23 Eylül 2024 Pazartesi

'Kaldığımız yerden devam edeceğiz'

"Vazgeçmiyoruz" şiarıyla gerçekleştirilen 'Adalet Buluşması'nda konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, 95 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven'in çığlığının "Adalet" talebi olduğunu dile getirdi. Suruç gazisi Güneş Erzurumluoğlu ise "Ayakta ya da değil mutlaka geri döneceğim ve kaldığımız yerden devam edeceğim" dedi.
Suruç Aileleri İnisiyatifi ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği'nin, Taksim Hill Otel'de "Vazgeçmiyoruz" temasıyla yaptığı 'Adalet Buluşması' katliam tanıklarının anlatımları ile gerçekleşen forum ile sona erdi.
 
Üçüncü oturum Cumartesi Annelerinden İkbal Eren'in konuşması ile başlandı. Eren, "Ne yazık ki acılar bizi birleştiriyor. Yitirdiğimiz canlara saygı ile başlamak istiyorum. Bu ülkede bizim de tanık olduğumuz çok fazla katliam yaşadık. Roboski'den Reyhanlı'ya, Soma'dan Ankara'ya birçok katliam yaşadık" dedi.
 
DEVLETİN PEŞİNE DÜŞMELİYİZ
Abisi Hayrettin Eren'in katillerinin bulunması için bir gazete ilanı için bile uğraşmak zorunda kaldıklarına değinen Eren, "Biz yan yana gelince çok fazla olduğumuzu gördük. Bir arada mücadele etmek bu ülkede gözaltında kaybedilmenin önüne geçti. Biz 50 kayıbın kemiklerine ulaştık. Tek başımıza bunu yapamazdık. 23 yıl Galatasaray Meydanı'nda oturarak kaybedilenlerin adını andık" dedi.
 
"Ben artık kimin ne yaptığına bakmıyorum. Ben devletten hesap soruyorum. Çünkü bütün katliamları devlet istedi" diyen Eren, devletin peşine düşmek gerektiğini ifade etti. Bu kadar çok katliama rağmen sokağa neden çıkılmadığına değinen Eren, "Ben büyüklerimden hesap soruyorum. Dedem ve babam Ermenilerin, Sabahattin Ali'nin kaybedilmesine göz yummasaydı biz Cumartesi Anneleri olmazdık" diye konuştu.
 
CAN GÜZVENLİĞİMİZ YOK
 
Yan yana durmayı becerebilmek gerektiğini ifade eden Eren, herkesin katliamlar için bir şey yapabileceğini kaydetti. Sedat Peker'in silahlanma çağrısını hatırlatan Eren, "Bir katliam daha mı yaşamalıyız. Herkes bu konuda suç duyurusunda bulunmalı. Eğer bir gün otobüste, sokakta ölmek istemiyorsak daha çok sokağa çıkmalıyız" diye kaydetti.
 
"Kapımızın çalınmasını ve acıyı yaşamayı beklemeyelim. Acıyı yaşayanların yanında bulunalım" diyen Eren, hak ve adalet arayan herkesin yanında olmak zorunda gerektiğini söyledi.
 
KATLİAMALRIN HEPSİ POLİTİK
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, "Bende Suruç'ta yoldaşlarımı kaybettim ve Ankara katliamının tanıklarından biriyim. Biz katliamlarda yaşamını yitirenleri düştükleri yerden kaldıramadık. Ancak hesaplarını sorduğumuzda düştükleri yerden kalkacaklar" dedi.
 
Geride kalanların en güçlü yanının onlar için mücadele etmek sorumluluğu olduğunu dile getiren Çepni, "Bu topraklarda katliamlarla mücadele etmek faşizme karşı mücadeledir. Bu burada bir kez daha açığa çıktı. Geçtiğimiz hafta Kartal'da bir katliam yaşandı. Doğa ve kadın katliamları da dahil olmak üzere hepsi politiktir" diyen Çepni, bütün katliamların arasındaki bağı ve adalet mücadelesini birleştirmek gerektiğini söyledi.
 
LEYLA GÜVEN'İN ÇIĞLIĞI ADALET İÇİN
 
Leyla Güven'in 95. gününde olan açlık grevinin adalet çağrısı olduğunu aktaran Çepni, "İçişleri Bakan'ı ise Leyla Güven başta olmak üzere herkesin adalet talebini kanla bastırmayı kendine görev ediniyor. Leyla Güven'in talebi ve adalet çığlığı hepimizin talebi olmalı" diye konuştu.
 
BİRGÜN MUTLAKA GELECEĞİM
Etkinliğe Suruç gazisi Güneş Erzurumluoğlu skype ile bağlandı. Erzurumluoğlu, Suruç'tan sonra konuşmanın zor olduğunu belirtti. Hala yatakta tedavisinin devam ettiğini kaydeden Erzurumluoğlu, "Yorulmuyoruz, çünkü gücümüzü onlardan alıyoruz. Yaptığımız mücadelenin doğruluğunu her geçen gün daha iyi anlıyorum" diye belirtti.
 
