25 Eylül 2024 Çarşamba

Mudrek: Brezilya'da tüm acıya rağmen direniyoruz

Ekoloji forumunda sunum yapan La Via Compesina hareketinden Mudrek, Brezilya'da Bolsonaro diktatörlüğüne karşı ciddi sorunlar yaşadıklarını dile getirdi. Brezilya'da hayatın her alanında mücadele yürüttüklerini söyleyen Mudrek, "Bütün kedere ve acıya rağmen bizler dans ediyoruz, şiir okuyoruz ve hala direniyoruz" dedi. Video ile konferansa katılan MTS ise sosyalizmi feminizmle kurdukların vurguladı.

SYKP'nin düzenlediği dünyadan ve Türkiye'den ekoloji mücadelesi deneyimlerinin yer aldığı, "Doğanın ve emeğin sömürüsüne son" sloganıyla düzenlenen Ekoloji Forumu Şişli'de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi'nde devam ediyor. Forumun 3. oturumu, "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" başlığıyla gerçekleşti.

Oturuma Movimiento por la Soberania Mineral en Brasil'den (Topraksızlar Hareketi) Camila Mudrek, Longo Mai Deneyi'minde Bediz Yılmaz, Yeşilırmak Çevre Platformu'ndan Emrah Yeşilırmak, Refikle Komünü'nden Eray ince ve Bursa Çevre Platformu'ndan Murat Demir konuşmacı olarak katıldı.

Bediz Yılmaz, Longo Mai Deneyimi'ni sinevizyon gösterimiyle aktardı. "Uzun ömürlü olsun" anlamına gelen komün deneyimini 68'li bir grup genç tarafından kurulduğunu dile getiren Yılmaz, "Tek bir yerin kendine yeterli olmasını amaçlıyorlar ve orayı komün yapan mümkün kılan şeylerden biri bu. Bütün kooperatifler kendi içinde de bağlılık ilişkisine sahip" dedi.

Komünün hem Kürt hareketini hem de dünyadaki hareketleri yakından takip ettiğini kaydeden Yılmaz, "Ama bu deneyimlerin dünyaya duyurulmasına da öncülük ediyorlar. İspanya'daki Faslı tarım işçilerinin sömürü koşullarında çalışmalarına karşı mücadeleyi başlatıyorlar. Pek çok mücadelenin içerisinde yer alıyorlar. Bu onlar için çok önemli. Kendine yeterli komün hayatının dışında dünya da olması için mücadele ediyorlar" ifadesini kullandı.

Brezilya'daki deneyimleri aktaran La Via Campesine'den Camila Mudrek, Türkiye'deki direniş hareketlerini yakından takip ettiğini dile getirdi. Mudrek de sinevizyon gösterimiyle Brezilya'daki deneyimleri aktardı. Lula'nın dün tahliye edildiğini hatırlatan Mudrek, "Ülkemiz için iyi şeyler yapmaya çalışmış bir başkandır. Sol partiden Brezilya İşçi Partisi'nden ve ona karşı yapılan hareketlerden dolayı hapse atıldı. Ve bizim direnişimizin bir sembolü haline geldi. Arkadaşlarım çok mutlu ve bende sizinle kutluyorum" dedi.

'DÜNYADAKİ KÖYLÜLERİN BİRLEŞMESİNE YÖNELİK BİR HAREKET'
La Via Compasine'nin dünyadaki köylülerin birleşmesine yönelik bir hareket olduğunu bünyesinde 16 kuruluş barındırdığını dile getiren Mudrek, hareketin aynı zamanda Brezilya'daki madencilik sorununa karşı da önemli bir mücadele yürüttüğüne dikkat çekti.

Latin Amerika'nın tahine bakıldığında her zaman direnişte olduklarını söyleyen Mudrek, "Şuan bizler yeni bir kapitalizm kriziyle karşı karşıyayız. Yeni bir yok etme döngüsü; yeni bir şey inşa edilmeye, her şeyden kar edilme çalışıyor. Kapitalizmin döngüleri var ancak daha derin bir döngüden geçiyor; politik, ahlaki, kültürel ve ekolojik krizden geçiyoruz. Yaşamın her yanını savunmaya çalışıyoruz, direnmek için" dedi.

