İkram Mihyaz'ın nasıl kaybedildiği kamuoyuyla paylaşıldı
İkram Mihyaz'ın 1994'te yılında nasıl kaçırılıp kaybedildiğinin aktarıldığı İzmir'deki kayıp eyleminde, Mlihyaz'ın ırkçı çevrelere karşı devrimci bir duruş sergileyen mücadeleci bir kişiliğe sahip olduğu kaydedildi. İkram Mihyaz'ın bu yüzden barış, demokrasi ve kardeşlik düşmanı karanlık güçler tarafından kaçırılıp katledildiği vurgulandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, gözaltında kayıplara karşı Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Üzerinde gözaltında kaybedilen ve katledilenlerin fotoğraflarının yer aldığı, "Kayıplar belli failler nerede" ve "Kayıplar vicdanındır sahip çık" pankartları açtı.
Bu hafta İkram Mihyaz'ın nasıl kaçırılıp kaybedildiğine ilişkin bilgi verildi. Açıklamada, Mihyaz'ın Tüm Bel Sen İzmir Şubeleri onursal başkanı, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi üyesi, Balçova Belediyesi kamu emekçisi olduğu belirtildi. İzmir'de ailesiyle birlikte yaşayan Mihyaz'ın 5 Temmuz 1994'de kaçırılıp katledildiği söylenen açıklamada, "Aradan 30 yıl geçmesine karşın katilleri bulun(a)madı. Dosyası 20 yıllık zamanaşımı nedeniyle kapatıldı. Katledildiği zaman üzerinde bulunan kanlı gömleği bile ailesine verilmedi. Mahkeme kararıyla imha edildi. İkram Mihyaz; antidemokratik uygulamaların, asimilasyoncu politikaların yıkılması, halkların, eşit, kardeşçe yaşayacağı adil, demokratik, ortak bir yaşamı kurmak özlemi ve mücadelesi içindeydi. Sendikal mücadelede, demokratik eylem ve etkinliklerde, işçi grev ve direnişlerinde hep en öndeydi. Sendikal mücadele ile demokrasi mücadelesinin birbirinden kopmaz bağlarla bağlı olduğuna inanır ve bunun çabası içinde olurdu. İnsan hakları ve barış mücadelesinin de öncülerindendi. Tüm Bel-Sen'in hem tüzük oluşumuna hem de örgütlenmesine aktif olarak katılmıştı. Bütün söylemlerinde Kürt sorununun demokratik, barışçıl ve siyasal çözümü için sendikaların aktif tutum almasını savunur, bunun gereğini de kendi alanında yerine getirirdi. Sendikal faaliyetleri sürecinde çok sayıda; kovuşturma, soruşturma ve gözaltılarla karşılaştı. Irkçı çevrelere karşı devrimci bir duruş sergileyen mücadeleci bir kişilikti" denildi.
Onun bu yönlerinden rahatsızlık duyan barış, demokrasi ve kardeşlik düşmanı karanlık güçlerin 5 Temmuz 1994'de Balçova Belediyesi'ndeki işine giderken Mihyaz'ı kaçırdığı kaydedilen açıklama, şöyle devam etti: "O gece evine dönemedi ama onun yerine çok sayıda polis evlerine gitti ve İkram'ı sordu ama İkram o saatlerde katledilmiş ve kaybedilmişti amaç hedef şaşırtmaktı. Evde İkram Mihyaz'ın eşi, kardeşi ve o tarihte 2 yaşında olan oğlu Heval vardı. Heval şimdi 32 yaşında. İnsan Hakları Derneği, aile ve avukatların yaptıkları araştırmalar sonucunda şu bilgilere ulaşıldı: 'İkram kaçırıldığı gün; beyaz bir Tempra'ya bindirilmiş ve bir yere kadar götürülmüş sonra mavi bir Tempraya aktarılmış ve Manisa yolu Çiçekli Köyündeki köylüler İkram'ın öldürülüşünü görmüşler. Öldüren kişiler İkram'ı orada bırakıp gitmişlerdi. İkram Mihyaz, Yaka köyünde ormanlık alanda, yakın mesafeden sıkılan 4 kurşunla katledilmiş olarak bulundu. Mihyaz'ı öldüren faili meçhul kişiler hakkında, 'kasten insan öldürme' suçundan yürütülen soruşturma 2014'de kapatıldı. Eşi Azize Mihyaz takipsizlik kararının kaldırılması için savcılığa dilekçe ile başvurdu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımı süresinin dolduğunu, yapılan araştırmalara karşın suçu işleyenlerin kimliklerinin tespit edilemediği kararını verdi. Adli emanetteki bir adet deforme mermi çekirdeği, bir adet 9 mm çapında boş kovan, Mihyaz'ın üzerinden çıkan kanlı gömleği ve diğer giysilerinin 'ekonomik değere sahip olmamaları' ve zaman aşımı dolmuş olması nedeniyle, karar kesinleştikten sonra imha edileceği de belirtildi. Ailesinin ve avukatının tüm çabalarına karşın o beyaz gömlek de imha edildi. O dönem yani 2015'de Avukat Metin İRİZ, takipsizlik kararına itiraz etti. Dosyada yazışmalar dışında hiçbir işlemin yapılmadığını belirtti fakat itiraz olumsuz sonuçlandı."