"Gezi'den Rojava'ya umudu yeşertmek için Kobanê'ye gidiyorduk. Artık en iyi arkadaşım tekerlekli sandalye. Aynı zamanda o benim yaşama gücüm. Amed demek Suruç demek, Suruç Ankara demek" diyen Erzurumluoğlu, bir gün adaletin geleceğine inandığını söyledi.
 
UMUT BİTMEDİ, BİTMEYECEK
 
"Umut hiçbir zaman tükenmeyecek" diyerek yalnız olmadığını ve kimsenin yalnız olmadığını aktaran Erzurumluoğlu, "Bir gün iyileşerek geleceğim ve kaldığımız yerden devam edeceğiz. İsviçre'de olduğunu ve iltica talebinin hala kabul edilmediğini hatırlatarak, hiçbir devletin IŞİD katliamını ciddiye almadığını ve yetkililerinin 'Bu katliam sana özel yapılmadı' dediğini belirtti.
 
"Bir gün ayaklarımın üstünde ya da değil mutlaka geri döneceğim" diyen Erzurumluoğlu, başaracaklarına inandıklarını söyledi.
 
ROJAVA YENİ TOPLUM UMUDUDUR
İsviçre'den gelen gözlemci delege Annick Marmy, Suruç gazisi Güneş Erzurumluoğlu'nun hikayesini dinledikten sonra burada olmaya karar verdiğini belirterek kendi ülkesinde farkındalık yaratmak için geldiğini söyledi. Dayanışmanın önemine inandığını belirten Marmy, "Suruç'ta bir araya gelen insanlar Kobanê'ye yürümek ve şehri yeniden inşa etmek istemişlerdi. Gerçekten de Rojava devriminin bizim desteğimize ihtiyacı var. Çünkü orası daha iyi bir toplum için umudu temsil eden bir yer" dedi.
 
ADALETE İNANCIMIZIN OLMAMASI KORKUNÇ
Fransa Yeni Anti Kapitalist Parti'den Ruiz Raynaldo Emiliano ise "Patlamada ölenlerin ve yakınlarının haklarını sağlamak adaletin görevidir ancak sorumluların sanık sandalyesinde oturmayacak olmalarından korkmak içten bile değildir. Bu konunun üzerinde büyük bir gölge vardır" dedi.
 
"Dayanışma yolunu izlemek yerine hükümetimiz, demokratik haklarımıza terörle mücadele adı altında ket vurmaktadır. Fransız hükümetinin sıkıyönetimi savunan yasaları kabul etmesi ve bir araya gelmek, gösteri yapmak gibi haklarımızı kısıtlaması skandaldır" diyen Emiliano, Fransa'ya katliamda ölenlerin mesaj ve anılarını taşıyarak döneceğini belirtti.
 
ADALETİ SAĞLAMANIN VAKTİDİR
Anarşist gençler adına konuşan Caner Delisu ise "Mücadeleyi devam ettireceğiz" diyerek anarşist gençlerle yazdıkları ortak metni okudu. 
 
"Bu coğrafyanın hiçbir acısı unutulmamalıdır. Ve biz bu coğrafyanın çocukları, adalet sağlanana kadar bu acıları omuzlarımızda taşıyacağız. Ölen her emekçi bedeninde, her barış ve özgürlük sevdalısında yaşayacak olan bir mücadelenin parçasıyız. Bize düşen açıkça ortadadır" diyen Delisu, adaleti beklemenin hata olduğunu ve adaleti sağlamanın vaktinin geldiğini söyledi.
 
Suruç'ta hayatını kaybeden Alper Sapan'ın "Radikal olmaktan korkmayın. Çünkü kitleler radikal biçimde değişecekler" sözünü hatırlatan Delisu, "Alper'in, Vatan'ın, Medali'nin, Serhat'ın, Evrim'in ve Demiryollarının Anarşist Ali'sinin omuzunda taşıdığı bu kara bayrağı yürüdüğümüz yolda biz de omuzumuzda taşıyoruz ve bulunduğumuz her alanda taşımaya devam edeceğiz. Yoldaşlarımız Kara'nın sonsuz umudunda yürümekte ve bizimle birlikte saf tutmaktadır" dedi.
 
ACILARIMIZ BİZİ TEK TUTUYOR
 
"Bu coğrafyanın devrimcileri olarak biz sırtımızdaki yükü taşıyamıyoruz. Yeteri kadar bir olamıyoruz ve kendi adaletimizi sağlayamıyoruz. Asıl odak noktamızı bu coğrafyanın kurtuluş yoluna çekmeliyiz ve bu kurtuluş yolu, inanan yüreklerin bir arada eylemelerinden geçiyor.  Acılarımız bizi dik ve diri tutmalıdır. Bugün bu coğrafyanın bütün mahalleleri, sokakları ve evleri her zaman olduğu gibi tehdit altında" diyen Delisu, herkesi bu mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
 
Buluşma katliam ailelerinin anlatımları ile sona erdi.