6 Ekim 2024 Pazar

'Kırbayır dosyasının zaman aşımına sebep olan savcılar ne yaptı?'

İHD İstanbul Şubesi'nin online düzenlediği panelde zaman aşımına uğrayan Cemil Kırbayır'ın dosyası konuşuldu. 41 yıldır kardeşi için adalet mücadelesi yürüttüğünü dile getiren Mikail Kırbayır, 12 Eylül zihniyetinin devam ettiğini kaydetti. Avukat Türkdoğan ise zaman aşımı hesabı yapılacaksa aradaki yılların sayılmaması gerektiğini kaydetti ve "Bu bakımdan dosya zaman aşımına uğramamıştır" dedi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası etkinlileri kapsamında online düzenlediği panelde gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın zaman aşımından dolayı kapatılan dosyasını tartıştı. 

Cemil Kırbayır'ın akıbetinin araştırılması komisyonunun başkan Zafer Üskül, Mikail Kırbayır ve ailenin avukatı İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın konuşmacı olan panelin moderatörlüğünü gazeteci Banu Güven üstlendi. Güven, Berfo Kırbayır ile tanıştığını söyleyerek, "Onun mücadelesi ve direncine tanıklık ettim. Maalesef oğluna kavuşamadan kendisini kaybettik" dedi. 

KIRBAYIR: EVDEN KAÇIRILDIĞI GÜNÜ UNUTMADIM, ONUN İÇİN YAŞADIM
"41 yıldır, adını aldanarak davacı olarak sandalyesine oturduğum adalete içimdeki sesin isyanım var" diye sözlerine başlayan Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, kardeşinin evden alındığı günü hiç unutmadığını ve hep onu bulmak için yaşadığını söyledi. Kardeşinin kaçtığı bilgisinin kendileri ile paylaşıldığını anımsatan Kırbayır, söz konusu yerden kaçmasının imkansız olduğunu belirtti. Kardeşi Kırbayır'ın sorguda katledildiği kanaatinin verildiğini dile getiren Mikail Kırbayır, "Zaman kaybetmeden bunun için çalışmalara başladım. Çalışmalar yaptığım için benim orada yaşamamı engellediler. Benden sonra babam çok yere başvurdu. Hiçbir işlem yapılmadı" diye belirtti.

'VİCDANIMIZDA BİTİRMEYECEĞİZ'
41 yıldır başvurmadıkları mercinin kalmadığına değinen Kırbayır, "En son Cumartesi Anneleri ile İstanbul'dan parlamentoya gittik. Bu mücadelenin sonucunda mecliste oluşturulan komisyondan bir rapor çıktı. 41 yıl içerisinde yaşadığımız vahşettir" dedi. 41 yıldır çeşitli iktidarların var olduğunu dile getiren Kırbayır, "Mevcut hükümet 19 yıldır yönetiyor. Bunlar darbecilere karşı olduklarını söylüyorlar. Darbecilere karşıysanız her şeyin ortada olduğu bunu nasıl zaman aşımına uğratıyorsunuz. O zaman siz darbe karşıtı değilsiniz. Yaşamı gibi davasını da mahkemeye çıkarmadan savcılar marifeti ile 40 yıl neden beklettiniz" ifadelerini kullandı. "Bir insanın devletin zimmetinde iken kaybolması insanlık suçu değil midir?" diyen ağabey Kırbayır, "İnsanlık suçu dediğimizde ne anlayacağız? Şimdi de 12 Eylül zihniyeti devam ediyor. Bu nedenle bu kararı saymıyoruz. Vicdanımızda bitirmeyeceğiz" dedi.

ÜSKÜL: KIRBAYIR'IN KAÇMASI İMKANSIZ
Komisyon çalışmalarını anlatan ise Zafer Üskül, sıkı bir çalışma yapıldığının altını çizdi. Komisyon adına yapılan çalışmalara değinen Üskül, yapılan çalışmalar neticesinde görevlileri tespit ettiklerini hatırlattı. Kırbayır'ın kaçtığı denen yeri ziyaret ettiklerini anımsatan Üskül, "Gittiğimizde gördük ki kaçacak bir yerleri yoktu. İşkence gören birinin kaçması ise imkansızdı. Tanık olanların ise duvara atılan bir şeyin sesini duyduk dediler. O zaman hayatını kaybetme yaşanmış" diye belirtti.

Kars'ta görev yapmakta olan savcının olayla ilgilendiğini belirten Üskül, çalışma yürüten savcının yerinin daha sonradan değiştirildiğini dikkat çekti. Üskül, kendisinden sonra gelen komisyon başkanı tarafından araştırma raporlarının takibinin yapılmadığını dile getirdi. Dosyaya zaman aşımının getirilmek istendiğini söyleyen Üskül, Adalet Bakanına, "Zaman aşımı doldu diyorsunuz. Zaman aşımına sebep olan savcıların ne yaptığını sordunuz mu?" sorusunu yöneltti.

TÜRKDOĞAN: ZAMAN AŞIMINA UĞRAMAMIŞTIR
Son olarak söz alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, savcılığın 2002 yılında zaman aşımı kararı verdiğinin fakat aileye tebligatının 2014'te tebliğ edildiğinin altını çizerek, "Bizim açımızdan savcılığın ciddi bakımdan ağır hizmet kusuru var. Aile itiraz hakkını kullanıyor. Zaman aşımı hesabı yapılacaksa aradaki yılları saymamak gerek. Böyle baktığımızda zaman aşımına uğramamıştır" diye belirtti.

Gözaltında kaybetme suçunun Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) hala tanımlanmadığının altını çizen Türkdoğan, "Fakat şu an mevcut TCK'da uygulanacak kanun hükümleri var. Çok sayıda Kırbayır gibi insan var. Ama bizim tespit ettiğimiz bin 388 kişi var. Hala birkaç yüzünün akıbetini bilmiyoruz. Aslında bu bizim için bir travma" dedi. Konjektürel bir yargı anlayışının var olduğunu ifade eden Türkdoğan, "Barış süreci varken her şey iyi, sonrasında her şey eskiye döndü" dedi. Devlet yetkililerin suça karıştığında yargının cezasızlık kalkanı ürettiğini vurgulayan Türkdoğan, "Bu kalkanı AİHM'e giderek aşabiliyoruz. Bu zaman alıyor. Gerçekten Türkiye yargısı bu kalkanı ortadan kaldıracak her türlü hukuksal araca sahip ama zihniyetin değişmesi gerek" diye konuştu.