23 Eylül 2024 Pazartesi

Kayıp yakınları: Taksim meydanı kararını eksiksiz uygulayın

977. hafta açıklamalarını 29 yıl önce kaybedilen İhsan Haran için gerçekleştiren kayıp yakınları, AYM'nin Taksim yasağının yönelik kararına işaret etti ve bu kararın eksiksiz uygulanmasını istedi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması için mücadeleyi sürdüren Cumartesi Anneleri, 977. hafta açıklamasında '95 yılında kaybedilen İhsan Haran dosyasını bir kez daha kamuoyuyla paylaştı.

'TAKSİM MEYDANI YASAĞINI KISITLAMASIZ UYGULAYIN'
Gözaltında kayıplarla buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanında bir araya gelen kayıp yakınları, kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı. 977. haftanın metnini okuyan gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun, AYM'nin 1 Mayıs'ta Taksim meydanı yasağının hak ihlali bulmasını ve mekan seçme özgürlüğünün kategorik yasaklanmasının kabul edilemez bulduğunu hatırlattı. "Bu vesileyle karar vericilere, 'Galatasaray Meydanı'nı bize açan AYM kararlarının ve bizim için de emsal teşkil eden Taksim Meydanı kararını hiçbir kısıtlama olmadan uygulayın' çağrısında bulunuyoruz" diyen Tosun, gözaltında kaybedilişinin 29. yılında İhsan Haran ve tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

Açıklamanın ardından kayıp yakınları meydana karanfillerini bıraktı.

NE OLMUŞTU?
Haran Ailesi Diyarbakır'da yaşıyordu. İhsan Haran, 24 Aralık 1994 tarihinde, yeni çalışmaya başladığı Diyarbakır yeraltı çarşısı inşaat alanına gitti. Ancak, akşam eve dönmedi. Zaman zaman ek iş veya fazla mesai yaptığı için eve dönmediği olurdu. O yüzden ailesi bu durumu olağan karşıladı. 27 Aralık 1994 tarihinde, köylüleri F. H., Haran Ailesi'nin evine geldi. Onlara 24 Aralık 1994 sabahında, inşaat alanına gelen üniformalı polis memurlarının kimlik kontrolü yaptığı ve ardından İhsan'ı gözaltına alarak götürdüklerini söyledi.

Eşinin gözaltına alındığını öğrenen Nesibe Haran, onun nerede tutulduğunu öğrenmek için Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı'na dilekçe vermeye çalıştı. Ancak, yaklaşık bir ay boyunca uğraşan aile, mahkeme önündeki polisler tarafından engellendikleri için bunu başaramadı. Valilik ve emniyet müdürlüğü nezdinde yaptığı başvurular da sonuçsuz kaldı. Savcıya ulaşamayan Nesibe Haran, eşini bulmak umuduyla civardaki hapishaneleri dolaştı. Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 31. Koğuş'ta kalan ve isminin kamuoyuna açıklanmasını istemeyen bir kişi, İhsan Haran'ı gözaltında gördüğünü söyledi. Ağır baskı ve tehditlere maruz kalan aile, 1995 yılında İHD Diyarbakır Şube avukatları aracılığıyla AİHM'e başvurdu.

AİHM'in hükümetten bilgi istemesi üzerine 26 Şubat 1996 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı Haran Ailesi'nin iddialarına yönelik bir soruşturma başlattı. 21 Ocak 1998 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, İhsan Haran'ın polis nezaretinde ortadan kaybolduğunu gösteren bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, ileri bir soruşturmaya gerek olmadığı kararını verdi. Ağır baskı ortamında tanıklar AİHM'e ifade vermekten kaçındı. Mahkeme, İhsan Haran'ın ortadan kaybolmasına ilişkin yeterli ve etkin bir soruşturma gerçekleştirmediği için Türkiye'nin AİHS'nin 2. maddesini ihlal etiğine karar verdi. JİTEM tetikçilerinden Abdülkadir Aygan'ın 2009 yılının Ocak ayında basına yansıyan ifşaatlarında İhsan Harran'ın Diyarbakır JİTEM'de sorgulandıktan sonra  JİTEM Grup Komutanı Abdülkerim Kırca'nın  talimatı ile infaz edildiği detaylarıyla yer aldı. Ancak dosyada bir ilerleme olmadı.