Irkçı saldırılara tepki ve mücadele çağrısı
Kayseri'de çocuğa yönelik istismar bahanesiyle mülteci, göçmenlere yönelik gerçekleşen ırkçı saldırılara çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü açıklama yaptı. TTB Merkez Konseyi, "Kamuoyunu sağduyulu olmaya; farklılıklarımızla, yeni gelenlerle birlikte onurlu ve özgür bir yaşamı savunmak için ses vermeye çağırıyoruz" dedi. Çok sayıda kurum da "Nefret suçları cezasız kalmamalı, yeni saldırılara yol verecek cezasızlık politikası son bulmalı ve göç politikalarında insani ve kalıcı çözüm formülleri geliştirmelidir" çağrısı yaptı.
Mültecilere yönelik saldırılara karşı kurumlardan tepkiler yükseldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi "onurlu ve özgür bir yaşamı savunmak için ses vermeye" çağırırken, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri de "nefret suçlarına karşı mücadele" çağrısı yaptı.
TTB: ÖZGÜR BİR YAŞAMI SAVUNMAK İÇİN SES VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Yaşamı ve yaşatmayı savunan mesleğin öncüleri olarak tüm halkların insan onuruna yaraşır bir yaşamı sürdürme hakkına sahip olduğunu hatırlatan ve sığınmanın bir hak olduğunu belirten TTB Merkez Konseyi, "Bu konuda devletin, Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası mevzuatların gereklerini yerine getirmesi, başta yaşam hakkı olmak üzere insan haklarının korunması konusunda müşterek sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra toplumsal hayat içerisinde bir arada yaşayabilmeyi sağlamanın da yöneticilerin görevi olduğunu ve ne yazık ki bugüne kadar bu görevin ciddi şekilde ihmal edildiğini hatırlatmak isteriz. Kötü yönetimin sebep olduğu aynı sorunlardan zarar gören vatandaşlarımızla sığınmacıları karşı karşıya getirmekten özenle kaçınılmalıdır. Bu konuda kamuoyunu sağduyulu olmaya; farklılıklarımızla, yeni gelenlerle birlikte onurlu ve özgür bir yaşamı savunmak için ses vermeye çağırıyoruz" dedi.
'MÜLTECİLERE YÖNELİK IRKÇI SALDIRILARI DURDURUN'
Antikapitalistler, Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, DEM Parti Göç ve Mülteciler Komisyonu, DSİP, EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), Eko Anarşistler, Ekoloji Birliği, Emek ve Adalet Platformu, Enternasyonal Dayanışma, Göç İzleme Derneği, Göçmen Sendikası Girişimi, Halkların Köprüsü Derneği, Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır Platformu, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De, İklim Adaleti Koalisyonu,İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği, İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, İzmir Müzisyenler Derneği, İzmir Yeşil Gelecek Derneği, Jineps Gazetesi, Marksist.org, Muğla Çevre Platformu, Mülteci Medyası, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Sınırsız Dayanışma, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, İstanbul Şubesi, Validebağ Direnişi, Validebağ Savunması, Yaşamak Sosyal Alan ve Dayanışma Derneği, Yeşil Sol Parti Mültecilerle Dayanışma Çalışma Grubu da söz konusu saldırılardan hükümetin sorumlu olduğunu vurguladı.
'ÖNLEM ALINMASI İÇİN YETKİLİLERİ UYARIYORUZ'
Son dönemde mültecilerin topluca, önce Geri Gönderme Merkezlerine, sonrasında da rızası hilaflarına Suriye'nin kuzey kentlerine gönderildiği kaydedilen açıklamada, "Şovenizm ve ırkçılığın yönlendirdiği teyitsiz yanlış bilgiler ve provokatif çağrılarla gelişen, Kayseri'dekine benzer galeyan, kışkırtma ve saldırıların da iktidar sahipleri ve kimi siyasi muhaliflerce daha kitlesel geri göndermeler için dayanak yapılması ve zaten yetersiz olan hukuki korumanın tamamen ortadan kaldırılması ihtimali bu süreçte güç kazanmaktadır. İzmir Güzelbahçe'de inşaat işçisi üç Suriyeli mültecinin yakılarak katledilmesi, geçtiğimiz günlerde Muğla'da Kürt tarım işçilerine yapılan ırkçı saldırı ve tam da Sivas Katliamının yıldönümünde bir kez daha ırkçı saiklerle ev yakmalara, linç saldırılarına tanık olmak endişe vericidir. 2014, 2016 ve 2019'da mültecilere yönelik gerçekleşen linç dalgalarını düşününce, dördüncü büyük linç dalgasından endişe duymaktayız ve önlem alınması için yetkilileri uyarıyoruz" ifadeleri kullanıldı.
'İNSANİ VE KALICI ÇÖZÜM FORMÜLLERİ GELİŞTİRİLMELİDİR'
Irkçılığa ve şovenizme karşı olduklarını, herkes için insan haklarını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan kurumlar, şöyle devam etti: "Kayseri'de yaşanan istismar ve nefret suçlarına sebep olan saldırıları kınıyor, suça karışan kişi ya da kişilerin hukuk önünde cezalandırılmasını istiyoruz. Saldırılar sırasında ev, işyeri ve araçlarda meydana gelen maddi zararlar tazmin edilmeli, tutuklanan istismar faili gibi ırkçı saldırganlar da yakalanarak cezalandırılmalıdır. Nefret suçları cezasız kalmamalı, yeni saldırılara yol verecek cezasızlık politikası son bulmalı ve göç politikalarında insani ve kalıcı çözüm formülleri geliştirmelidir."