3 Ekim 2024 Perşembe

MLKP/KKÖ'den Hêvî Sarya: Faşist saldırganlığı ancak militan bir halk direnişi yıkabilir

"Faşizmi yıkacağız, özgürlüğü kazanacağız" şiarıyla devrimci seferberlik başlatan HBDH'in bileşenlerinden MLKP/Komünist Kadın Örgütü adına değerlendirmelerde bulunan Hevi Sarya, "Seçim yoluyla demokratik hakların sağlanması bir hayaldir ve artık beklenti üretilmemeli, bir kenara bırakılmalıdır. Düzenin çizdiği sınırları zorlayan, fiili meşru mücadele geliştirilmelidir" diye konuştu.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) bileşenlerinden MLKP/Komünist Kadın Örgütü adına Hevi Sarya, "Faşizmi yıkacağız, özgürlüğü kazanacağız" şiarıyla başlatılan devrimci seferberlik hamlesine ilişkin konuştu. Sarya "Gelinen aşamada, faşizmi geriletmek, işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesinin önünü açabilmek rutin dışı bir mücadeleyi zorunlu kılmaktadır. Faşist iktidar, demokratik mücadelenin bir alanı olan seçimleri dahi geçersizleştirmiştir. Seçimlerin rolüne dair subjektif beklentilerin artık aşılması gerekiyor" dedi.

Hevi Sarya'nın sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle:

'HALKLARIMIZ VE KADINLAR ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANACAK'
Faşizmi yıkacağız, özgürlüğü kazanacağız kampanyasının amacı nedir?

Yeni bir devrimci seferberlik hamlesi başlattık. HBDH ve KBDH olarak kuruluş ilkemiz, bu topraklarda faşizmi ve sömürgeciliği yıkarak, Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimini gerçekleştirmektir. 5 yıl önce bu amaçla zafere yürüme kararlılığımızı biledik. O zamandan bugüne, halklarımızın birleşik devrim mücadelesini, politik askeri savaşımımızı büyütme doğrultusunda yol aldık.

Bu yeni hamlemiz, faşist şeflik rejiminin ve kapitalist sistemin yaşadığı yapısal krizi daha fazla derinleştirecek, ortaya koyacağımız savaşımla, dengeyi ezilen halklarımız, işçi sınıfı ve kadınlar lehine geliştirecektir. Bu coğrafyada çok güçlü bir devrim potansiyeli var. Tarihsel olarak birikmiş sınıfsal, ulusal, cinsel, mezhepsel derin çelişkiler var. Bu kriz haline bir devrim lazım. Düşmana askeri darbeler vuran hareketimiz, bugün en büyük devrimci askeri harekata hazırlanmaktadır. Sömürgeci faşist diktatörlüğü yıkacağız, faşist burjuva sınıfını tasfiye edeceğiz, halklarımız ve kadınlar özgürlüğünü kazanacak...

'DEVRİM İTTİFAKINI BÜYÜTMEDE KARARLIYIZ'
Devrimci seferberliğin temel amaçlarından biri, Türkiye ve Bakurê Kürdistan'da yıllardır faşist sömürgeci rejimin baskısı altında yaşayan halklarımızı, kadınları, ezilen cinsel kimlikleri özgürlüğe kavuşturmak ve demokratik devrimin zaferini gerçekleştirmektir. HBDH bileşenleri olarak, bu hedefe bağlı bir politik stratejinin önder kurmayı olma, farklı politik kuvvetlerle devrim ittifakını büyütme ve geliştirme konusunda kararlıyız. Devrim, devrimci bir öncülük misyonu üstlenmiş insan unsurunu gerektirir. Yüreği birleşik devrimden yana herkesin yeni süreci bu bilinçle kavrayacağına, özgürlüğü kazanmak için tüm çabasıyla seferberliğe katılacağına inanıyoruz. Zorlu, bedelleri ağır ama sonuç almaya kilitlenmiş bir mücadelenin coşkusuyla halkımıza başarı diliyoruz.

'DÜZEN PARTİLERİ AKP-MHP İTTİFAKININ YEDEĞİDİR'
Türkiye ve Bakur Kürdistan'da yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Emperyalist küreselleşme döneminde, Türk devleti, ekonomik ve siyasi krizini aşabilmek için, kendine yeni pazar ve sömürge alanları açıyor. Ancak, Türk ulus şovenizmi ve Sünni mezhepçiliğine dayanan bir devletçilik ideolojisi etrafında kitleleri zehirleyerek süreçleri yönetebiliyor. Ülke sınırları içinde ve dışında savaş politikasıyla bunu sağlamaya çalışıyor... 

