23 Eylül 2024 Pazartesi

Kobanê zaferi - Özgür Renas

Kobanê, 2015 27 Ocak'a kadar direndi ve zafer kazandı. Dört ay boyunca süren direnişte sömürgeciliğin stratejik planı belliydi. Rojava özgürlük güçlerinin Cizire, Kobanê ve Efrîn kantonlarının birleştirilmesine yönelik hazırlık ve hamlelerini artıyordu. Bölge halkları ve tüm dünyadan ileri kesimler Rojava'da oluşturulan modele ikna oluyordu. Dört parçadaki tüm Kürt kazanımlarını kendi aleyhine değerlendiren Türk burjuva devleti kapsamlı bir işgal saldırısına karar verdi.
Türk burjuva devleti güdümlü IŞİD çetelerinin 2014 Ekiminde saldırdıkları Kobanê, 2015 27 Ocak'a kadar direndi ve zafer kazandı. Dört ay boyunca süren direnişte sömürgeciliğin stratejik planı belliydi. Rojava özgürlük güçlerinin Cizire, Kobanê ve Efrîn kantonlarının birleştirilmesine yönelik hazırlık ve hamlelerini artıyordu. Bölge halkları ve tüm dünyadan ileri kesimler Rojava'da oluşturulan modele ikna oluyordu. Dört parçadaki tüm Kürt kazanımlarını kendi aleyhine değerlendiren Türk burjuva devleti kapsamlı bir işgal saldırısına karar verdi. O günlerde de belirtilmişti. Şimdi de net söylenmeli. IŞİD'in Kobanê'yi işgal saldırısı Saray'da planlanmış bir harekattı. Saldırının püskürtülmesi, kentin kurtarılması IŞİD'in sonunun başlangıcı olması ile büyük bir sonuç doğurmuştur. Ama sadece bu değildir. Kobanê'de aynı zamanda Saray da yenilmiştir.
 
Kobanê zaferinden bugüne 4 yıl geçti. Zaferden önceki yıllarda olduğu gibi bu 4 yıl da direnişlerle, işgallerle, saldırılarla doludur. Rojava ülkesi 2012'den beri Türk burjuva devletinin açmış olduğu savaş ile karşı karşıyadır. Ama gücünü Kuzey Suriye halklarından alan özgürlük güçleri direnmeyi ve kazanmayı deneyimlemiştir. Halklar tarihine geçecek birçok ileri adımın imzacısı olan güçlerin en büyük başarısı elbetteki IŞİD'in sonunu getirmesidir. Dünya halklarının başına bela olan, Suriye ve Irak'ın bir bölümünü kapkara bir coğrafyaya çeviren, Türkiye-Kürdistan-Avrupa ve başkaca ülkelerde kitle katliamları gerçekleştiren, emperyalizmin ve sömürgeciliğin maşası IŞİD yenilmiştir. Onu yenen irade Rojava'dir. Zafer askeri-teknik yetersizliklere rağmen, dört bir yandan kuşatılmışlığa rağmen kazanılmıştır. Bakur'da, Türkiye'de ve Avrupa'da sokağa çıkan, sömürgeciliği teşhir eden, serhıldana duran Kürt halkı ve dostları ile ve uluslararası güçleri hava yardımına mecbur bırakan kitlelerin mücadelesi zafere ortaktır. Kobanê direnişi 48. Cadde'deki bir evin iki odasından birbirine el bombası ve mermi atan YPJ'li kadın savaşçı ile kapkara zihniyetli çeteler arasında yaşanmamaştır. İnsanlığın en ileri kesimi en gerici kesimi ile savaşmıştır. Ve bu savaş tüm dünyayı taraflaştırmıştır. IŞİD esas olarak yok olsa da taraflar yerli yerinde duruyor. Savaş devam ediyor.
 
