GÜNCEL
Medya Doz: Hep kanayan bir yara gibiydi Şengal
74. ferman sırasında Şengal'de gazetecilik yapan Özgür Politika yazarı Medya Doz ETHA'ya konuştu. Doz, "Kimsenin görmek istemediği, kimsenin aslında duymak istemediği, kimsenin üzerine bir kaç kelime söylemek istemediği ama hep kanayan bir yara gibiydi Şengal aslında" dedi.
3 Ağustos 2014 tarihinde 74. ferman olarak bilinen Şengal'deki Êzidî halkına yönelik yaşanan katliamın ardından 4 yıl geçti. 74. ferman sırasında Şengal'de gazetecilik yapan Özgür Politika yazarı Medya Doz ETHA'ya konuştu.
Şengal'in kanayan bir yara olarak kaldığını söyleyen Doz, "Kimsenin görmek istemediği, kimsenin aslında duymak istemediği, kimsenin üzerine bir kaç kelime söylemek istemediği ama hep kanayan bir yara gibiydi Şengal aslında" dedi.
Êzidîler'in daha önce pek çok kez katliama uğradığını, inançlarını ve varlıklarını korumaya çalışan merhametli bir halk olduklarını ifade eden Doz, şöyle konuştu: "Êzidî halkının fermanlara bu kadar açık olmasının temel sebeplerinden bir tanesi de dünyanın çok acımasız, devletlerin çok çıkarcı, dış güçlerin çok pragmatik yaklaşımlarından kaynaklıydı. Bunların hepsi tarihten bugüne kadar hep süregeldi. Êzidîler ise çok fazla politika, örgütlenme ve benzeri işlerle uğraşan bir halk değildi. Çünkü zaten tecritteydiler."
Êzidîler'in tecride alınmalarının ve dışlanmalarının altında çok çeşitli gerekçeler yattığını vurgulayan Doz, bunların bir sonucu olarak Êzidîler'in kendilerinin de daha ücra yerler tercih ettiklerini söyledi. Doz, konuşmasına şöyle devam etti:
"Êzidîler'in dini inançları, kültürleri zaten anlaşılmıyordu, kendileri de anlatma gereksinimi duymuyorlardı. Onlar inançlarını ve kültürlerini yaşıyorlardı ama anlatma gereksinimi duymuyorlardı. Bu yüzden ötelenmiş ve sessizliğe mahkum kılınmış bir halkın her zaman katliamlara, fermanlara açık olduğu gerçekliğini, Êzidî halkının gerçekliğinden görüyoruz. Êzidî halkı hiçbir zaman kimseye zarar vermedi, her zaman duasına 'Yarabbim sen 72 millete sağlık, 72 millete huzur ver sonra da bize ver' diyerek başladı. Herkese istediler sonra kendilerine istediler ama dünya onları anlamadı. Onlar iyi kalmayı başardı ama kötülükle sınandılar. Yalnız bırakılıp çoğul bir kötülükle sınandılar.
"Êzidîler diğer Kürtler gibi ulusal halk mücadelesine de dahil olamadılar çünkü KDP gibi bir gerçeklik tarafından çevrelenmişlerdi. Zamanında Saddam onları yüksek dağlardan indirip, ovalara, gettolara yerleştirmişti. Mücama dedikleri ilçelere yerleştirmişlerdi. Êzidîler dağdayken kendilerini savunabilir konumdalardı ama Saddam'ın politikaları ile Araplarla çembere alındılar. Êzidîler kolay kolay dağı bırakmazdı ama mesela dağlardaki su kuyularını zift ve taşlarla doldurdular, susuz bıraktılar. Ovalara mahkum olan halk, egemenlerin lokması gibi oldu."
Abdullah Öcalan'ın daha pek çok kez Êzidîler'e yönelik uyarıları olduğunu aktaran Doz, Öcalan'ın "Êzidîler'i savunmaya alın" dediğini vurguladı. "Bu, KDP ve Êzidîler'in kendi tutuculuğundan kaynaklı Kürt özgürlük hareketini içine almama, barındırmama gerçekliğiyle karşılık buldu ve öyle kaldı" diyen Doz, şunları söyledi:
"2009'da yine Öcalan, Êzidî halkını güvenli alanlarda eğitin demişti o da karşılık bulmadı. Yine 2011'deki girişimlere KDP engel oldu. Ayrıca KDP, Êzidîler kimseye kapı açmasın diye onları maaşla sınıyordu. Açlıktan ölmeyecek kadar, kendine bağımlı kılacak kadar maaş veriyordu ve Êzidî halkının özgürlük arayışını engelliyordu."
2014'te DAİŞ'in stratejik bir hamleyle Şengal'e saldırdığını söyleyen Doz, "Şengal'i ele geçiren Irak'ta hakimiyet kurar, Rojava'ya hakimiyet kurar ve İran'a istediği her türlü tehditi savurabilir mantığı yürüyordu. Biz belki DAİŞ'i vahşi bir örgüt, hayvani bir içgüdüyle saldırgan bir örgüt olarak biliyoruz ama stratejileri var, taktikleri var, hesapları vardı. Şengal'e saldırmalarının temel sebeplerinden bir tanesi de buydu. Şengal'e fiziken gelmeden ruhunu göndermişti. Musul'u ele geçirmek Şengal'e ben geliyorum diye haykırmak gibi bir şeydi" diye konuştu.
Şengalliler'in peşmergeye güvendiklerini ancak KDP'nin bazı anlaşmalar yaparak Şengal'i ve Êzidîler'i kurban ettiğini ifade eden Doz, şöyle devam etti: "Şengal'i, Êzidîler'i kurban ettiler. DAİŞ'e buyur, gelebilirsin dediler. Ben dağa ulaştığımda orada gençlerle konuştum. Gençler bana KDP'nin silahlarını bir gün önce toplandığını söyledi. Gerekçe olarak da bütün silahlara ruhsat yapacağız demişler. O silahlar gerçekten çok bilinçli bir şekilde toplanmıştı bir gün öncesinden. Bunu bizzat KDP kendi eliyle yaptı. KDP'nin ihaneti sadece anlaşmalara imza atmakla değil, bir de sahada pratik olarak görüldü. DAİŞ'e kapı açıp Êzidîler'e de gitmeyin sizi korurum dedi. DAİŞ geldiğinde de hiçbir peşmerge direnmedi sadece bir yerde peşmerge silah sıkmıştı o da etrafları sarılmıştı kendilerini kurtarmak için yaptılar."