24 Eylül 2024 Salı

Koçyiğit: Açlık grevcilerinin talepleri sokakta sahiplenmeliyiz

HDK'nin 2. Genel Meclis Toplantısı'nda konuşan HDP Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, açlık grevcilerinin taleplerine ilişkin hükümetin sessizliğini kınayarak, "mücadele sokak hakkının sonuna kadar kullanılması ve cezaevlerindeki talebin etrafında kenetlenmesiyle olabilecek bir şey" dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 9. Dönem 2. Genel Meclis Toplantısını Taksim'de bulunan genel merkezlerinde gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı toplantının açılış konuşmasını HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit yaptı.
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven'in açlık grevinin 158. gününe girdiğini hatırlatan Koçyiğit, hükümetin sessizliğini kınadı. Açlık grevlerinde olanların taleplerini yineleyen Koçyiğit, "Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde olan bütün bu taleplere karşı ne yazık ki hükümetten şuana kadar en ufak bir geri dönüş ya da yanıt oluşmuş değil. Buna karşı cezaevlerinde çıkan 7 insanın cenazeleri de insanlık dışı bir uygulamayla defnedildi. Defnetme hakkı ve yas tutma hakkı devlet eliyle gasp edilmiş ve yok sayılmıştır" dedi.
 
'SESİMİZİ DUYURMANIN YOL VE YÖNTEMLERİNİ BULMALIYIZ'
 
"Sesimizi duyurmanın yol ve yöntemlerini bulmalıyız" diyen Koçyiğit, "Sağır olanlara sesimizi duyurmak, kör olanlara gerçeği göstermek zorundayız. Bu da ancak bütün toplumun bütün kesimleri tarafından gerçek anlamda bir mücadelenin sokakta yürüyen bir demokratik, meşru ve barışçıl gösteri hakkının sonuna kadar kullanılması, ailelerin sahiplenilmesi, cezaevindeki her bir mücadele edenin talebinin etrafında kenetlenmesiyle olabilecek bir şey. Temel aldığımız esas şeyin yaşam hakkının olduğunu bir kez daha altını çizmek istiyoruz" diye belirtti.
 
Bütün hak ihlallerinin AKP hükümetinin süreci nasıl yönetmek istediğinin göstergesi olduğunu belirten Koçyiğit, bütün bu emarelere karşı birleşik ve demokratik bir mücadele hattının büyümesi gerektiğini söyledi.
 
'DİRENİŞ HATLARINI GÖRMEMİZ GEREKİYOR'
 
Filistin'deki açlık grevlerine de değinen Koçyiğit, "Filistin'de de cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla 150 Filistinli tutsakla başlayan ve şuan da 400'e yaklaşmış olan bir açlık grevi eylemi var. Orda ki taleplerde aslında cezaevi koşullarının durumunu, aile görüşlerinin ve telefon haklarının kısıtlılığı üzerinedir. Bu anlamda AKP hükümetiyle İsrail hükümetinin cezaevi politikalarının benzerliği ve buna karşı bütün özgürlük mücadelesi yürütenleri demokratik siyaset yürütenlerin direniş hattının da benzerliği ve her birimizin görmesi gereken bir çizgi olarak da karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
 
'DEVLET KURUMLARI PARTİLEŞTİ'
 
Seçimlere değinen Koçyiğit, hükümetin takındığı tavrın antidemokratik olduğunu, devlet kurumlarının birebir partileşmesi sürecine tanıklık ettiğini ifade etti. HDP'nin stratejisinin bir başarıya imza attığını söyleyen Koçyiğit, şöyle devam etti: "Türkiye'nin batısında AKP ve MHP ittifakına kaybettirdiğini Kürdistan'da büyük oranda kayyumlardan belediyeleri geri aldığımızı da ifade etmek istiyoruz. Bu başarıyı genelde HDP özelde ise Kürt halkı açığa çıkarmıştır. Kürt sorununu demokratik yollardan çözümüne kapalı olan, Kürt sorununu şiddetle ve güvenlikçi konseptle çözmeye çalışan anlayışa tarihsel bir yanıt oluşturulmuştur. Bu yanıtın iyi okunması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Kürt halkının beklentilerine cevap oluşturmayan, en temel taleplerini şiddetle boğmaya çalışan anlayışın iktidara tutunamayacağını aslında Türkiye'de bir varlık gösteremeyeceğini de kanıtlandığı bir seçim olmuştur."
 
