4 Ekim 2024 Cuma

Kobanê soruşturmasında dava tarihi belirlendi

Dönemin HDP Eş Genel Başkanları ve MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobanê soruşturmasında dava tarihi belli oldu. İddianameyi kabul eden Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşma için 25 Nisan Pazar gününe tarih verdi.

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanlarından Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu HDP'lilerin duruşması 25 Nisan Pazar günü görülecek.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi savcılık tarafından hazırlanan 3 bin 530 sayfa ve 325 klasörden oluşan iddianameyi çok kısa süre içerisinde kabul ederek duruşma tarihini belirledi.

Savcı Ahmet Altun'un hazırladığı iddianamede sanık olarak geçen 108 kişi için 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Dosya kapsamında, aralarında Hülya Oran, Murat Karayılan, Cemil Bayık, Sabri Ok, Salih Müslim, Zübeyir Aydar, Ertuğrul Kürkçü, Hatip Dicle'nin de bulunduğu 75 kişi hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.

HDP'li siyasetçilerin sosyal medya paylaşımlarından, evlerinde bulunan kitaplara kadar her şey suçlama konusu yapılırken, siyasetçilerin demeç ve açıklamaları iddianamenin 466 sayfasını oluşturuyor. 

İddianamenin ilk 241 sayfasında yaşamını yitiren 37 kişinin isimleri "maktul" olarak yer alırken, Adalet Bakanlığı, AKP, CHP, HÜDAPAR, MHP, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, MİT, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli Savunma Bakanlığı'nın aralarında bulunduğu çok sayıda devlet kurumu da dosyada müşteki olarak geçiyor.

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanlarından Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile HDP'li siyasetçiler Sırrı Süreyya Önder, Ayhan Bilgen, Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve dönemin MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi ile ilgili dosya, 2 gizli 7 açık tanığa dayandırılarak oluşturuldu.

RÖPORTAJ VE PAYLAŞIMLAR İDDİANAMENİN 466 SAYFASINI OLUŞTURUYOR
İddianamede, "PKK/KCK yapılanması" başlığına 62 sayfa ayrılırken, tamamında HDP'li siyasetçilerin Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) geçen haberleri, röportajları suçlama konusu yapıldı. Savcılık tarafından suçlamalara konu olarak ANF'de yer alan birçok yayın kuruluşu tarafından da haberleştirilen demeçler, 466 sayfayı oluşturdu. Siyasetçilerin 2014 ve 2015-2019 yılları arasında verdiği röportajlar, yaptığı açıklamalar, sosyal medya paylaşımlarının yanı sıra "Ulaş" ve "Mahir (K)" adlı gizli tanıklar ve açık tanıkların ifadeleri suçlama konusu yapıldı.

DEMİRTAŞ TALİMATI KCK'DEN ALMIŞ!
Gizli tanıklar herhangi bir somut bilgi vermezken, varsayımsal değerlendirmede bulundu. Gizli tanık Mahir (K), Selahattin Demirtaş'ın çağrısından sonra Kobane olaylarının başladığını öne sürdü, "'Tarihi direnişe hep birlikte katılalım, tarihi direnişi hep birlikte yapalım' tarzındaki Selahattin Demirtaş'ın açıklaması aslında KCK'nin 'Seferberlik ruhuyla süresiz, kesintisiz, topyekun Kobanê direnişine katılalım' çağrısının HDP, DTK, DBP, HDK'ye uyarlanmış halidir" diye ileri sürdü.

TANIKTAN VARSAYIMSAL TEZLER
Dosyada ifadesi yer alan açık tanıklardan Kerem Gökalp de bilinen ve o dönemde basında yer alan haberleri sıraladı, bu haberlerden üzerinden varsayımsal yorumlar yaptı. Gökalp, "6-8 Ekim Kobanê olayları bana göre; 2013 yılı içerisinde Türkiye'de yaşanan siyasi atmosfer, PKK ile Türkiye devletinin çözüm süreci adı altında gerçekleştirilen görüşmeler, örgütün bu görüşmelere istinaden eylemsizlik pozisyonunda bulunması, güvenlik güçleri ile örgüt arasında fiili bir çatışmasızlığın bulunması gibi koşullar beraberinde siyasi alan çalışmalarını ön plana çıkarttı" dedi. PKK'nin kitlesini dinamik tutmak için miting ve gösteri gibi faaliyetleri ön plana çıkarmayı amaçladığını ileri süren Gökalp, "PKK'nin Türkiye'deki siyasi yapılarının (HDP, DBP), legal kurumların ve yukarıda belirtmiş olduğum halk inisiyatifi yapılanmalarının gösteri ve eylem gerekçelerini belirleyen gelişmeler olmaktaydı" diye belirtti.

