8 Ekim 2024 Salı

Kayyum darbesini püskürtmek ve yeni mücadele dönemini açmak

Şimdi taptaze zafer coşkusunu yaşamanın, direniş derslerini çalışmanın, anlamanın ve anlatmanın zamanıdır. Van direnişinin zaferi herkese şu kadim hakikati bir kez daha haykırıyor ve hatırlatıyor: Faşizm seçimlerle değil halklarımızın direnişiyle geriletilebilir. Ve faşizm ancak ve yalnızca devrimle yenilir. Halkların birleşik devrimiyle ezilir.

Genel seçim havasına sıkıştırılmaya çalışılan 2024 yerel seçimleri nihayet gerçekleşti. Önceki seçimlere göre düşük bir katılım oranıyla gerçekleşen yerel seçimler pek çok yönüyle çarpıcı sonuçlar ve siyasal mücadelenin üzerinde gelişeceği yeni koşullar yarattı. Aynı zamanda burjuva siyasetin güç ve mevzi dağılımını ve siyasi dizilimini önemli ölçüde etkileyen veriler ortaya çıkardı. 

AKP-MHP faşist bloku hem Batı'da hem Bakurê Kürdistan'da seçim yenilgisi yaşadı. Türkiye sahasında burjuva muhalefet partisi CHP'ye, Bakurê Kürdistan'da ezilenlerin birleşik demokratik cephe partisi DEM Parti'ye yenildi. İnkarcı sömürgeciliğin savaş atına sımsıkı koşulmuş olan AKP-MHP faşist bloku Bakurê Kürdistan'da tam bir hezimete uğradı. Kürt halkımız yerel seçimleri bir ulusal referandum iradesi olarak tecelli ettirdi. Kayyum darbesiyle gasp edilmiş belediyelerini yeniden kazandı. Belediye mevzilerinin sayısını yükseltti. Kürt halkımız sömürgeci faşist rejimin batı illerinden taşınan onbinlerce kayyum seçmene, türlü seçim hile-hurdasına rağmen kazandı, sömürgecilerin iradesini ezdi geçti. Faşist şeflik rejiminin onbinlerce polis ve asker yığarak kayyum seçmenle sandıktan kayyum çıkarma hevesleri onurlu, örgütlü Kürt iradesine çarparak darmadağın oldu.

İnkarcı ırkçı Türk sömürgecilerinin çöktürme planı açık bir siyasal yenilgi daha aldı. Sömürgeci egemenlerin AKP-MHP faşist blokunun kumandasında Kürdistan'ın üç bölgesine karşı yürütegeldiği savaş ve işgal politikası yerel seçim hezimetini hazırlayan temel nedenlerden biri oldu. Sömürgeci işgal savaşı politikasında ısrar, halklarımızın politik özgürlük istemini dizginsiz faşist terörle bastırma pratikleri AKP-MHP yenilgisini koşulladı. Öte yandan güçlüce vurgulamak gerekir ki, Kürt özgürlük hareketi bu seçim zaferini adım adım örgütleyerek elde etti. 2023 seçimlerinin pratik özeleştirisi yoluna koyuldu. Ön seçimlerle örgüt iradesini yenileyip güçlendirdi, Özgürlük yürüyüşüyle Kürt özgürlük hareketinin devrimci çizgisine doğruldu, Newroz'un direniş ve diriliş gücünü kuşandı. Seçimlere eylemli hazırlanarak kazandı.

Yerel seçimlerin sonucu 22 yıllık iktidar dönemi boyunca politik islamcı AKP'nin ikinci tarihsel ve büyük yenilgisini gösterip mühürledi. 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP ikinci kez bu düzeyde ağır ve bariz bir yenilgi alıyor. Bu nedenle kimi emekçi sol kesimlerde 31 Mart seçimleri 7 Haziran 2015 seçimlerine benzetilip eş değerde tutuluyor. Bu temelden yanlış bir değerlendirmedir. Emekçi sol hareketin kimi bölüklerinin 3. cephe siyasetinden uzaklaşma halinin bir tezahürüdür. Her şeyden önce 7 Haziran seçimlerinde AKP faşizmine kaybettiren tek bir özne vardır: HDP. 7 Haziran seçim zaferi halklarımızın onur isyanı Gezi'ye yaslanarak yükselmiştir. Çığ gibi büyüyen toplumsal memnuniyetsizlik ve ezilenlerin faşist rejimden hesap sorma iradesi dolaysız biçimde HDP ve 3. cephe siyasetinde cisimleşmiştir. 7 Haziran halklarımızın ve emekçi sol hareketinin birleşik cepheleşme politikasının zaferidir. Saflaşma doğrudan antifaşist, antişovenist eksende gerçekleşmiştir. Sapla saman karıştırılmamalı ve ayrılar ayrı konulmalıdır.

31 Mart seçimlerinin toplam siyasal tablosunda ise farklı ve ikili bir durum vardır. AKP-MHP faşist blokunun bugünkü yenilgisini sağlayan tablonun bir ucunda burjuva muhalefet partisi CHP, diğer ucunda halklarımızın birleşik demokratik cephe partisi DEM durmaktadır. Bugünkü AKP-MHP yenilgisinden Gezi isyanı ve HDP'nin 7 Haziran zaferindeki gibi "halkların baharı" çıkarmak en naif ifadeyle aymazlıktır. Bu aynı zamanda reformist solun ideo-politik çözülüşünün bir ifadesidir. Burjuva muhalefet partisi CHP'yle ezilenlerin birleşik demokratik cephesi DEM Parti'yi aynı kefeye koyarak siyasal analiz yapmak burjuva muhalefetin safından düşünmek ve eylemektir. AKP-MHP karşısında CHP ile DEM Parti'yi basit siyasal aritmetik toplam olarak ele alan tüm emekçi sol kesimler ezilenlerin faşizm karşısında doğru cepheleşmesini engellemektedir. Dahası bu sinik düşünüş ve çarpık görüş bugün işçi sınıfı ve ezilenlerin lehine oluşan elverişli koşulları ve devrimci imkanları görüp değerlendirememektedir. Ancak Van halkı ve bir bütün olarak Kürt halkımızın direnişi bu sinik, konformist, özgüvensiz ve dövüşme cüretini kaybetmiş eğilim ve varoluş biçimlerini sarsmıştır.

