'Kamuda tasarruf' paketi kime ve neye hizmet ediyor?
AKP-MHP iktidarı, kamuda tasarruf adı altında bir paket açıkladı. "Yerli ve milli IMF programı" olarak nitelendirilebilecek paketi değerlendiren akademisyen Özgür Müftüoğlu, saldırının sınıfsal olduğuna işaret etti, sermayeye aktarılan kaynak ve savaş bütçesinden vazgeçilmediğini vurguladı. Kamuda, esnek ve güvencesiz çalışma getirildiğini, sadece emekli olanların yerine kamu emekçisi alınacağını hatırlatan Müftüoğlu, asıl tasarrufun burada ve halka götürülecek hizmette yapıldığına dikkat çekti.
AKP-MHP iktidarının uyguladığı ekonomi politikaları, işçi ve emekçiler, özellikle emeklilerde büyük bir yoksulluk krizine neden olurken, beyaz yakalılar da giderek yoksullaşmaya başladı. Yoksulluk krizi, 31 Mart yerel seçimlerinde AKP-MHP iktidarına oy vermeme, sandığa gitmeme şeklinde yansıdı. Seçim sonuçlarının ardından devlet yönetiminde lükse son verileceği tartışmaları yapıldı. Ve dün, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni açıkladı.
"Yerli ve milli IMF programı" olarak nitelendirilebilecek paket, Süleyman Demirel başbakanlığındaki hükümetin Turgut Özal'a hazırlattığı 24 Ocak 1980 tarihindeki paket ile benzer amaçlar taşıyor.
HALK KEMER SIKACAK
8 başlıkta açıklanan "kamuda tasarruf" adı altındaki paket kapsamında 3 sene boyunca kemer sıkılacağı söyleniyor. Ancak pakete bakıldığında kemer sıkacak olan her zamanki gibi yoksul emekçi halk olacak.
Paket açıklanmadan bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "tasarruf" için saraydan Çankaya Köşkü'ne taşınacağı haberi servis edilerek, tasarrufun en tepeden başlayacağı algısı yaratılmaya çalışıldı. Ancak açıklanan pakete bakıldığında, devletin yönetimindekilerin lüks hayatlarından, sermayeye sunulan teşvik ve olanaklardan tasarruf edilmeyecek.
MÜFTÜOĞLU: TEPKİ ÇEKEN ŞATAFATA KARŞI GÖRÜNTÜYÜ KURTARMA PAKETİ
Açıklanan kamuda tasarruf paketini Özgür TV yayınında değerlendiren akademisyen Özgür Müftüoğlu, paketin, AKP-MHP iktidarının, halkı ve uluslararası sermayeyi ikna edemediğini gösterdiği söyledi. Lüks makam araçları, kayyumlardan ve AKP'den devralınan belediyelerdeki şatafat, kamuda 2-3 maaş alan yöneticiler ve bankamatik memurlarının son dönemde çok fazla göze battığına işaret eden Müftüoğlu, paketi, "Hem halka 'biz de tasarruf yapacağız', hem de uluslararası sermaye ve kredi kuruluşlarına IMF ile stand-by imzalamadık ama 'ayağımızı denk alıyoruz', 'belli bir tasarruf yapıyoruz' görüntüsü yaratma" gayreti olarak nitelendirdi.
'BÜTÇEDE 2,7 TRİLYON AÇIK VAR PAKET 100 MİLYARLIK TASARRUF ÖNGÖRÜYOR'
Mehmet Şimşek'in, "hayat pahalılığını ve enflasyonu düşüreceğiz" açıklamasını hatırlatan Müftüoğlu, paketin böyle bir etkisinin kesinlikle olmayacağını vurguladı. Bütçedeki açığın 2.7 trilyon olduğunu, hazırlanan paketin ise sadece 100 milyarlık bir tasarruf içerdiğini aktaran Müftüoğlu, "Yani devede kulak, hiçbir anlamı yok" diyerek, hazırlanan paketin, AKP'nin iktidara geldiğinden bu yana uyguladığı ekonomi politikaları ve son açıkladığı Orta Vadeli Program ile uyumlu olduğuna işaret etti.
