro'ya para uzatıp benzin almasını istedi. Kardeşim kabul etmedi" dedi.
'ENVER GİDEROĞLU, POLİSİN BİR SOKAKTA NOURTANİ'Yİ ÖLÜ BULDUĞUNU SÖYLEDİ
Tanık Afgan madenci Kasım B, sanıklardan Hakan Körnöş ve Enver Gideroğlu'nu tanıdığını söyleyerek, ocağa indiklerinde çalışanlar arasında Nourtani'yi görmediklerini söyledi. Nourtani'nin nerede olduğunu sorduğu, Gideroğlu'nun işçinin çalışmayıp eve gittiğini belirttiğini aktaran tanık K.B., Nourtani'nin eşiyle konuştuğunu ve o gece eve gitmediğini, ailesinin merak ettiğini; arkadaşıyla da görüştüğünü ancak onun da Nourtani'den haber alamadığını Gideroğlu'na söylediğini ifade etti. Tanık K.B., “Enver Gideroğlu'nu arayıp, 'adam kayıp, ailesi ve herkes onu arıyor' dedim. Bana, 'çarşıya gel, seninle bir şey konuşacağım' dedi. Telefon görüşmesinden sonra Enver Gideroğlu beni aradı, çarşıya gittiğini söyledi. Türkçe bilmediğim için Gideroğlu'nun yanına oğlumu gönderdim. Oğluma çarşıdan geldiğinde ne olduğunu sordum. Enver Gideroğlu'nun dediğine göre, polis Nourtani'yi bir sokakta bulmuş, birileri onu bıçaklayıp öldürmüş. Tüm bildiklerim bunlardır" ifadelerini kullandı. Tanık K.B, iki ocak arasında 2-3 kilometre mesafe olduğunu, ocak ruhsatsız olduğu için sağlık güvencelerinin olmadığını bildiğini belirtti.
Katılan avukatının, organlarının, özellikle böbreğinin istenip istenmediğine ilişkin sorusu üzerine K.B, "Olay öncesi veya sonrasında çalışanlardan böbrek istendiğini ne duydum ne de gördüm. Benden kimse böbrek istemedi. Oğlum okula gidiyor, ondan da böyle bir şey istendiğini görmedim, duymadım. Kızımla aramızda 20 bin dolar karşılığında böbrek istendiğine dair bir konuşma geçmedi" ifadelerini kullandı.
Söz alan sanık Enver Gideroğlu, K.B'ye, "Nourtani'yi yaktılar. Ailesine haber ver" dediğini söylemesi üzerine tanık, "Enver Gideroğlu benim evime gelmedi" dedi.
NOURTANİ'NİN EŞİ: KAÇ LİTRE BENZİN ALINDIĞINI HATIRLIYORLAR DA YÜZLERİNİ Mİ HATIRLAMIYORLAR
Nourtani'nin eşi Qamer Gül Meliki, akaryakıt istasyonunda çalışanların kaç litre benzin alındığını hatırladığını ancak sanıkların yüzlerinin nasıl hatırlanmadığını sorarak, "Tanıklar bence yalan söylüyorlar. Birini gerçekten yok etmek isteseler neden sadece karın bölgesini yakmışlar. Bir şeyi gizlemek istemişler. Tanık böbrek meselesini bildiği halde söylemek istemiyor" diye konuştu.
Müşteki avukatı da tanık beyanlarında çelişkiler olduğunu belirtti.
Sanık Hakan Körnöş, "Sanık Sercan Kayabaş elinden ya vagonu kaçırıyor ya da halatı vagona takmayıp bırakıyor ve sonunda vagon rahmetliye vuruyor. Sercan Kayabaş bunu gizliyor, doğruyu söylemiyor" iddiasında bulundu.
Cumhuriyet savcısı, mütalaa için süre isteyerek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talep etti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 18 Eylül saat 14.00'e erteledi.