Ortadoğu'da, Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Kafkaslarda petrol, doğalgaz gibi ekonomik kaynaklar için rekabet geliştiriyor. Türk burjuvazisi, faşist diktatörlüğü ayakta tutan resmi ideolojisini sürdürebilmesinin bir gereği olarak Kürdistan'da sömürgeci varlığını sürdürüyor. Kürdistan'ın Rojava ve Başur parçalarını hem sömürge sınırlarını genişletmek hem de Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme amacıyla faşizmin hedefinde. Dağlık Karabağ'ı işgal eden Azerbaycan'a aktif askeri ve teknik desteğiyle aynı çabasını sürdürüyor. Bu, Ermeni, Süryani, Rum ve Kürt soykırımına dayanan tekçi devlet anlayışının bugünkü tezahürleridir... 

Faşist Türk devleti bu çetelere, Suruç ve Ankara katliamları başta olmak üzere karşı devrimci saldırılarında rol verdi. Bakurê Kürdistan'da özyönetim direnişlerini bastırmak için kullandı. Son olarak Libya ve Karabağ'da paralı bir savaş gücü olarak, Bakurê Kürdistan'daki korucu siyasetinin bir versiyonu haline geldiler. Türk devletinin paramiliter bir güç yarattığını, silahlandırılıp SADAT gibi kuruluşlar aracılığıyla iç savaş için hazır tuttuğunu biliyoruz. DAİŞ artığı bu çeteler Erdoğan'ın yedek ordusu halindedir...

Ulusalcı faşist odaklar, farklı siyasi tutumlarına rağmen ezilenlere ve antifaşist cepheye karşı faşist Saray rejimi etrafında kenetlenmektedir. Giderek imkanları biriken, demokratik devrimin önünü kesme stratejisi birleştikleri noktadır. Bugün Türk burjuvazisinin sömürgeci faşist rejimini sürdürme sorumluluğunu, Erdoğan ve Bahçeli ile yakın kurmayları üstlenmiştir. Diğer düzen partileri de konu Kürt düşmanlığı ve devrimci hareketin tasfiyesi olduğunda AKP-MHP ittifakının yedeği halindedir... 

'GELİNEN AŞAMADA SEÇİM YOLUYLA DEMOKRATİK HAK SAĞLANMASI HAYALDİR'
Gelinen aşamada, faşizmi geriletmek, işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesinin önünü açabilmek rutin dışı bir mücadeleyi zorunlu kılmaktadır. Faşist iktidar, demokratik mücadelenin bir alanı olan seçimleri dahi geçersizleştirmiştir. Seçimlerin rolüne dair subjektif beklentilerin artık aşılması gerekiyor. Bu alan, demokratik mücadelenin bir mevzisi olarak sonuna kadar korunacaktır. Fakat seçim yoluyla demokratik hakların sağlanması bir hayaldir ve artık beklenti üretilmemeli, bir kenara bırakılmalıdır. Düzenin çizdiği sınırları zorlayan, fiili meşru mücadele geliştirilmelidir. Faşizmi yıkacak ve yerine devrimci demokratik bir düzeni yaratacak silahlı halk mücadelesi büyütülmelidir. Özgür yaşamın inşasını hedeflemeyen bir mücadele tarzı, salt legal politik mücadele çizgisi, stratejik olarak faşizmin devamlılığına hizmet eder.

İttihat ve Terakki zihniyetli, Türk ulus devletçiliğine dayanan, Kürdistan'da sömürge ve işgal siyasetinin destekçisi olan CHP'ye karşı daha net bir tutum alınmalıdır. Bu yönlü ittifak arayışları mücadelemizin gelişim hızını baltalamakta, zaman kaybına neden olmaktadır.

Tüm ezilenler olarak cesaretle sınıf savaşımını yükseltelim, devrim yangınını harlayalım. Bu sömürü ve baskı düzenini, ancak silahlı bir halk ayaklanmasıyla, demokratik devrimle ortadan kaldırabiliriz. Ancak ve ancak militan bir mücadeleyle adalet mücadelesi kazanımlar elde edebilir, halkın iradesini yok sayan kayyum siyaseti engellenebilir, İstanbul Sözleşmesi gibi yasaları iptal etmek isteyen zihniyet geriletilebilir, maden işçilerinin hak alma mücadelesi zaferle sonuçlanabilir. 

'TÜM ÇALIŞMALARIMIZ EYLEM KAPASİTEMİZİ ARTIRMAK İÇİNDİR'
Birleşik devrim güçleri, mücadelelerini nasıl sürdürecek, kampanyayı büyütecek devrimci seferberlik nasıl gelişebilir?

Birleşik devrim güçleri, tüm bu saldırılar karşısında, iradesine sahip çıkan, biat etmeyen, direnen bir halk gerçeği yaratmayı hedefliyor. Öncülerine vahşice saldırılan, sokaklardan evlerine ve işyerlerine doğru hapsedilmek istenen halkımız, her şeye rağmen yeni ayağa kalkışın izini sürüyor...