'ALMANYA'NIN ÇÖPÜNÜ SANAYİ İÇİN BREZİLYA SATIN ALIYOR'
Brezilya'nın "çeper" kısımlardan meydana geldiğini söyleyen Mudrek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünyadaki ekonominin merkezinde değiliz. 'Çeper' derken ülkeler olarak bizler sürekli bir hammaddeyi diğer ülkelere taşıyan durumdayız. Şuanda Almanya uranyum endüstrilerini kapatıyor, istemiyorlar. Almanya hükümetteki yoldaşlarımız bize, Brezilya hükümetinin o çöpü satın aldığını haber verdiler. Almanya'nın sanayisinde istemediği uranyumu Brezilya'daki uranyum endüstrisini geliştirmek için satın alıyor. 'Çeper' ülke derken anlatmak istediğim bu, bizim ekonomimiz böyle işliyor. Suyumuzun, toprağımızın, madenlerin ve diğer maddelerin sömürülmesi daha da derinleşti. Mesela Türkiye'de bir pet şişe su 1 lira olsun. Suyun maliyeti nedir? Hiç bir şey. Biz sadece o pet şişe için ödüyoruz. İnanılmaz bir kar elde ediyorlar. Madencilikte de benzer bir durum söz konusu. Daha fazla madencilik yapmak istiyorlar bu şekilde Brezilya'yı bir sürü çukur haline getirdiler. Gelir eşitsizliği ve sosyal eşitsizlik yaratıyor. Brezilya'da çok derinleştir emeğin ve doğanın olağanüstü sömürülmesiyle kapitalizmin krizi işliyor."

BOLSONARO YERLİLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRİYOR
Brezilya'da Bolsonaro diktatörlüğünün çok şiddetli olduğunu dile getiren Mudrek, Brezilya yerlilerini asılmış halde bulduklarını öte yandan hükümetin militarize ettiği yerlilerin de olduğunu söyledi. Ancak tüm saldırılara karşı büyük bir direnişin de olduğunun altını çizen Mudrek, "Köylüler 1970'lerde örgütlendiler çünkü çocuklar ölüyordu açlıktan, ve bunları gömecek paraları yoktu. Bundan dolayı bir araya gelmeleri ve çocukları gömmeleri söz konusuydu. Köylülerin mücadelesi böyle başladı" dedi.

Özelikle siyahilerin Brezilya'da bir direniş sembolü olduğunu belirten Mudrek, polisin ve devletin özel olarak siyahileri hedef aldığını da kaydetti. "Biz sosyalistiz ve hareketimizin ilkelerinden biri enternasyonalizm" diyen Mudrek, 2012'de Peru, Bolivya, Kolombiya, Güney Afrika, Almanya'ya gittiklerini ve diğer ülkelerin özellikle madencilik sorunlarıyla nasıl başa çıktığına yönelik de bilgi edindiğini aktardı.

Eylem ve etkinliklerin yanında özel olarak fakirlerle görüşmeyi hedeflediklerini kaydeden Mudrek, "Çünkü bu kişiler doğrudan sistemden zarar görenler. Biliyoruz ki ancak sokaktaki insanlar bir şeylerin değişimini sağlayabilirler. Ve sınıf mücadelesi perspektifiyle şunu biliyoruz, kapitalizmi yıkacak tarihin direniş öznesi işçilerdir ama aynı zamanda köylülerdir, yerlilerdir ve aynı zamanda feministler, siyahlar... Doğrudan sömürüyü vücutlarında gören insanlar bunlar. Biz bu hareketi bu kişilerle güçlendiriyoruz. Brezilya'da 200'den fazla etnik grup var ve hareketimizin çok önemli bileşenleri" ifadesini kullandı.