'HALKA GÖTÜRÜLECEK HİZMETTEN TASARRUF EDİLMEMELİ'
Yaşanan yoksulluk krizini, "Halk iyice yoksullaşmış, açlıkla karşı karşıya, beslenme, barınma ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Eğitimliler, beyaz yakalılar, profesyonel meslek sahipleri de artık geçimlerini sürdüremiyor. Emekli aylıkları açlık sınırının yarısı kadar, asgari ücret açlık sınırının altında" sözleriyle tarif eden Müftüoğlu, bu tablo içerisinde yapılacak bir tasarrufun, 86 milyona götürülecek hizmeti kapsamaması gerektiğini vurguladı.
'DEVLETTEKİ İSRAF, SAVAŞ BÜTÇESİ, SERMAYEYE TEŞVİK SONA ERMELİ'
Müftüoğlu, tasarruf edilecek kalemleri de açıkladı. Öncelikle devlet yönetimindeki israfın sona ermesi gerektiğini söyleyen Müftüoğlu, kaynaklarının çok büyük bir kısmının savaşa ayrıldığına dikkat çekti. Savaş bütçesinin içte ve dışta uygulanacak "barış" politikasıyla sona erdirilebileceğini kaydeden Müftüoğlu, savaştan nemalanan sermaye çevreleri olduğunu hatırlatarak, burada da bir tasarruf politikası uygulanmadığını söyledi.
Paketin AKP-MHP iktidarının siyasi tercihlerini bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Müftüoğlu, kamu bütçesindeki büyük harcamaların başında sermayeye aktarılan kaynak olduğunu söyleyerek, bu kaynak aktarımının "tasarruf" paketinde yer almadığına dikkat çekti. Kamu-özel ortaklıklarıyla yapılan köprü, yol, şehir hastaneleri ve havaalanı gibi inşaatlara kaynak aktarımının sürdüğünü söyleyen Müftüoğlu, aktarılan bu kaynağın yanı sıra, sermayedarların devlete olan borçlarını ödemediğine, burada büyük bir hibe olduğuna işaret etti.
'SERMAYEDARLAR DEVLETE BORÇLARINI ÖDEMİYOR'
Müftüoğlu şu bilgileri paylaştı: "Bahadır Özgür'ün sosyal medyasında bir paylaşımı vardı bugün (dün), İstanbul Havaalanında Cengiz Holding ve benzerleri, devlete ödemeleri gereken kiraları 2 yıldır ödemiyorlar. Sermayeden alacaklarını devlet almıyor. Kamu bankaları sermaye gruplarına verdiği borçları geri almıyor. Neredeyse hibe ediyor. Ama asgari ücretle geçinen insanlar üç kuruş para aldığında bankalardan geri almak için her şeyi yapıyorlar. Diğer yandan sermayedarlara trilyonlarca lira vergi teşvikleri veriliyor. Pakette bu düzene hiçbir şekilde değinilmiyor."
Göz boyamak için lüks makam araçlarının azaltılacağı şeklinde açıklamalar yapıldığını hatırlatan Müftüoğlu, kiralanan lüks araçlarının sözleşmesi bitene kadar devletin elinde kalacağı bilgisini paylaşarak, "Yani somut bir adım yok" diye ekledi.
