3 Ekim 2024 Perşembe

'Mahpusları sağlık ve tedavi hakları sağlansın'

İnsan hakları ve hukuk örgütleri, korona salgınıyla birlikte tutsakların haklarının daha çok gasp edildiğini belirterek, ihlallere son verilmesini ve sağlık başta olmak üzere tutsakların tüm koşulların düzeltilmesi için çağrı yaptı. 

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İstanbul Diş Hekimleri Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Sendikası (SES) Anadolu, Bakırköy ve Şişli Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), koronavirüs (Covid-19) salgınında tutsakların sağlık ve tedavi haklarının gasp edilmesine karşı açıklama yaptı, çözüm önerileri sundu.

Korona salgını nedeniyle hapishanelerin en riskli yerlerin başında geldiği belirtildi. Tutsakların, sağlık ve tedavi hakkının kısıtlanmasının salgınla birlikte en üst düzeye çıkarıldığına dikkat çekilen açıklamada, "Yeni normale geçiş ile birlikte hastane sevkleri yeniden başlamış olmasına rağmen salgın öncesinde olduğu gibi sevkler gecikmeli olarak yapılmaktadır. Hastane dönüşleri uygulanan 14 günlük karantina koşulları da tedavi ve sağlık hakkına erişimin önündeki bir diğer engeldir. Bazı hapishanelerde mahpuslar karantina koğuşlarında 20-30 kişi bir arada kalırken, bazı hapishanelerde tek başına en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan hasta mahpuslar 14 gün boyunca tek başına kalmak zorunda bırakılmaktadır. Kalabalık karantina koğuşları uygulamasında yeni tutuklanan mahpuslar ya da sonradan yapılan sevkler ile gelen mahpuslar da toplu karantina koğuşlarına konulduklarından, mahpusların karantina süreleri her seferinde yeniden başlamakta ve mahpuslar uzun süre koğuşlarından ve kişisel eşyalarından uzak kalmaktadır" denildi.

'HAVALANDIRMAYA ÇIKARILMIYORLAR'
Tutsakların karantina koğuşlarında radyo, televizyon, kitap, dergi, mektup gibi iletişim araçlarından da mahrum bırakıldığı ve bazı hapishanelerde havalandırmaya çıkarılmadığı ifade edilen açıklamada, bazı hapishanelerde ise kanunda öngörülen sürelerin çok altında sürelerle havalandırmaya çıkarıldıkları kaydadildi. 
Açıklamanın devamında şu bilgilere yer verildi: "Bu uygulamalar mahpusların hastaneye gitmek istememesine neden olmakta ve mahpusların tedavi ve sağlık hakları önünde engel teşkil etmektedir. Devlet temel hak ve özgürlükleri ihlal etmemek ve bu hak ve özgürlükleri korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Anayasanın 56. Maddesi'nde herkesin sağlıklı yaşam hakkına sahip olduğu belirtilerek insanların hayatlarını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmelerini sağlamak devlete bir yükümlülük olarak yüklenmiştir."

'DEVLET MAHPUSLARIN YAŞAMINDAN SORUMLUDUR'
İç ve uluslararası hukuksal düzenlemeler ve kararlar kapsamında devletin tutsakların yaşamından sorumlu olduğu vurgulanan açıklamada, "Mahpusların tedavi ve sağlık hakları önündeki engelleri kaldırarak mahpusların tedavi ve sağlık haklarına erişimini sağlamakla yükümlüdür. Bu doğrultuda; durumu acil olmayan ancak sağlık sorunları bulunan mahpuslar için revire sevkler arttırılmalı, hapishanelerde düzenli doktor bulunması sağlanmalıdır. Bu sebeple 30.04.2009 tarihli Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı Arasında Ceza İnfaz Kurumlarındaki Sağlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Protokol'ün sağlık hizmet sunumunun pandemi döneminde sürece uygun revize edilerek uygulamaya konulması gerekmektedir" denildi.

'SAĞLIK KURUMLARI NİTELİKLİ HALE GETİRİLMELİ'
Hapishanelerdeki sağlık kurumlarının daha nitelikli hale getirilmesi gerektiğini kaydeden örgütler, şu talepleri sıraladı: "Bunun yanında Kampüs tipi ceza infaz kurumlarında yer alan hastanelerin kullanımı arttırılmalı, devlet veya araştırma hastanelerinde bulunan imkanlar bu hastanelerde de sağlanmalıdır. Sağlık Hizmetine erişimde mahpuslara maske, eldiven, tulum gibi koruyucu malzemeler verilerek mahpusların muayene ve tedavilerini daha steril koşullarda gerçekleştirmeleri sağlanmalıdır. Hastane dönüşlerinde uygulanan 14 günlük karantina koşulları iyileştirilmelidir. Karantina hücrelerinin sayısı arttırılarak çok kalabalık ortamlar oluşturulmamalıdır."

"Farklı hastanelere sevk olan mahpuslar, adliyelere sevk olan veya yeni tutuklanan mahpuslar ile aynı karantina hücrelerinde tutulmamalıdır. Karantina hücresine sürekli yeni kişiler getirilerek hali hazırda karantinada olan mahpusların karantina süreleri uzatılmamalıdır. Mahpusların normalde kaldığı hücrelerde bulunan kişisel eşyalarını ve kitaplarını karantina hücrelerine getirebilmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca karantina hücrelerinde mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacakları ve sosyal faaliyetlerine devam ettirebilecekleri su ısıtıcı, semaver, radyo, televizyon gibi eşyalar bulundurulmalıdır."

Karantina hücrelerinde tutsaklara sabun, deterjan, dezenfektan gibi temizlik malzemelerinin ücretsiz sağlanmaı gertiğini belirtilen açıklamada, "Karantina hücreleri idare tarafından düzenli aralıklarla dezenfekte ettirilmelidir. Karantina hücrelerinde kalan mahpuslar normal hücrelerde olduğu gibi havalandırmaya çıkabilmelidir. İzolasyonun mahpuslar üzerindeki etkisini azaltmak için karantinada olmayan mahpusların belirli saatlerde ortak havalandırmalarda bir araya getirilmelidir. Bizler sağlık-meslek, insan hakları ve hukuk örgütleri olarak ihlallere son verilerek sağlık hakkına erişimin güvence altına alınmasını talep ediyoruz" diye belirtildi.