İster kabul edelim ister etmeyelim, 2024 yerel seçimlerinin hemen akabinde yepyeni bir mücadele dönemi ve siyasal konjonktür başlamıştır. Yeni mücadele döneminin karakterini belirleyecek ilk gerçek veri ve muharebe tüm yalınlığıyla ortaya çıkmıştır. Kayyum darbesi girişimi önümüzdeki sürecin siyasal karakterinin çarpıcı giriş fragmanıdır. Anlamak ve faşizme karşı dişe diş dövüşmek isteyen politik öznelere çok şey söylemektedir.

İnkarcı sömürgeci egemenler Bakurê Kürdistan'da bir ulusal referandum karakteriyle tecelli eden seçim zaferi sonuçlarına savaş açmıştır. AKP-MHP faşist blokunun sömürgeci kayyum siyasetini kesintisizce sürdüreceği gerçeği ve öngörüsü seçim sonuçlarının ilk 'an'ında somutlanmıştır. Daha sürecin başında her türlü kumpas ve tuzağı örgütleyen AKP-MHP faşist bloku Van Büyükşehir Belediyesine sözde hukuk gerçekte ise mafya yöntemiyle çökmeye çalışmıştır. AKP-MHP faşist bloku siyasal yenilgi ve zayıflama durumunu tersine çevirmek için faşist saldırı konseptini kayyum darbesiyle uygulamaya koymuştur.

Bakurê Kürdistan'da kazanılan belediyelerin çeşitli yollardan gasp edilmesinin ilk uygulaması Van belediyesine yöneltilmiştir. Bu halkın iradesinin ve kendi seçtikleriyle yönetme hakkının uydurulmuş hukuk kılıfıyla gasp edilmesi strateji ve politikasının en pervasız başlangıç darbesidir. Van halkı sömürgeci kayyum darbesine güçlü ve tavizsiz bir direnişle karşı koydu. İradesinin ezilip çiğnenmesine ve kazanılmış yönetme iradesinin keyfice gasp edilmesine izin vermedi. Kayyum darbesine karşı serhildana durdu ve seçim zaferini direnişin zaferiyle taçlandırdı. Emekçi sol hareketimizin bu uğraktaki siyasal tavrı ve refleksi de olumlu yönde gelişti. Sömürgeci faşist rejime karşı ezilenlerin birleşik mücadelesi imkanı yakalandı ve hayata geçirildi. Devrimci sosyalistler kayyum darbesine karşı Bakurê Kürdistan ve Türkiye sahasında mücadelenin en önünde dövüşme yolunda mücadele görevlerini omuzladı.

Yeni mücadele dönemini kayyum darbesini püskürterek açtık. Halkın mevzilerini direnerek savunduk, bizim olanı yeniden kazandık. Kayyum darbesini muazzam ve tavizsiz direnişle püskürten halklarımızın zaferini kutluyoruz. Yerel seçim sonuçlarını hazırlayan tüm olgular, siyasi olaylar, yüzeydeki ve dipteki tüm dinamikler bugün de işlemektedir. 31 Mart seçim sonuçları, siyasal ve toplumsal koşulların işçi sınıfı ve ezilenler lehine işlediğine işaret ediyor.

AKP-MHP faşist bloku dünden daha zayıf durumdadır. Halklarımızın değişim isteği ve faşist saray rejimi ve onun şefinden kurtulma isteği güçleniyor. Yoksulluk krizi derinleşiyor. İşçi sınıfının sofrasındaki ekmek her gün daha da küçülüyor. Sefalet ve açlık milyonlarca emekçinin yaşamını sarıp sarmalamaya devam ediyor. Yoksullaşma krizinin diğer adı olan zengin-fakir uçurumu ve kutuplaşması derinleşiyor. Emekliler faşist şefe el avuç açıp beklemeyi onuruna yediremiyor artık. Geçim ve yaşam koşullarının kötüleşmesi, ezilen ve sömürülen tüm toplumsal sınıfları girdabına çekiyor. Yoksulluk, barınma ve geleceksizlik korkusu gençliğin yaşamını kabusa çeviriyor. Kadınlar yoksulluk altında eziliyor. Özgürlük alanı her gün daha da daraltılıyor. Şef tipi aile hapishanesine kapatılmak ve köleleştirilmek hedeflenen kadınlar öfke biriktiriyor.

Şimdi taptaze zafer coşkusunu yaşamanın, direniş derslerini çalışmanın, anlamanın ve anlatmanın zamanıdır. Van direnişinin zaferi herkese şu kadim hakikati bir kez daha haykırıyor ve hatırlatıyor: Faşizm seçimlerle değil halklarımızın direnişiyle geriletilebilir. Ve faşizm ancak ve yalnızca devrimle yenilir. Halkların birleşik devrimiyle ezilir.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 05 Nisan tarihli 162. sayı başyazısı.