Savcılık hazırladığı iddianamede, tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen ve o dönem herkes tarafından bilinen görüşmeler trafiğini gizli ve açık tanık eliyle illegalize etmeye çalıştı. Bilinmeyen bir gerçeği açıkladığını sanan tanıklardan Gökalp, Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın İmralı ve Kandil'e gittiğini söyledi. Demirtaş'ın, 30 Eylül 2014 tarihinde, "Bu bir yalvarma değildir. Bu bir minnet değildir. Tarihi direnişe hep birlikte katılalım. Tarihi direnişi hep birlikte yapalım ki tarih ittifakında tarih birliğinde oluşturma fırsatımız olsun" şeklinde çağrıyı örgüt talimatıyla yaptığını ileri sürdü.

Demirtaş'ın bu çağrısının 'serhildan (başkaldırı)' olduğunu ileri süren tanık Gökalp, "HDP, DBP MYK ve PM'si, DTK ve Selahattin Demirtaş bu şekilde açıklama yapmamış olsaydı 6-8 Ekim olaylarındaki serhildan eylemlerinin şiddeti bu denli olmaz ve ölümler yaşanmayabilirdi" iddiasında bulunarak Kobanê direnişine katılan halka yönelik devlet katliamını da gizlemeye çalıştı.

İddianamenin temel dayanaklarından olan tanık Gökalp, HDP ve DBP'nin, KCK'nin Türkiye'deki siyasi parti sözcüsü olduğunu ileri sürdü. "KCK Türkiye Sözcülüğünde faaliyet gösteren örgüt mensupları Kandil alanında ideolojik ve askeri eğitimlerden geçtikten sonra düzenlemeleri yapıldıktan sonra KCK Türkiye sözcülüğü içerisinde faaliyet gösterirler" diyerek somut delilere dayanmayan başka bir suçlama daha yöneltti.

YÜKSEKDAĞ'IN SIRTIMIZI YPG'YE YASLIYORUZ SÖZLERİ DE İDDİANAMEDE
Dönemin Başbakanı olan Tayip Erdoğan'ın "Kobanê düştü düşecek" açıklamaları ile IŞİD ile birlikte hareket ettiklerini söylemesinin ardından HDP Eş Genel Başkanı görevindeyken açıklama yapan Figen Yüksekdağ'ın "Biz sırtımızı Kobanê'ye, YPG'ye, YPJ'ye, PYD'ye yaslıyoruz" sözleri ile iddianameye konuldu.

Yüksekdağ'ın 19 Temmuz 2015 tarihinde Urfa'nın Suruç İlçesinde yapılan mitingdeki, "Ağızlarını açtıklarında HDP için ne diyorlar çok iyi biliyorsunuz, sırtını terör örgütüne yaslayan HDP diyorlar. Bakın burdan bir kere daha cevap veriyorum anlamayanlara anlamak istemeyenlere. Biz sırtımızı nereye yaslıyoruz biliyor musunuz? Biz sırtımızı Rojava'ya yaslıyoruz, biz sırtımızı Kobanê'ye yaslıyoruz, biz sırtımızı IŞİD adına verdiğiniz o karanlık çeteye karşı mücadele edenlere yaslıyoruz, biz sırtımızı insanlığın soylu değerlerine Kobanê'de Gri Spî'de yere düşürmeyenlere yaslıyoruz. Biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye, PYD'ye yaslıyoruz. Bunu söylemekte, bunu savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" şeklinde konuşmasına da iddianamede yer verildi.

MÜKERRER DEĞİL İDDİASI
İddia makamı, DTK önceki dönem Eşbaşkanları Selma Irmak ve Hatip Dicle, HDK önceki dönem Eşsözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, DBP önceki dönem Eşbaşkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek, HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile HDP MYK üyeleri Bircan Yorulmaz, Nazmi Gür, Pervin Oduncu, Yurdusev Özsökmenler, Zeynep Karaman, Gülser Yıldırım, eski vekiller Ayla Akat Ata, Demir Çelik, Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak, Ayhan Bilgen ve İbrahim Binici hakkında "örgüt yöneticisi olmak", "örgüt üyesi olmak" suçlarından dava açılmadığını belirtti. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Altan Tan ve Ayhan Bilgen hakkında ise "Kobanê soruşturması" olarak hazırlanan ve yargılaması devam olunan dosyaların, "suç işlemeye alenen tahrik" iddiasıyla açıldığını, ayrıca hazırlanan dava dosyasındaki suçlardan dava açılmadığını ileri sürdü.

'DEVRİMİN ROJAVA HALİ' KİTABI DA İDDİANAMEDE
Kobanê direnişi döneminde HDP MYK üyesi olan Prof. Dr. Beyza Üstün'e ilişkin tek suçlama konusu, ajansımız ETHA editörü ve yazarı Arzu Demir'in "Devrimin Rojava Hali" kitabı oldu. Gülfer Akkaya'nın 15 Aralık 2014'te "Kobanê'de şehit düşen Sibel Bulut için Adana İnönü Parkı'nda çadır kurmak isteyen SYKP'liler ve ESP'liler gözaltına alındı. İşte polisin vahşi tutumunu göz önüne seren iki fotoğraf karesi" şeklinde yazının bulunduğu fotoğraflar suç olarak gösterildi.