'YSK'NİN VARLIĞINDAN BAHSEDEMEYİZ'
 
Kürt halkının ve HDP'nin demokrasinin kapısını araladığını sözlerine ekleyen Koçyiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bize ve Türkiye halklarına düşen bu kapıyı sonuna kadar açmak. Ne olursa olsun demokrasiye ulaşmak olmalıdır. Seçim sürecinde usulsüzlükler yaşandı. HDP'nin hiçbir itirazı gerekçe dahi gösterilmeksizin reddedilirken AKP ve MHP'nin itirazları kabul edildi ve birçok yerde sayım yapıldı. Bu bize neyi gösteriyor. Biz bu ülkede seçim güvenliğinden, seçim şeffaflığından ve kendisini kural ve yasalarla sınırlandırmış, görev ve yetkilerini hukuka göre kullanan YSK'nin varlığından da bahsedemeyiz. Bu anlamda YSK bu seçimlerde kendi varlığına birebir kastetmiş ama kendi varlığına kastetmekle kalmamış devletin anayasal düzenini değiştirme ve ortadan kaldırma yönünde ciddi bir adım atmıştır. Bunu nasıl yaptı. KHK'li olan belediye eşbaşkanlarımız ve meclis üyelerimize mazbatalarını vermeyerek yapmıştır. Hukuk skandalının üzerine yeni bir imza atarak ikinci olan partiye yani seçimin kaybedenine mazbata vermiştir. Bu sonuçları ne olursa olsun kabul etmediğimizi ve gasp edilen belediye başkanalarının meşru belediye başkanları olmadıklarını aslında gasp ettiklerini ve YSK eliyle de halkın iradesine darbe uyguladıklarını bir kez daha ifade etmek istiyoruz."
 
IŞİD VE DESTEKÇİLERİ YENİLDİ
 
Bölgede en önemli gelişmelerden birinin de IŞİD'in yenilgisi olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, "2011 yıllarıyla siyah bayraklarla Toyota ve pikaplarla gelen IŞİD kamyon kasalarında teslim oldu. IŞİD yenilgisinde emeği olan ve bu yenilgiyi sağlayan Ortadoğu'daki Suriye'deki bütün halklara minnettar olduğumuzu ifade ediyoruz ve kahramanca mücadelelerini de buradan bir kez daha insanlık adına selamlıyoruz. Ortadoğu'yu ortaçağ karanlığına gömmeye çalışan IŞİD, halkların birleşik mücadelesi sayesinde yenilmiştir ve onların arkasında olan güçler de yenilmiştir. Onu destekleyen ve palazlandıran ona silah taşıyanlar da IŞİD'in şahsında yenilmişlerdir" diye belirtti.
 
TECRİDE KARŞI MÜCADELE İLE 1 MAYIS'A!
 
1 Mayıs'a çağrı yapan Koçyiğit, bu yılki 1 Mayıs alanlarına ekonomik krizin gittikçe katmerleştiği, bütün faturanın işçi ve emekçilerin sırtına yüklendiği bir dönemde girdiklerini ifade etti. Koçyiğit, "Bununla beraber tecride karşı mücadelenin yükseldiği ve şuan da cezaevlerinde binlerce siyasi tutsağın bedenini açlığa yatırdığı bir dönemde giriyoruz. Bu yılki 1 Mayıs'ın hem tecride karşı mücadelenin yükseltildiği ve açlık grevcilerinin taleplerinin sahiplenildiği 1 Mayıs olması itibariyle hem de emeğin haklarının savunulduğu işçi sınıfının daha fazla kendini gösterdiği ve hükümete de kırmızı kartı göstereceği bir 1 Mayıs olmasını istiyor ve temenni ediyoruz" dedi.