'POLİTİKA VE EKOLOJİ YANYANA KULLANILMALI'
Bolsonaro'nun kendisine oy vermeyen bölgelerde hiçbir çalışma yapmadığını kaydeden Mudrek, sahillerdeki petrol sızıntısını çıplak elleriyle temizlemek zorunda kaldıklarını dile getirdi. Amazon yangınlarını hatırlatan Mudrek, işçilerin, yerlilerin, siyahların ve kabilelerin doğayı korumak için mücadele yürüttüklerini ve desteğe ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Mudrek, La Via Compesina'nın stratejisin şöyle aktardı: "Geniş cephe. İnsanların özerkliğini, bir demokrasi içinde geniş bir mücadele cephesi geliştirmeye çalışıyoruz. Bütün hareketler kapsayan ve çeşitli alanlara değinen bir hareket geliştirmeye çalışıyoruz." Mudrek, özellikle politika ve ekolojinin yan yana kullanılması gerektiğinin altını çizdi.

MUDREK: DİRENİYORUZ
Brezilya'da komünist olmanın çok zor olduğunun altını çizen Mudrek, güvenliğin büyük bir sorun olduğunu vurguladı. Neoliberalizm maskesinin muhakkak düşürülmesi gerektiğini kaydeden Mudrek, Bolsonaro'nun her mecrada kendilerine saldırdığını kaydetti. Mudrek, şöyle devam etti: "Tarihimize bakmamız gerekiyor. Günümüzde içinden geçtiğimiz her şeye bakarken geleceğe de bakıp düşmanlarımızın nasıl hareket edeceğini önceden düşünebilmemiz gerekiyor. 4.0 sanayi diyorlar ama kapitalizmin en büyük motoru haline getirildi, Brezilya'da lityum olan yerele şirket gelmeden gitmeye çalışıyoruz. Şirket adım atmadan önce. En büyü zorluklardan biri hibrit savaşları. Bizler militer diktatörlük içinde değiliz belki ama insanları bir şeyler yapma itmenin pek çok yolu yok. Bütün kedere ve acıya rağmen bizler dans ediyoruz, şiir okuyoruz ve hala direniyoruz…"

Mudrek konuşmasının ardından hareketinin bayrağını açtı. Salon ayakta alkışlarla karşıladı ve "El pueblo unido jamas sera vencido" sloganı atıldı.

MST: SOSYALİZMİ FEMİNİZİMLE BİRLİKTE KURUYORUZ
Topraksızlar Hareketi de konferansa bir video gönderdi. Atiliana Brunetta, MST'nin ulusal koordinasyonundan toplumsal cinsiyet alanından sorumlu olan Atiliana Brunetta videoda şu ifadeleri kullandı: "Biliyoruz ki ülkemizde, bölgemizde kapitalizmin ilerlemesi insanları da doğayı da yok ediyor, öldürüyor, mahvediyor. Sizinki gibi eylemler ve çalışmalar böylesi bir dönemde özellikle önemli, çünkü böylesi bir anda ancak böyle eylemler sayesinde kapitalizmin ülkelerimizdeki gelişimi üzerine düşünebiliriz. Bu süreçte ortak üretimler gerçekleştirmeliyiz, insanlığı kurtaracak olan ancak bizim kolektif üretimlerimiz olacaktır. Topraksız kadınlar ancak etrafımızdaki ormanları, nehirleri, dağları, hayvanları koruyabilirsek yaşayabileceğimizin gayet farkındalar. İşte bu politik perspektifle, bizim topluluğumuzdaki kadınlar başka bir şeyden bahsediyorlar. Ülkemizin kentlerinde ve kırlarındaki tarımsal ticaretin yayılmasına karşı mücadeleyi tartışıyorlar. Burada sermayenin ilerlemesine karşı durmak için kolektif bir yapı oluşturmak durumunda olduğumuzu söylüyoruz. Bu ilerlemeye, bu tahribe, bu ölümlere, bu baskı ve sömürüye ülkelerimde mücadele vermek için kadın ve erkek emekçiler olarak örgütlenmemiz gerekiyor. İşte bu yüzden diyoruz ki, sosyalizmi feminizmle kuruyoruz!"

Oturun, Refikler Komünü ve Bursa'da yürütülen ekoloji mücadeleleri hakkında yapılan sunumun ardında ara verdi. Forum öğle arasından sonra "Ekoloji mücadelesinin toplumsal ve sınıfsal boyutu" başlıklı 4. oturumuyla devam edecek.