23 Eylül 2024 Pazartesi

Mersin'de Cezaevlerini İzleme Platformu kuruldu

Mersin'de siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri, Cezaevlerini İzleme Platformu kurdu. Platform, tutukluların taleplerinin karşılanması için Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırdı.
İHD Mersin Şubesi öncülüğünde hapishanlerde yaşanan anti demokratik uygulamaları ve hak ihlallerini izlemek üzere Cezaevleri İzleme Platformu kuruldu.
 
İHD Şube binasında yapılan basın toplantısıyla kuruluşu ilan edilen platformda, İHD, HDK, SES, 78'liler Derneği, Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAYDER) Halkevleri ve DAD yer alıyor.
 
Açıklamaya demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra Barış Anneleri de katıldı. Platform adına konuşan İHD Şubesi Denetleme Kurulu Başkanı Ali Tanrıverdi, tutuklular üzerinde yoğun bir baskı olduğunu söyledi. Hapishane idarecilerinin tutukluların taleplerini baskıcı yöntemlerle susturmaya çalıştığını ifade eden Tanrıverdi, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in ve tutukluların açlık grevi eylemi dikkat çekti. Tanrıverdi, "Açlık grevleri başta olmak üzere, yaşanan sorunları saptamak, raporlar düzenleyip ilgililere ve kamuoyuyla paylaşmak, yetkililer ve mahpuslarla görüşmeler yaparak taleplerinin karşılanması için öneriler geliştirmek, tecridin kaldırılması ve diğer sorunların çözümünde katkı sunmak amacıyla platformu kurduk" diye belirtti.
 
'ÇOK GEÇ OLMADAN'
 
Hapishanelerde yaşanan sorunlara ilişkin hazırlanan raporunu okuyan İHD Eşbaşkanı Azize Kurnaz, "Açlık grevinde olanlar B-1 dediğimiz viamin almadıkları için, her an ölüm riski altındalar. Belirtmeliyiz ki viamin, vücuttaki şekerin enerjiye dönüştürülmesi için kullanılan kimyasal bir maddedir ve özel bir besin değeri yoktur. Viamin alınmadığında vücuttaki tüm viamin kullanılmış olacak ve bunun neticesinde geri dönülmez bedensel ve zihinsel rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır. Bu aşamada, açlık grevi sonlandırılsa bile, birçok mahpus bedensel-zihinsel bütünlüklerini yitireceklerdir. Yani, 96 ve 2000'li yıllarda ölüm oruçlarında zorla müdahale edilerek Wernicke Korsakoff hastası olan eski mahpusların arasına katılacaklardır" dedi.
 
'SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRSİNLER'
 
Taleplerin her şeyden önce insani talepler olduğuna vurgu yapan Kurnaz, Adalet Bakanlığı'nın sorumluluğunu yerine getirmeye çağırarak, "İnsan Hakları Derneği olarak insan yaşamını ve haklarını temel alan bu konuda Adalet Bakanlığı'nı bir can kaybı olmadan, üzerine düşen bu ciddi sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz" diye konuştu.