Türk sömürgeciliğine karşı Haftanin'de devrimci bir barikat ören HPG ve YJA Star gerillalarının direnişini; Dersim, Serhat ve Botan dağlarında savaşarak ölümsüzleşen devrimci, komünist gerillaları, Rojava devrimini büyük bedeller ödeyerek savunan güçleri, yerine getirdikleri tarihi direniş rolleri dolayısıyla kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Onlar, bu sürecin işaret fişekleridirler. 

Geçtiğimiz aylarda Kars Kağızman'da şehit düşen MLKP FESK gerillaları Koray Aspir ve Sinan Güneş yoldaşları, HPG'nin Botan komutanı Egit Civyan'ı, Dersim'de ölümsüzleşen TKP/ML gerillaları Erol Volkan ve Gökçe Kurban ve diğer yoldaşları özel olarak anmak istiyoruz. Kanları yerde kalmayacak, düşmandan misliyle hesap sorulacaktır. Birleşik devrim mücadelemizi mutlaka zafer kazanacaktır.

Halklarımızın, işçilerin, kadınların, gençlerin adalet talebini güçlerimizin ortaya koyacağı eylemlerle karşılamayı vazife biliriz. Politik askeri eylemlerimizin düzeyinin, hedefimizin gerisinde olduğunu belirtmeliyiz. Tüm çalışmalarımız eylem kapasitemizi artırmak, daha güçlü askeri vuruş ve başarı içindir. Yeni seferberlik hamlemiz aynı zamanda bu amaca hizmet edecektir.

Birleşik devrim güçleri olarak mahalle mahalle, köy köy birleşik özsavunma güçlerini örgütlemeyi acil görev olarak görüyoruz. Kendi savunmasını alamayan her kesim ezilir, yok edilir. Özsavunma, mücadelemizin bir parçası olarak ilke düzeyinde ele alınmalıdır. Her saldırının karşılığı anında verilmelidir...

'YENİ HALKÇI VE DEMOKRATİK BİR SİSTEMİ HEP BİRLİKTE KURACAĞIZ'
İşçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere çağrınız nedir?

Biz tüm ezilenlerin devrim güçleriyiz. Esaret altındaki Sayın Abdullah Öcalan'ın, zindanlardaki politik tutsakların, dağlarda, kentlerde direnen tüm kesimlerin yoldaşlarıyız. Çağrımız tüm işçi sınıfına, emekçilere, kadınlara, gençlere ve LGBTİ+'lara ve ezilen tüm halklarımızadır. Direnişi her cephede sürdürmeleri, birleşik devrim güçlerine katılarak, faşizmi yıkma ve özgürlüğü kazanma hamlemizin öznesi, savaşçısı ve komutanları olmalarıdır.

Sermaye düzenini hep birlikte yıkacağız. Yeni halkçı ve demokratik bir sistemi hep birlikte kuracağız. Tüm tutsakları özgürlüğüne kavuşturacağız.

İnsanlara kölece biat etmeyi dayatan, onursuz bir hayatı reva görenlere güçlü bir hamle indirmenin zamanı çoktan geldi. 'Elde silah, sokakta özgür' bir dönemle bu mümkün olacak. Gelin bu dönemin, emekçisi olun. HBDH ve KBDH saflarında örgütlenin, savaşın.    

'ERKEK EGEMEN FAŞİST DEVLETİ YIKACAĞIZ'
Kasım Ayındayız. İki sebeple önemini vurgulamak istiyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında dünya genelinde kadın ve LGBTİ+'ların yaygın ve kitlesel eylemleri olacak. Erkek egemen özel mülkiyet dünyasını ancak bir kadın devrimi değiştirebilir. KBDH olarak bu devrime inancımızla, erkek egemenliğine ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden tüm kadınları selamlıyoruz. Ezilen cinslerin politik askeri savaşımını büyüterek, tecavüzcülerin, kadın bedeni satıcılarının, kadın katillerinin temsilcisi olan Saray rejiminden hesap soracağız, erkek egemen faşist devleti yıkacağız. Kadını aşağılayanlara hak ettikleri cezayı vereceğiz.

Kasım ve Aralık aylarında ölümsüzleşen kadın yoldaşlarımız, Delal Amed, Aynur Adalı, Ceren Güneş, Sarya Özgür, Berçem Renas ve Ekin Su'yu anıyor, politik askeri savaşımımızı güçlendirme, devrimi zafere kavuşturma sözümüzü yineliyoruz. Yeni hamlemizi onlardan aldığımız güçle büyüteceğiz.