'KAMUDAN TASARRUFU KAMU EMEKÇİSİNDEN YAPACAĞIZ DİYORLAR'
Daha önceki paketler ve ekonomi politikaları gibi, "kamuda tasarruf" adı altındaki paketin, işçi ve kamu emekçilerinin ücretleri, güvencesiz çalışma, halka sunulan hizmetlerden tasarrufu amaçlandığını vurgulayan Müftüoğlu yapılan düzenlemeye ilişkin şunları söyledi: "Halkı yoksullaştıran ekonomik programı uyguladınız. Şimdi buradan çıkmak için esnek ve güvencesiz çalışmayı getireceğim diyorsun. Kamudan tasarrufu kamu emekçisinden yapacağız diyorsunuz. Daha az kamu emekçisine daha çok iş yaptıracaksınız, geçici işte çalışma, çağrı üzerine çalışma, uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimlerini getireceksiniz -bunlar güvencesiz çalışmadır aynı zamanda-, kamu emekçilerinin lojman, sosyal tesis ve servis hakkını tamamen elinden alacaksınız. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde saatlerce yolda kalmaya, yol parası ödemeye mecbur bırakacaksınız. Öbür taraftan kamuda sadece emekli olanların yerine çalışan alacağız diyeceksiniz. Sürekli nüfus artıyor, sağlık, eğitim başta olmak üzere birçok alanda zaten personel eksiği var. Böylece kamu hizmeti alan yurttaşa daha niteliksiz kamu hizmeti vermenin de yolunu açıyorsunuz. Çünkü daha az, güvencesiz kamu emekçisiyle hizmet vereceksiniz. Bunun doğrudan yansıması yine halka oluyor. Burada gördüğümüz, sermayeye, savaş politikaları ve bundan çıkar sağlayan sermaye çevrelerine, AKP-MHP iktidarının kendi varlığını sürdürerek yakın çevresine tanıdığı imtiyazlar, şatafatlı yaşama dokunmayan bir paket bu. Halka ise kemer sıkın, lokmalarınızı daha da küçültün diyorsunuz. Zaten karnını bile doyuramayan halkı daha da yoksullaştıracak politikaları onlara dayatıyorsunuz."
'YAPISAL REFORMLARI 24 OCAK KARARLARINDAN BİLİYORUZ'
Açıklanan "kamuda tasarruf" paketindeki bazı düzenlemelerin hayata geçmesi için kanun çıkarılması gerektiğini ancak bu kanunun çıkarılıp çıkarılmayacağının belirsiz olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, Mehmet Şimşek'in "arkasından yapısal reformlar gelecek" sözlerine atıfta bulunarak, "Biz zaten Türkiye'de yapısal reformların nasıl uygulandığını, faturayı kime yıktığını, topluma nasıl ağır bedel ödettiğini ta Özal'dan, 24 Ocak kararlarından beri yakından biliriz. Bunun arkası emekçiler açısından daha da ağırlaşarak gelecektir" diye konuştu.
'SESSİZ KALIRSAK GÖRÜNENDEN DAHA AĞIR BEDEL ÖDETİRLER'
Açıklanan pakete, başta kamu emekçileri sendikaları, örgütleri ve tüm toplumu ilgilendirdiği için işçi sendikaları ve diğer örgütlenmelerin karşı çıkması gerektiğini vurgulayan Müftüoğlu, "Bu politikalara sessiz kaldığınız zaman, burada görünenden daha ağırlaştırılmış şekilde bedelini topluma ödetirler" dedi.
'SALDIRI SINIFSAL, TOPYEKUN MÜCADELE YÜRÜTÜLMELİ'
Hazırlanan paketin barış, işçi ve emekçiler, halka karşı saldırı olarak nitelendiren Müftüoğlu, "Bunun sınıfsal bir saldırı olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Ekonomik, kültürel, sosyal, siyasal haklar için topyekun mücadelenin olması gerekir. Aksi takdirde toplum açısından sonuçları ağır olacaktır" uyarısında bulundu.
'LOJMAN VE SOSYAL TESİSLER KAPATILACAK'
Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek tarafından 8 başlıkta açıklanan "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"nde şunlar yer alıyor:
♦ Deprem riski hariç, yeni hizmet binası alımı, yapımı 3 yıl süreyle durdurulacak. Yeni bina kiralanmasına izin verilmeyecek, mevcut kiralamalar da bir takvimle sonlandırılacak.
♦ Yeni lojman ve sosyal tesis alımı, yapımı ve kiralanması süresiz olarak yasaklanacak (Doğal afet ve güvenlik hariç). Mevcut sosyal tesisler ekonomiye kazandırılacak (savunma ve güvenlik hariç).
