24 Kasım 2024 Pazar

Kayıp eşini kol düğmelerinden tanıdı ama kanıtlayamadı

İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 495'incisinde, 1994 yılında Dersim'in Hozat ilçesinde askerlerce yol gösterme bahanesiyle evinden götürülen ve bir daha kendisinden haber alınmayan Hasan Çiçek'in akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 495'incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, Diyarbakır Şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Dersim'in Hozat ilçesinde askerlerce yol gösterme bahanesiyle evinden götürülen ve bir daha kendisinden haber alınmayan Hasan Çiçek'in akıbeti soruldu.
 
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Yönetici ve Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, 495 haftadır kesintisiz bir şekilde kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ve faillerinin bulunarak yargı önüne çıkarılması için adalet talep ettiklerini ve bunun için de mücadele ettiklerini belirterek "Kayıplarımızın akıbetini açıklamak zorundasınız. Çünkü kayıplar, devletin karanlık güçleri tarafından kaybettirildiyse, devletin karanlık güçleri yargı önüne çıkarılabilir. Bu nedenle hakikatler ortaya çıkarılanda dek, kayıplarımızın akıbetin sormaya devam edeceğiz" diye konuştu.
 
Örhan, her hafta paylaştıkları kayıp hikayelerinin bilgi ve belgeleriyle savcılıklara sunulduğunu ancak faillerin bulunması ve yargılanması için bir çaba içerisine girilmediğini söyledi.
 
Örhan'ın ardından İHD Diyarbakır Şube yöneticisi İrfan Ekinci, 1994 yılında Dersim'in Hozat ilçesinde askerlerce yol gösterme bahanesiyle evinden götürülen ve bir daha kendisinden haber alınmayan Hasan Çiçek'in hikayesini anlattı.
 
Yalçın şunları belirtti:
"Dersim İli Hozat İlçesi Boydaş Köyü Dereköy Mezrası'nda ikamet eden Hasan Çiçek, köylerini boşaltmaları yönünde birçok kez tehditlere maruz kaldı. Köyü boşaltmayan Hasan Çiçek, yol göstermesi bahanesiyle askerlerce 10 Ekim 1994 tarihinde evinden alındı. Hasan'ın eşi Zeynep Çiçek, eşinin götürüldüğü istikametten silah sesi duydu. Bu tarihten sonra eşinden bir daha haber alamadı.
 
"Eşini bulmak için çeşitli girişimlerde bulunan Zeynep Çiçek, bir ay sonra yakılmış bir ceset bulunduğu haberi üzerine, eşi olabileceği düşüncesi ile teşhis etmek istedi. Zeynep Çiçek, cesette bulanan kol düğmelerinden cesedin eşine ait olduğunu tespit etti. Ancak cesedin Hasan Çiçek olduğu ispatlanamadığı için, Hasan Çiçek resmi kayıtlara ‘kayıp' olarak geçti. Dava dosyası mahkemeler arasında uzun yıllar gidip geldi. Zeynep Çiçek`in 1999 yılında başvurduğu Hozat Asliye Hukuk Mahkemesi de, Hasan Çiçek'in ‘kayıp' olduğu kararını verdi."
 
Yapılan açıklamaların ardından gözaltında kayıplar için oturma eylemi yapıldı.