Geçen 4 yılda pek çok gelişme yaşandı Kuzey Suriye'de. Cizire ve Kobanê kantonları birleştirildi. Minbic'teki kara peçe yırtıldı, halklar özgürleştirildi. IŞİD'in başkenti Rakka politik İslamcı faşizme mezar oldu. Tüm bu gelişmeleri kendi hanesine yenilgi olarak kabul eden Türk sömürgeciliği Kuzey Suriye'ye saldırılarını artırdı. ABD ve Rusya arasındaki çelişkilerden de yararlanan Türkiye önce Cerablus'u ardından da Efrîn'i işgal etti. Rojava'nın bir bölümünü işgal altında tutan Türkiye'ye ve onun aparatı ÖSO çetelerine karşı direniş elbette sürmektedir. Gücünü halkların özgürlük tutkusundan alan Rojava güçlerinin karşısına dikilen Türk ordusu gerçekleştirdikleri işgalin uzun ömürlü olmadığının farkında. Çetelere ve Türk ordusuna yönelik Efrîn'de ve diğer işgal bölgelerinde her geçen gün etkili eylemler düzenleniyor. Bakur, Başur ve Rojavalıların özgürlük mücadelesi aynı hedefe doğru yoğunlaşıyor. Türkiye'nin ABD ve Rusya kapılarında işgal vizesi almak için mekik dokumasi bundandır. Faşist şef Erdoğan, Rojava'nın IŞİD'in sonunu getirmesi gibi kendi sonunu getirmesinden korkuyor. En iyi savunma saldırıdır mantığı savaşan tüm taraflar için bir gerçekliktir. İki cephe de bunun bilincinde.
 
Kobanê zaferi tüm bu yaşananlara nasıl yansımalı? Kobanê'de açığa çıkan deneyim ve enerji bize nasıl yol göstermeli? Öncelikle belirtilmesi gereken bir husus varsa bunun başında "savaş hazırlığı" olmalıdır. Bu da sadece teknik bir mesele değildir. Savaşa öncelikle bilinç olarak hazırlanmalı. Canlı bombalarla kitle katliamları gerçekleştiren, bodrumlarda insanlarımızı katleden, özyönetim direnişlerinde şehirlerimizi uçaklarla bombalayan, Efrîn'i yağma eden bir düşmanla karşı karşıyayız. Dünya kamuoyunun seyirci kalabileceğini gördük. Haliyle düşmanın yapabileceklerini hesaplamalıyız. Bizi silahsızlandıran fikirleri mahkum edemezsek savaşlara güçsüz gireriz. Kobanê zaferinin gecikmesi ve şehitlerimizin çok fazla olmasının sebeplerinden biri de budur. Düşman tahmin ettiğimizden hazırlıklıdır ve gaddardır. Her savaşçı yarın topyekun bir saldırı olabilir bilinciyle hazırlıklarını yapmazsa, mevzisini güçlendirmezse savaşları kazanamayız. 2014 Ekim'inde Miştenur Tepesi'ndeki mevziler buna örnektir. Bırakalım IŞİD'in tank saldırılarına dayanıklı mevziler olmasını roket atışlarına dahi dayanamazlar. Kobanê'nin büyük bölümünün kısa bir sürede işgal edilmesinin sebebi Miştenur'un çabuk düşmesidir.
 
Kobanê zaferinin yapıcıları nasıl başta savaşçılar ve onun etrafında kenetlenip serhildana duran halk ise bugün de tüm cepheler aynı kararlılıkla hareket etmelidir. Şimdiden Rojava komitelerinin kurulması gösteriyor ki düşmanımızın hamlesinin bilincindeyiz. Rojava savaşçısıyla, komünüyle, sanatıyla, diplomasisiyle direniyor. Bu direnişe can veren Arinler, Paramazlar, Avestalar, Ruhatlar'in açtıkları yol ile sömürgeciliğin nasıl yenileceğini gösteriyor. Rojava'da, Bakur'da, Türkiye'de ve Avrupa'da kızıl bayrak altında dövüşenlerin aklı ve gücü ile savaşa hazırdır. Komünistler yarattıklarıyla, acılarıyla ve düşleriyle yeni zaferlere layıktır.