KAMUDA ESNEK VE GÜVENCESİZ ÇALIŞMA GETİRİLİYOR
♦ 3 yıl süreyle kamuya emekli olan personel sayısı kadar personel alımı yapılacak. Açıktan atama izin sayıları Bütçe Kanunu'yla belirlenecek. Destek personeli sayısı, zaman içinde azaltılacak. Kamuda esnek ve uzaktan çalışma modelleri geliştirilecek. Kamu çalışanlarının 'yönetim kurulu ücretlerine tavan sınır' getirilecek, aşan kısmı bütçeye gelir kaydedilecek.
♦ Kamuda idari genişleme sınırlandırılacak. Bakanlıkların yurt dışı teşkilatları ihtiyaçlar çerçevesinde gözden geçirilecek. Taşra teşkilatları faaliyet yoğunlukları dikkate alınarak gözden geçirilecek. İllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı defterdarlıklar ve vergi dairesi başkanlıkları birleşecek.
♦ "Bütçe harcama disiplini" kapsamında, mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesinti yapılacak. İl Özel İdarelerine, merkezi yönetim kapsamındaki yatırım ödemeleri 'hakediş' karşılığında yapılacak. Verimsiz harcamalar 2025'ten itibaren sonlandırılacak.
♦ Zorunlu haller dışında kamu yatırım programına yeni proje alınmayacak. Kamu yatırımlarında önceliklendirmeye gidilecek, yüzde 15'lik kesinti bu alanlara aktarılacak. Fiziki ilerlemesi yüzde 75'in üzerinde olan yatırım projeleri, deprem riski nedeniyle gerekli olan projeler, tarımsal sulama başta olmak üzere gıda arzını artıracak projeler, yeşil ve dijital dönüşüm ile OSB liman, demiryolu bağlantı projeleri öncelikli olacak.
♦ Hizmet içi eğitim, toplantı, otellerde değil, kamu tesislerinde yapılacak. Yurt dışı geçici görevleri sınırlandırılacak, görevlendirme asgari seviyede tutulacak. Yurt dışı geçici görev harcamaları bütçe ödeneğini aşmayacak, ödenek aktarımı yasaklanacak.
LÜKS ARAÇ KULLANIMI DEVAM EDECEK
♦ Kamu Filo Yönetim Sistemi ile taşıt sayısı ve kullanımına standartlar getirilecek. Plaka üzerinden satış envanteri ve taşıt harcamaları takip edilecek. Ambulans, savunma, güvenlik gibi zorunlu ihtiyaçlar hariç, 3 yıl süreyle yeni araç satın alma ve kiralama yapılamayacak.
♦ Kanunla izin verilenler hariç, 'yabancı menşeili araç' kullanımı yasaklanacak. İhtiyaç fazlası ve ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtlar tasfiye edilecek. Savunma ve güvenlik hariç, kamuda 'personel servisi hizmeti' toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacak.
♦ Sokak ve cadde ışıklandırmasında LED dönüşümü hızlandırılacak. (2024'te bütçeden aydınlatmaya ayrılan ödenek 35 milyar lira) Kamu bina ve tesislerinde enerji verimliliğini artıran uygulamalar geliştirilecek, yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılacak. Ekonomik değeri olan atıkların, bedeli karşılığında geri dönüşümü zorunlu hale getirilecek.
♦ E-yazışma sistemine geçiş tamamlanacak. Elektronik tebligat sistemleri yaygınlaştırılacak. Yayın, rapor vb. tanıtım amaçlı doküman basılmayacak, elektronik ortamdan paylaşılacak.
♦ Temsil ve tanıtma ödeneklerinde 2024 yılında yüzde 25 kesinti yapılacak, devam eden yıllarda bu baz alınacak. Uluslararası toplantılar ve milli bayramlar hariç, gezi, kokteyl, yemek vb. faaliyetler düzenlenmeyecek. Ajanda, takvim, plaket, eşantiyon türü hediyelerin verilmesi yasaklanacak.
♦ Zorunlu haller hariç, mobilya, ofis donanımı, tefrişat gibi demirbaş alımları 3 yıl durdurulacak. Kamu alımlarının DMO aracılığıyla yapılması esas olacak.